MEHLİKÂ32.BÖLÜM
Başını koltuğa yaslamış bir şekilde halıyı seyrediyordu Efsun. Dedesiyle yaşadığı olaydan sonra biraz halasıyla ve İdille konuşup, ardından eve gelmişlerdi. Emir'le tam olarak konuşacak vakti dahi olmamıştı. "Güzelim..." Emir baş ucuna oturduğunda, Efsun yerinden doğrularak buruk bir ifadeyle kocasına baktı.
"Dedem beni asla affetmeyecek. Kaybettim onu"
Emir usul usul parmaklarını karısının yanağında gezdirirken, onun bu kadar üzülmesine katlanamıyordu. "Deden bizi eninde sonunda kabul edecek ve o tedaviyi olacak. Kendini üzmene dayanamıyorum Efsun. Ağlamana dayanamıyorum"
"İyiyim ben, sadece uyumak istiyorum. Yanıma gelir misin?"
Emir karısının yanına uzanarak onu kollarına aldı ve göğsüne yaslanarak saçlarına öpücükler kondurdu. Dünyanın en güzel kokusuydu bu. Efsun'u bir şekilde mutlu etmek zorundaydı. O her şeyi göze alıp Süleyman bey ile konuşmuştu. Onu mutlu etmeliydi, çok mutlu etmeliydi. Başka hiç yolu yoktu.
ERTESİ GÜN
Emir erkenden uyanıp İdil'i aradı ve Süleyman bey hakkında bilgi aldı. Hala sinirli olduğunu ve odasından çıkmadığını öğrendi. Efsun ise uyuyordu ve onu biraz izledikten sonra aşağıya indi. Mutfağa girdiğinde, Aylin'in kahvaltı hazırladığını gördü.
"Nasıl girdin sen eve?"
"Sizede günaydın Emir bey. Efsun hanım anahtar vermişti"
"Efsun insanlara çabuk güveniyor. Ama ben sana hiç güvenmiyorum, hiç güvenmiyorum. Şu sıralar başka olaylarla meşgul olduğum için seninle ilgilenemedim ama sıra sana da gelecek"
Aylin üzgün bir ifadeyle bakarken, onunla hiçbir zaman abi kardeş olamayacağını hissetti. Emir, katı bir adamdı. Efsun dışında ve ailesi dışında kimseyi umursamıyordu. Belki kardeşi olduğunu öğrenirse farklı olur muydu? Bilmiyordu ve söylemekten aşırı çekiniyordu.
"Ben kendi halinde bir insanım Emir bey.Annesini yeni kaybetmiş, babası tarafından terkedilmiş genç, toy bir kızım! Hayatın sillesini erkenden yemiş, erkenden gerçek dünyayı görmüş birisiyim ben. Ne olur bana böyle davranmayın"
Aylin gözyaşlarına hakim olamazken, Emir bir an ne diyeceğini bilemedi. İçinde bir yerlerde vicdanı cız ederken, fazla ileri gittiğini farketti. "Tamam ağlama. Ağlayan insanlardan hoşlanmam"diyerek kızın sırtını sıvazladı usulca. Aylin, adamın gözlerine baktığında, tebessümle baktı ona. "Değişik bir özür dileme stiliniz var gerçekten" diyerek omzunda ki elin üzerine elinini koydu genç kız.
"Kimsen yok mu ailenden?"
Aylin güçlükle yutkunurken 'var' diyemedi. "Babam terketti, annem de vefat etti. Kimsem yok"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHLİKÂ
RomanceBir anda fısıldaşmalar arttığında, Efsun arkasına doğru döndü ve sarı spotların yanan ışıkları altında hayal gördüğünü düşündü. Evet kesinlikle hayal görüyordu.Bu karşısında gördüğü adam o değildi. O olamazdı... Gözlerini kırpıştırarak derin bir ne...