44.BÖLÜM

2.2K 210 45
                                    

MEHLİKÂ

44.BÖLÜM

Kapının önüne geldiğinde arabadan inip bahçeye doğru yürüdü Emir. Efsun'u görmek istiyordu, her ne kadar ona kızgın olsada karısını gördüğü an garip bir şekilde rahatlıyordu. Bahçe kapısını kapatıp arkasına döndüğünde şok bir ifadeyle kala kaldı. Efsun yerde yatıyordu ve gözleri kapalıydı.

"Efsun..." diyerek hızla yanına koştu ve karısının başını tutarak usulca yanağına dokundu. Fakat kafasında ki kan karşısında göz bebekleri büyüdü ve içinde ki korku kat ve kat arttı. "Efsun! Efsun aç gözlerini güzelim! Efsun!" Hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladığında hemen karısını kucaklayıp onu arabaya bindirdi ve kendiside direksiyona geçerek yola koyuldu.

"Efsun'um, sevgilim aç gözlerini hadi"

Efsun ses vermedikçe, öylece kanlar içinde baygın yattıkça Emir ölecekmiş gibi hissediyordu. Kalbi sıkışıyordu, kulakları uğulduyordu. Ona bir şey olursa yaşayamazdı. "Efsun, dayan güzelim. Az kaldı bitanem" Nasıl olmuştu hiçbir fikri yoktu ancak şu anda nasılı önemli değildi. Tek önemli olan karısının iyi olmasıydı. Hastaneye geldiklerinde hızla arabadan inip sedye istedi ve Efsun'u bir odaya soktuklarında, Emir yere çökerek beklemeye koyuldu. Gözünden bir damla yaş süzülürken, içten içe deli gibi dua ediyordu. Ona bir şey olmamalıydı, Efsun'a hiçbir şey olmamalıydı. Tek dileği ve tek isteği buydu. Ayağa kalkıp ileri geri yürümeye devam ederken yaşadıkları her anı düşünüyordu. Son zamanlarda ona kızgındı ve hala aralarında mesafe vardı. Ancak o kadar pişmandı ki şu anda  bunun için. Doktor odadan çıktığında, Emir hızla adama doğru yaklaştı.

"Karım iyi mi?"

"Efsun hanımın durumu iyi. Gerekli tektikler yapılsın, sonuçlara bir bakalım daha rahat bir şeyler söyleye bilirim.Geçin isterseniz, sizi soruyordu Efsun hanım"

Emir öyle rahatlamıştı ki, bir an bile beklemeden içeriye girdi hemen Emir. Efsun sırtını yastığa dayamış bir şekilde bekliyordu. Biraz kafasının arka kısmı acıyordu ama önemli değildi. Bebeğine bir şey olmamıştı ve şu anda önemli olan buydu. Doktor bey'e özellikle rica etmişti bebek hakkında bilgi vermemesi için.

"Efsun..." Karısının baş ucuna oturup saçlarına, alnına ve yanaklarına öpücükler kondurdu Emir. Onu gördüğü an hayatında hiç yaşamadığı bir rahatlama yaşamıştı. "İyi misin? Canın acıyor mu?"

"Merak etme iyiyim Emir. Bak gülüyorum hatta" diyerek sıcacık bir tebessümle baktı adama. Emir dikkat etmeye çalışarak ellerini kızın sırtına doğru dolayıp boynuna öpücükler kondurdu ve sesli bir şekilde kokusunu içine çekti. "Sana bir şey olsaydı ne yapardım?" diyerek geri çekildi ve dolu dolu gözlerle karısına odaklandı.Beyninden o görüntü hala gitmiyordu. Efsun'u öylece kanlar içinde yerde göründe hayatının en berbat anını yaşadığına yemin edebilirdi.

"Sen bana böyle yakın olduğun sürecede bir şey olmaz bana"

"Bir daha uzak kalmak yok sevgilim. Bir daha asla birbirimizden uzak kalmak yok"diyerek tekrardan sarıldı sıkıca karısına. Efsun mutlulukla ellerini kocasının omzuna doladığında, rahat bir şekilde nefesini verdi. Geri çekildiğinde ikisi de mutlulukla birbirlerinin gözlerinin içine bakıyordu.

"Nasıl oldu bu? Sen nasıl düştün?"

Bu soruyla Efsun'un yüzü düşerken, nasıl açıklayacağını bilemedi. Sonuçta kolay bir durum değildi. Muhtemelen böyle bir şeyi duysa ortalığı ayağa kaldırırdı.

"Ondan önce söylemem gereken başka bir şey var sana" diyerek kocasının elini sıkıca tuttu. Emir anlamayan bir ifadeyle bakıyordu. "Ne söyleyeceksin?" diyerek karısının parlayan yeşillerine odaklandı.Efsun, kocasının tek elini tutarak karnına doğru götürdü usulca.Böyle bir ortamda söylemeyi hayal etmemişti ancak, yinede dayanamayacaktı daha fazla. Artık hamile olduğunu bilmeliydi.

MEHLİKÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin