"Boyacı kız?""Y-yorma kendini. Telefonun var mı?"
"Ambulans veya polis olmaz."
"Burada ölmeyi mi bekleyeceksin?!"
"E-evin... evin yakın mı?"
"Yürüyebilecek misinki?"
Poyraz kafasını sallarken Nare küçük bedeniyle ağlayarak kendisini kaldırmaya çalıştı.
Başarılı olamazken kurumuş dudaklarını yaladı."Evim çok yakın lütfen kendini kaldırmaya çalış."
Poyraz kalan son gücüyle ayağa kalkarken kolunu nareyle atıp yürümeye başladı.
"Böyle karşılacağımızı tahmin etmezdim."
"Şu an yaralısın ve bunu mu düşünüyorsun?"
"İlk vurulmuşum değil merak etme yaşayacağım."
"Nasıl bu kadar emin olabilirsin kan kaybediyorsun..."
Nare boynundaki şalı çıkartıp poyrazın karnına bastırırken adamın sırıttığını farketti.
"Dokuz canlıyımdır korkma."
Göz devirirken evin önüne gelmişlerdi.
İki basamağı zar zor çıkıp asansöre ulaştıklarında poyraz kapanan gözleriyle iyice Nare'ye yaslanmıştı.
Asansör duvarıyla poyraz arasında kalan Nare boğazını temizleyerek beşe bastı.
Adamın nefesini boynunda hissettiği için huylanmadan da edemiyordu.Kapıya geldiklerinde Nare zorlukla anahtar deliğini tutturarak poyrazı odasına taşıdı ve yumuşak yatağa yatırdı.
"Ambulansı aramamı istemiyorsan şimdi ne yapacağız?"
"Cebimden telefonumu al ve hala çalışıyorsa Deren'i ara."
Nare sorgulamadan poyrazın dediğini yaparken Deren korkulu sesiyle telefonu açtı.
"Poyraz ne oldu halledebildin mi?"
"Şey ben Nare. Sergideki kız. Poyraz vuruldu ve çok kan kaybediyor."
"Adresi ver hemen doktor yollayacağım."
Nare telaşla adresi verdikten sonra telefonu kapattı ve tekrar sulanmaya başlayan gözyaşlarına engel olamadı.
"Vurulan benken sen neden ağlayıp duruyorsun?"
"Konuşma artık yorma kendini. Çok kan kaybediyorsun..."
"Benim için telaşlanıyor musun yoksa?"
"Deli misin sen şu an konumuz bu mu?! Ayrıca evime her gün vurulan birisini getirmiyorum."
"Tahmin edeyim daha önce vurulan birisini bile görmemişsindir."
Nare başını sallarken gözlerini sildi ve burnunu çekerek kirlenen şalı kaldırdı.
Ecza dolabından sargı bezini alıp tekrar yaraya bastırırken poyrazın gözleri kapalıydı.
"Poyraz?"
...
"Poyraz?!"
...
Korkuyla dürterken poyraz acıyla inceleyerek zorlukla güldü.
"Bunun şakası mı olur sakın bir daha gözlerini kapama!"
"Çok konuşuyorsun boyacı."
Nare boyacı lafına göz devirirken kapı çalmasıyla koşarak kapıyı kaçtı.
Doktor koşarak odaya girerken derende telaşla içeri girmişti.
"Poyraz!"
"Sakin ol Deren abartılacak bir şey yok. Ufak bir sıyrık."
Nare kapıdan kollarını göğsünde birleştirerek göz devirdi.
"Sanki bıçakla elini kesti adama bak..."
Kendi kendine söylenirken kendisine dönen gözlerle dudağını ısırdı.
-
İki kadın doktora teşekkür edip kapıdan geçirdiğinde poyrazın yanına döndü.
"Daha iyi misin?"
"İyiyim."
"Artık gitsek iyi olur şöför aşağıda bekliyor."
Poyraz başıyla onaylayarak ayaklanmaya çalıştı.
"Sende hazırlan boyacı."
"Pardon nereye?"
"Tatile çıkıyoruz(!)"
"Ciddiyim."
"Bizimle geliyorsun."
"O nedenmiş?"
"Peşindeki adamları bilsen yanımdan bir santim bile ayrılmazdın."
"O adamların derdi seninle benimle değil."
"Artık senin benim yok. Seni gördüler ve rahat bırakmayacaklardır."
"Beni düşündüğün için çok teşekkür ediyorum ama kendi başımın çaresine bakabilirim."
"Zor kullanmak istemiyorum Nare."
Nare sinirle güldü.
"O yarayla nasıl zor kullanacakmışsın?"
Poyraz göz devirip hızlı bir şekilde küçük bedeni tek eliyle kaldırdı.
"Ne yapıyorsun be sen?!"
Poyrazın sırtını yumruklarken Deren kaşlarını çattı.
"Yaran varken onu nasıl kaldırırsın delirdin mi?!"
"İşime karışma."
Nare yumruklar eşliğinde poyrazın kucağında asansöre binerken artık yalvarmaya başlamıştı.
"Lütfen bırak söz veriyorum olanları kimseye anlatmayacağım. Unutacağım hatta unuttum bile!"
"Yeni hayatının birinci kuralı, beni hiçbir zaman zor kullanmak zorunda bırakma. Bu senin için hiç iyi olmaz boyacı."
_____
Şehirden uzaklaşıp ormanlık alandaki beyaz villaya geldiklerinde poyraz nare'nin kapısını açtı.
"Hoşgeldin."
"Hiçbir şey olmamış gibi davranacağım ve hoşbuldum diyerek yanında kalacağım öyle mi?"
Poyraz başını sallarken Nare arabadan çıktı ve koşmaya başladı.
"Bu kız başımıza iş açacak poyraz."
"Merak etme karanlık ormana aptal gibi dalan bir kızdan zarar gelmez."
Poyraz gülümseyerek içeri geçerken şöför telaşla konuştu.
"Kızın peşinden gitmeyecek miyiz abi?"
"Hayır kendisi tıpış tıpış gelecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK PRENS
Romance"Hanımefendi! Hey... ??" Uzanmaya çalışırken kolunun acısıyla inledi ve kadife kırmızısı zarfı yırttı genç adam. Costa büyük salonundaki resim sergisine davetlisiniz. Saat: 21:00 ~Rosa Bianchi _______ Poyraz Giray. Onun için hangi tanım uygundu...