MEHLİKÂ33.BÖLÜM
Gözlerini hiç açmak istemese de, sevdiği kadını bir an önce görmek için ayılmaya çalıştı Ayaz. Kaç saattir uyuyordu bilmiyordu ancak, sabaha kadar uyumamışlardı ve sabah uyuyunca muhtemelen öğlene kadar uyumuşlardı. Gözlerini aralayıp baş ucunda ki telefona baktığında saatin 2'ye geldiğini gördü. İşle ilgili arayan insanlar olmuştu, Emir de aramıştı, yengesi de aramıştı ancak şu anda hiç biriyle konuşmayacaktı. Soluna doğru baktığında, Simay'ı göremeyince yerinden doğrularak ayaklandı ve üzerine kıyafetlerini geçirerek içeriye doğru ilerleri. "Simay!" diyerek seslendi ve odalara bakmaya başladı, ardından da mutfağa baktı. Kadifenin yanına gittiğini düşünerek evden çıktığında, orada da olmadığını görünce hemen telefonunu alıp aradı onu ancak telefonu kapalıydı.
"Simay, neden kapalı bu telefon!" diyerek merakla elini ensesinde gezdirdi. Hemen arabaya atlayıp yola koyulduğunda Simay'ın evine gitti ve kapıyı çalmaya başkadı, fakat kapıyı açan hiç kimse yoktu. Tekrardan telefonunu çıkarıp Efsun'u aradı.
"Efendim Ayaz abi?"
"Efsun, Simay nerede? Telefonlarımı açmıyor, evde de yok"
Efsun, ayaklanarak Emirden biraz uzaklaşıp üzgün bir ifadeyle saçlarıyla oynadı. "Halam gitti"
"Ne demek gitti? Nereye gitti?"
"Tarıkla Afrikaya gitti. Son anda böyle bir karar almış, Tarıkta her şeyi ayarlamış"
Ayaz olumsuz anlamda başını sallarken buna asla inanmıyordu. Simay bunu yapmazdı, Simay böyle bir şeyi asla yapmazdı. "Bu söylediğinin doğru olmadığını biliyorum Efsun! Simay nerede? Hemen bana yerini söyle. Eğer bu şakaysa da hiç komik değil"
"Şaka yapmıyorum. Halam bir karar verdi ve gitti. Hatta bize bile son anda haber verdi Ayaz abi. Yani önceden bilseydik bir şekilde sana söylerdik..."
Telefon suratına kapatılınca, Efsun bir süre ekrana baktı. Bu olanları sağ sağlim atlatıp, birbirlerine sonsuz güven duyup yeni bir ilişkiye başlamalarını temenni ediyordu. Başka bir şey gelmiyordu elinden.
"Kimdi arayan? Yüzün düştü, iyi misin?"
"Halam, Tarıkla Afrikaya gitti. Ayaz abiye bunu söyleyince tabi, biraz kötü oldu"
"Afrikaya mı gitti! Afrika ne Allah ne aşkına? Amcam yıkılmıştır kesin!"
Efsun gözlerini kaçırarak sıkıntıyla oflarken, böyle bir şeyin içine düştüğüne inanamıyordu. "Tamam sakin ol hayatım"
"Dönelim mi İstanbul'a? Çocukları da alayım, bir amcamı görelim biz. İçim rahat etmeyecek"
"Tamam çıkalım canım"
Şileden ayrılıp İstanbul'a geldiklerinde,Ayaz'ın evinde soluğu aldılar. İdil ve Aylin hariç hepsi oradaydı. Ayaz bu duruma inanamazken, Emir, Sarp ve Ege bir şekilde teselli etmeye çalışıyorlardı
"Dün affettiğini söyledi! Bugün Afrikaya falan gitmiş olamaz" diyerek ileri geri volta atmaya devam etti Ayaz. Elbette araştırıyordu, eğer yurt dışına çıktıysa mutlaka ama mutlaka haberi olurdu. Ama anlamıyordu, asla beyninde bir şeyleri oturtamıyordu.
"Amca , hadi ama artık bitirdin kendini. Otur biraz" dedi Emir, adamın omuzlarını tutarak.
"İyiyim ben yeğenim. Bu arada Efsun, sen ne zaman görüştün Simayla? Tam olarak ne söyledi?" diye sordu Ayaz meraklı gözlerle bakarak.
"Sabah aradı. Bir karar verdiğini, bir süre Afrikada yaşayacağını falan söyledi. Bir şey söyleyemedim zaten kapattı hemen"dedikten sonra, Ayaz koltuğa oturarak başını ellerinin arasına aldı. Efsun ise daha fazla orada kalmamak için mutfağa girdiğinde, Zerrin hanımın bitki çaylarından bir karışım yaptığını gördü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHLİKÂ
RomanceBir anda fısıldaşmalar arttığında, Efsun arkasına doğru döndü ve sarı spotların yanan ışıkları altında hayal gördüğünü düşündü. Evet kesinlikle hayal görüyordu.Bu karşısında gördüğü adam o değildi. O olamazdı... Gözlerini kırpıştırarak derin bir ne...