28.Bölüm: Kendinle Savaşın

2.5K 123 3
                                    

Poyraz belindeki silahı çıkartıp tüm konuklara doğrulttuğunda sinirle bağırdı.

"Hanginiz ölmek istiyor lan?!"

Deren, Harun, Aylin ve denizde silahlarını çıkarttığında poyraz tekrar konuştu.

"Son kez soruyorum bunu buraya hangi canına susamış koydu?!"

Korku dolu bakışlardan ses gelmezken poyraz hepsini inceleyerek başını olumsuz anlamda salladı.

"İndirin silahları."

"Poyraz?"

"İndir dedim Deren. Koyan kişi burada değil."

"Nasıl bu kadar eminsin oğlum?"
Harun silahını indirirken konuştu.

"Gözlerinde o cesaret yok. Ben nareyi bulmaya gidiyorum."

"Biz burayı hallederiz onu bul ve buradan uzaklaştır."

Poyraz başıyla onaylarken koşarak salondan çıktı.

Kattaki lavabolara giderek tüm kabinlere bakarken bir yandanda beyninde yankılanan sesi susturmaya çalışıyordu.

'Sun Yeon. Adı gibi güzel bir kadındı yazık oldu değil mi poyraz? Oysa zavallının tek suçu seni sevmekti.'

Geçmişteki gibi ya şimdide geç kalırsa?
İşte bu sefer vicdanını hiçbir şey susturamazdı.
Üstelik bu sefer söz konusu kabullenmese de hayatında görmek istediği kişiydi.
Hiçbir şeyi değildi ancak Nareydi işte.

Daha önce tanımladığı bu hislerin adını bilmiyordu ve emin olamayacak kadar da yeniydi.

Tüm hırsını çöp kutusundan çıkarırken koşarak tüm kattaki odalara baktı.
Umutla baktığı yerlerde kızı göremeyince içini kaplayan anlamsız his ve korkuyla üç kat arasında koştu.

Nefes nefese kalırken son olarak koridorun sonundaki odaya koşmuştu.
Burası son umuduydu.

Kapıyı açacakken yangın merdivenlerine oturmuş kızla duraksadı.

Nare henüz kendisini farketmezken rahatlayarak tuttuğu nefesi bıraktı ve ne zaman kızardığını bilmediği gözlerini sildi.

Duyduğu hıçkırıkla bir kez daha kendinden nefret ederken sırtını kapıya yasladı ve sızlayan vicdanıyla yere çöktü.

Ceketini Narenin omzuna koyarak rüzgardan dağılan saçlarını toplamak istiyordu.
Daha sonra kucaklayarak yatağa yatırmak ve başını okşayarak uyutmak.
Daha önce kimsenin saçlarına dokunup okşamamıştı.

Bu kız ona ne yapıyordu böyle?
Her gördüğünde ayarları değişiyor bir başka hissediyordu, daha önce hiç hissetmediği gibi...

Yaklaşık yarım saat manzaraya karşı oturan kadını izledikten sonra Narenin kalktığını farketti.
Poyraz hızla toparlanırken kurumuş dudaklarını yaladı. Nare ise adamı farkettiğinde şaşkınca gözyaşlarını silmişti.

"Hiçbir şey söyleme."

İlk konuşan poyraz olmuştu ve Nareye söz hakkı vermemişti.
Karşısındaki kadın başını usulca sallarken yanına yaklaşarak ağlamaktan kızaran yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"Kimsenin bizi bulamayacağı bir yere gidiyoruz."
Küçül eli sıkıca tutarak gülümsemeye çalıştı.

-

Büyük yatın önünde geldiklerinde Poyraz önden geçerek binmesi için nareye elini uzattı.

Nare kendisine uzanan elle birlikte yata girdiğinde etrafı incelemeye başladı.

KARANLIK PRENSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin