Bir anda fısıldaşmalar arttığında, Efsun arkasına doğru döndü ve sarı spotların yanan ışıkları altında hayal gördüğünü düşündü. Evet kesinlikle hayal görüyordu.Bu karşısında gördüğü adam o değildi. O olamazdı...
Gözlerini kırpıştırarak derin bir ne...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
O KADAR UZUN BÖLÜM OLDU Kİ... ÜSTELİK ÇOKTA EMEK VERDİĞİM BİR BÖLÜM OLDU🙏EĞER BU BÖLÜMDE İSTEDİĞİM GİBİ YORUM VE VOTE ALAMZSA BİR KEZ DAHA DÜŞÜNECEĞİM.
MEHLİKÂ
17.BÖLÜM
Nefesi yetmiyordu sanki.. Büyük bir kayboluştu bu hissettiği. Kendini bulduğunu zannederken, yine o adamın gözlerini gördüğü an kaybetmişti tüm benliğini Simay. Koşmak istiyordu, koşarak oradan uzaklaşmak istiyordu ama yapamıyordu. Ayaklarına pranga vurmuşlardı sanki,hareket edemiyordu.
" Se sen..." diyerek fısıldadı Ayaz. Yıllar sonra, bunca yıl sonra aşka küsen,hiç kimseye güvenmemesi gerektiğini öğreten kadın karşısındaydı. Nasıl anlatılırdı ki bu his? Sanki etlerini kıstırmışlar gibiydi,her bir yanı ayrı ayrı acıyordu.Öfke, hırs, acı... Ne ararsan vardı. Ama neden? Bunca yıl sonra hala bu kadın nasıl böyle dağıta bilirdi kendisini.
"Bunca yıl sonra hangi yüzle karşıma çıkabiliyorsun?"
Ayaz'ın kaskatı ses tonu karşısında, Simay güçlü durmak için büyük bir çaba sarfediyordu. Bütün tüyleri baştan aşağı diken dikendi, adamın sesi kulaklarına dolduğu an midesine şiddetli bir kramp girmişti.
"Karşına çıkmak bu hayatta isteyeceğim son şey. Benden de ailemden de uzak durun"
Nasıl konuştuğunu hatta ne söylediğini dahi bilmeden koşar adımlarla yürümeye başladı Simay. O kapıdan çıkana kadar tek bir göz yaşı dökmezken, kapıdan çıktığı an merdivenin demirinden tutunarak elini ağzına kapatarak yere çöktü ve tek bir noktaya sabitledi gözlerini. Dayanamıyordu, ayakları sanki bağımsızlığını ilan etmiş gibiydi tutmuyordu.
"Hayır! Hayır Simay kendini bırakamazsın hayır!" diyerek derin derin nefes aldığında bir anda hıçkırıklarına engel olamadı genç kadın. Bunca zaman sonra Ayaz'ı karşısında görmek tüm bünyesini alt üst etmişti. Nasıl etmezdi? Neredeyse 4 yıla yakın aşk yaşadığı adamdı o. Evleneceği, mutlu olacağı, gelecek planları kurduğu ilk ve tek adamdı o. Ama yaralar açan, kalbinde derin izler bırakanda oydu.
"Hala!" İdil koşarak kadının yanına geldiğinde, oturarak onun sırtına dokundu. Simay'ı ilk defa bu kadar dağılmış, bu derece bitmiş görüyordu ve haliyle şaşkındı genç kız.
Hızlı hızlı nefes alıp vermeye çalışırken kalbi deli gibi atıyordu kadının. Çıkmak istiyordu, onunla bir dakika bile aynı binanın içinde bulunmak istemiyordu.Meğer hala ne kadar aciz ne kadar da güçsüz olduğunu o anda anladı Simay. Ayaz'ı gördüğü an paramparça olmasının başka ne anlamı olabilirdi ki?
"Tamam tamam gel hadi kalk"
Simay'ı kolundan tutup kaldırdığında, kendisine doğru yasladı ve yürütmeye başladı halasını İdil. Resmen eli ayağı titriyordu kadının ve asla buna engel olamıyordu. Ama olacaktı. Bir şekilde bu şoku atlatacaktı ve Ayaz'ı gördüğünü sonsuza kadar unutacaktı.