Taksi büyük mor tabelalı barın önünde durduğunda ikili parayı ödeyip indiler.
Deren Narenin koluna girerken içerideki alkol kokusu girişten bile duyuluyordu.
“Normalde hamilelerin en ufak kokuda midesi bulanır ama sen tamamen bağışıklık kazanmışsın.”
“Ben bu kokunun içinde büyüdüm elbette bağışıklık kazanacağım.”
“Ama ben ilk alkolümü üniversite üçte içtim.”
“Yani?”
“Yanisi her an kusabilirim.”
Yalan değildi. Daha şimdiden midesindeki kıpırtaları hissediyordu Nare.
İçeri girdiklerinde barın üç katlı olmasına şaşırmıştı. Her katta localar vardı ve ateş pahası oldukları başlarındaki özel garsondan belli oluyordu.
Locaları incelemeyi bırakıp bar kısmına ilerlediler ve iki kadeh karışık meyve suyu söylediler.
Barmen kendilerine şaşkınca bakarken arada Dereni süzmeyi ihmal etmiyordu.
“Sevgilime bakmaya devam edersen gözlerini elindeki tirbuşonla çıkartmak zorunda kalacağım.”
Bu sefer şaşkınca bakma sırası derendeydi.
“Artık bana karşı bir şeyler hissettiğini düşünüp korkmaya başlayacağım.”
“Adamın bakışlarını görmüyor musun iş atsan seni şurada becerecek gibi.”
“O dangalak kimin umrunda. Boşver sevgilim dans edelim!”
Son cümlesini bilerek bağırarak söylerken iki kadın kıkırdayarak önlerine konulan meyve sularını içmeye başladı.
“Dans etmeyi zaten sevmem hele bu göbekle asla.”
“Çok sıkıcısın.”
Deren kalabalığın arasına karışırken Nare bir kez daha kadının ne kadar güçlü olduğunu düşündü.
Gören hiçbir derdi üzüntüsü yok sanardı fakat kalbi tamamen paramparçaydı.Gece ilerlerken Nare artık midesinin bulandığına emindi.
İçtiği iki bardak meyve suyunun midesinden ağzına geldiğini hissederek hızla lavaboya koşturdu.Neyseki her yerde asılı büyük mor yazılar sayesinde tuvaletleri bulmak zor olmamıştı.
Beş dakikada tüm midesini boşaltırken nefes nefese sifonu çekti.
“Doğurana kadar bir daha böyle yerlere gelirsem iki olsun. Aptal Nare.”
Kendini o kadar halsiz hissediyordu ki akan makyajını temizleyerek yüzüne soğuk su tuttu.
İçeri giren birkaç kadının küçümseyici bakışlarını görmezden gelirken kendini dışarı attı.
Bir an önce Dereni bulup eve gitmek istiyordu.
Yüksek ses şiddetli bir şekilde barda yankılanırken kulaklarının çınlamasını umursamamaya çalıştı.
Yabancı koridorla afallarken ikinci katta olduğunu farketmesi uzun sürmemişti.
Ne ara buraya kadar koşturmuştu?Merdivenlere doğru giderken yanından geçtiği zengin masalarını incelemeden edemedi ve duvar kenarındaki masada takılı kaldı.
Büyük masa aşağıki kalabalığı görmüyordu ve beş kişiden oluşuyordu.
İki kişinin arkası dönük olmasına rağmen kalp atışları ikiye katlanmış gibiydi.
Sadece bir benzerlikti fakat bacaklarının titremesine engel olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK PRENS
Romance"Hanımefendi! Hey... ??" Uzanmaya çalışırken kolunun acısıyla inledi ve kadife kırmızısı zarfı yırttı genç adam. Costa büyük salonundaki resim sergisine davetlisiniz. Saat: 21:00 ~Rosa Bianchi _______ Poyraz Giray. Onun için hangi tanım uygundu...