2.BÖLÜM

3.4K 249 26
                                    

MEHLİKÂ

2.BÖLÜM

Yeni güne yine erkenden kalkıp yüzerek başlamıştı Efsun. Ardından bahçede ki bitkileri ve ağaçları sulayıp güzel bir kahvaltı ettikten sonra İdil ve Simayla beraber güzellik merkezine geçtiler, bakım yaptırıp biraz saçlarında değişiklikler yaptırdıktan sonra her zaman ki gittikleri beach'e geçip denize girdiler ve güneşlendiler.

"Halam, beş saattir yanımıza gelemedi. Sürekli birileriyle konuşuyor. Resmen Göceğin yarısını tanıyor kadın,fenomen gibi"

İdil, Efsun'a baktığında, onun dalgın dalgın denizi seyrettiğini gördü.

"Hey!Kime diyorum ben?"

Genç kız bir anda sıçrayarak kendisini toparladığında, gülümsemeye çalışarak kuzenine odaklandı. Ancak her şey için çok geçti çünkü çoktan onun radarına girmişti.

"Efendim? Dalmışım bir an"

"Ne oluyor sana? Dünde geldin, odana girip direk uyudun. Sen benden bir şey saklamazsın değil mi?"

Normalde saklamazdı ancak şu anda bu durumu İdil'e anlatsa, fazlasıyla karşı gelirdi, bunu biliyordu. Üstelik onu meraklandırıp, endişeye kapılmasını da istemiyordu.

"Halamın yarın doğum günü ve biz hala bir şey öğrenemedik. Canım sıkılıyor bu duruma İdil. Ne yapayım?"

Yalanda sayılmazdı, hala halasının bu durumunu öğrenememişlerdi ve cidden öğrenemedikçe kafasında türlü senaryolar kuruluyordu.

"Belli ki o gün kötü bir şey yaşadı. Her zaman ki gibi sorduk ve cevap alamadık. Üstelemeyelim Efsun boşver. Üstelik belkide öğrenmememiz daha hayırlıdır"

"Belkide"diyerek gözlüklerini tekrardan takıp minderli şezlonga kafasını koydu Efsun. Ne yapıyordu böyle?Bilmediği bir adamla ne işi vardı?Birde saçma sapan bir şekilde onun fotoğraflarını çekmek için akşam yanına gideceğini söylemişti.Nasıl bu kadar aptalca davrana biliyordu ki?

"Alın bakalım, size efsane keklerden aldım"diyerek yanlarına geldi Simay. Elinde ki çikolatalı kekleri kızlara verdiğinde, kendisi de ortaya çekerek şezlonga oturdu.

"Kaç saat oldu, gelemedin yani"

"Ne yapayım?Eş, dost, tanıdık çok.Hadi yiyin sonra denize girelim. Akşam da restorana geçelim, babam kızıyor hiç gitmiyorsunuz diye. Bir yemek yiyelim"

"Ben akşam olmayacağım"

Efsun'un bu cümlesinden sonra tüm gözler ona çevrildi. Normalde Efsun'un tek başına vakit geçirmesine alışkınlardı, günlük tek başına bir şeyler yapardı mutlaka ama akşamları hep beraber olurlardı.

"Akşam mı?Ne işin varmış?"

"Çok güzel fotoğraf çekebileceğim yerler buldum.Biraz gün batımında fotoğraf çekmeyi düşünüyorum"

"Benide acil fotoğraf çekmen lazım,iki gündür İnstgramıma fotoğraf atmıyorum"dedi İdil, eline içeceği yudumlayarak.

"O iş bende tatlım" Efsun hemen telefonunu çıkartıp ayaklandı ve küçük ayarlamalar, dokunuşlar yaparak kuzeninin fotoğraflarını çekmeye başladı. Hasır şapkası, elinde içeceği, siyah gözlükleri ve güzelliğiyle işi çokta zor değildi.Böyle fotoğraflar çekmeyide seviyordu ancak genel olarak hiç görülmemiş, hiç çekilmemiş, değişik fotoğraflar çekmeyi daha çok seviyordu.

"O zaman bizde İdille gideriz,benim en sevdiğim yeğenim zaten"dedi şakayla Simay.

"Bak ya...Gösterirdim ben sana en sevdiğim yeğenini ama ortam müsait değil"

MEHLİKÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin