37.BÖLÜM

2.3K 221 95
                                    

MEHLİKÂ

37.BÖLÜM

Simay, heyecanla Ayaz'ın elini tutarken karnında gezen ultrason cihazıyla ürperdi. Ayaz duramamış ve ertesi gün Doktora gitmek için ısrar edince dayanamamış ve gelmişlerdi.

"Henüz 5 haftalık ancak gelişiminde herhangi bir sıkıntı görünmüyor Simaycığım"

Ayaz heyecanla ekrana bakarken, hiçbir şey seçemiyordu. Ama bu hissi anlatmaya tarif yetmezdi. Doktor,bebeğin her bir uzvunu anlatıp bilgi verirken, kalp sesini dinlettiğinde, Ayaz ve Simay şaşkınlıkla birbirine baktı. "Çok hızlı atıyor" dedi Simay gözyaşlarına hakim olmaya çalışarak. "Mucize gibi" diyerek karşılık verdi Ayaz ve sevdiği kadının alnına öpücükler kondurarak derin bir nefes aldı. Gerekli tetkikleri önümüzde ki aylarda yapmak için tekrardan randevu alıp, bilgi aldıktan sonra el ele odadan çıkıp klinikten ayrıldılar.

"Hala inanamıyorum. Sen varya hayatımda ki en güzel şeysin" diyerek Simay'ı kucakladığı gibi döndürdü. Genç kadın kıkırdayarak ellerini Ayaz'ın boynuna doladı. "Sende öylesin sevgilim."
Ayaz, kadını kucağından indirdiğinde, heyecanla ona bakmaya devam etti.

"Fazla hareket etmemen gerekiyor senin. Bundan sonra bir planlama yapmamız gerekiyor. Beslenmen,uyku saatin, spor saatin, hepsini güzelce planlamalıyız"

"Hayatım sakin olur musun? Ben daha düğünümde oynayacağım." diyerek adamın elini tuttu ve arabaya doğru yürümeye devam etti. "Tamam düğünümüzde oynarsın. Ama çok zıplamadan oynarsın"

Ayaz o kadar heyecanlıydı ki, Simay gülerek izliyordu onun bu heyecanını. Bebekleri doğana kadar anlaşılan fazla endişeli olacaktı. Ve Simay bu durumdan hiç şikayetçi olmamak için dua ediyordu.
__

Simay'ın hamileliği herkes tarafından mutlulukla karşılanırken, diğer yandan düğün hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyordu. Düğüne son 1 gün kalmıştı ve kızlar kendi aralarında küçük bir organizasyon yapmıştı. Bir mekanda eğlenip, sohbet edip, bebeğin de gelişini kutlamış olacaklardı.

"Hayır neden baş başa gidiyorsunuz ki? Biz neden gelmiyoruz?"

Efsun'un hazırlanmasını zevkle izlerken, diğer yandan onu hiç bırakmak istemiyordu Emir. Güzel karısı gözünün önünden ayrıldığı an geriliyordu.

"Aşkım sizde Ayaz abinin evinde toplanıp, konsol oynayacaksınız."

"İşte biz evde konsol oynuyoruz ama siz dışarıya çıkıyorsunuz"

Efsun küpesini taktıktan hemen sonra yatağa oturarak kocasının dudaklarına sıkı bir öpücük kondurdu. "Şu anda küçük bir çocuktan farkın yok. Biliyorsun değil mi?"

"İnsan kocasına çocuk der mi? Gel bakayım sen" Bir anda Efsun'u kolundan çekerek yatağa uzanmasını sağladı ve usulca karısının yüzüne doğru eğilerek yemyeşil gözlerine odaklandı.

"Sen gitmesen mi acaba?" diyerek parmaklarını kızın elbisinin içine doğru daldırdı. Efsun nefesini tutarak arzu dolu gözlerle Emir'e odaklandı. Bu adam gerçekten işini biliyordu ve ona kapılırsa buradan kalkması gerçekten imkansız bir hal alacaktı.

"Beni ayartmaya çalışma Emir? Hadi sevgilim ama geç geliyorum" diyerek hızlıca kocasının dudaklarına son bir öpücük kondurup yataktan doğruldu.

"Tamam ben bırakayım seni, oradan da bizimkilerin yanına geçerim"

"Olur, kalk hadi çıkalım"

El ele evden ayrıldıklarında, arabaya binerek yola koyuldular. "Emir, Aylinle biraz daha mı ilgilensen acaba? Yani kız hala kendisini tam olarak buraya ait hissedemiyor" Aylin'in hala kendisini eksik hissettiğini anlaya biliyordu Efsun. Annesiz babasız her zaman eksik hissedecekti, kendisi içinde böyle olmuştu. Ancak dedesi, halası, İdille beraber kendisini her zaman bir yere ait hissetmişti, sonra ise Emirle tanışmış ve gerçekten bir aile kurmuştu,hiçbir zaman bunun boşluğu olmamıştı içinde. Fakat Aylin için öyle değildi.

MEHLİKÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin