26. BÖLÜM

2.7K 246 99
                                    

MEHLİKÂ

26.BÖLÜM

Süleyman bey gördüğü manzarayı idrak etmeye çalışırken, Simay hemen babasına doğru yaklaşarak "Baba, sakin ol tamam mı? Bak göründüğü gibi değil" diyerek açıklamaya çalıştı.

"Bu herif.. o değil mi?Ayaz... Ayaz Karaaslan!"

"Evet o. Baba sen bahçeye çık, ben sana anlatacağım her şeyi tamam mı?"

"Ne işi var bunun burada? Bu herif nasıl bu eve girer! Simay, senin bununla ne işin var!"

"Süleyman bey, Simay'a bağırmayın. O da benimle görüşmek istemiyor aslında.Bakın bütün bu olanlar için, geçmişte yaşanılanlar için sizden de özür dilerim. Karşılıklı oturup konuşabilirsek eğer..."

Ayaz devamını getiremeden, Süleyman bey bağırarak araya girdi. "Özür dilersin ha? Özür dilersin öyle mi?" dedi ve hışımla adama doğru yaklaşarak onun yakasına yapıştı. "Ne diyorsun ulan sen? Ne özürü? Defol git buradan ve bir daha sakın karşımıza çıkma"

"Baba tamam, sen çık bahçeye ben halledeceğim" dedi Simay net bir ifadeyle. Süleyman bey ellerini adamın yakasından çekerek nefretle baktı ve bahçeye çıkarken, Simay derin bir nefes aldı.

"Git buradan Ayaz!"

"Sen iyi misin?" diye sordu Ayaz çünkü Simay'ın fazlasıyla gergin olduğunu göre biliyordu. Süleyman bey'in bu tepkisi en çok çocukları etkileyecekti ve Simay haliyle bu durumu kafasına takıyordu.

"Efsun'u uyarman lazım Ayaz, yani babamın sana olan tepkisi yıllar geçmesine rağmen böyleyse eğer; Emir ve Efsun'u öğrendiğinde gerisini sen düşün"

Yeğenini düşünüyordu çünkü Efsun'um yara almasını istemiyordu Simay. Evet ona kızıyordu, ancak babası öğrendiği taktirde onun gazabı çok daha büyük olurdu.

"Bir şekilde kabul edecektir. İstersen, gelip kendin konuş Efsunla."

"İstemiyorum. Sende git ve bir daha buraya gelme"

Simay bahçeye çıktığında, Süleyman bey yerinde duramıyordu. Yıllar sonra o adamın neden burada olduğunu bilmiyordu ama deli gibi öfkeliydi.

"Ne işi var o herifin burada? Siz ne zamamdır görüşüyorsunuz Simay?"

"Ortak bir yardımlaşma projesinde bir araya geldik baba, hepsi bu kadar"

"Bu kadar? Bu kadar öyle mi? Sende bunu kabul mu ettin!"

"Baba, istersen bana ne yapacağımı söyleme olur mu? Benim Ayaz'a karşı hiçbir duygum yok, nefret bile beslemiyorum"

Süleyman bey olumsuz anlamda başını sallayarak, kızına doğru yaklaştı ve gözlerinin içine baktı. "Sen yıllardır o adama aşıksın Simay! Sen, yıllarca o pislik herifin yasını tuttun. Sen yıllarca, gelse, af dilese, kendini affettirse diye bekledin. Bunu kendine bile itiraf edemedin ama ben biliyorum! Ben senin her şeyini biliyorum kızım!"

Bunları babasının ağzından duymak, Simay'a hiç iyi hissettirmemişti. Onun söylediklerinin gerçek olmadığını hissetse ve bilse asla canının yanmayacağını biliyordu. Ancak şimdi canı yanıyordu, canı çok yanıyordu ve babasının sözleri soğuk duş etkisi yaratıyordu.

"Yanlış biliyorsun baba! Şu saatten sonra dünyada bir tek o kalsa, yine olmaz"

Babasına, bebek mevzusunu anlatamıyordu çünkü anlatırsa o aileden daha çok nefret edeceğini biliyordu Simay.O yüzden Efsun için şu anda bu gerçeği onunla paylaşmak istemiyordu.

MEHLİKÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin