"Sizi götürmeye geldik bayan Rosa." Nare tekrar bir kaç adım geriye gitti."Neden?"
"Bir iş görüşmeniz varmış. Poyraz Bey tam saatinde sizi oraya güvenle götürmemiz için bize talimat verdi."
Nare şaşırırken elleri ile kızaran yüzünü kapattı.
"Pekala, hazırlanıyorum." Kalbi hızla çarpıyordu. Bu an sanki dünyanın en romantik anıydı.Korumalar başıyla onaylayıp çiğ yavrusu gibi salona dağılırken Nare gülümsemeye çalıştı.
"Hazırlanmam için dışarıda be..." korumalar kızararak evden çıkarken Nare odasına çıkıp kıyafetlere baktı. Güzelce giyindikten sonra heycanla aşağı indi.
"Gidebiliriz!"
______
Nare arkasından yürüyen siyah giyimli adamlarla kampüsün ortasına geldiğinde yeterince dikkat çektiğinin farkındaydı.
Profösörün odasına geldiğinde adamlara beklemelerini işaret edip içeri girdi.
Otuzlu yaşların başındaki adam kendisine gülümserken Nare'de aynı şekilde karşılık verdi.
"Merhaba, ben Rosa."
"Tanıştığıma çok memnun oldum Rosa. Ben Mahir."
Nare, adamın gösterdiği yere oturup yüzünden tatlı gülümsemesini silmedi.
"Aslında bir arkadaşım Aylin Hanım vasıtası ile seni bana önerdi. Sergiye iki gün var. Nişanlın Poyrazıda, tanır severim, üniversitemizde bir kaç söyleyişi yapmıştı."
Nare, herkesin Poyraz ile nişanlı olduğunu söylemesine çok alışmıştı. Yalan hayatı, artık çok daha gerçekçiydi.
"Ne hoş, umarım onun nişanlısı olduğu için davet almamışımdır. Bu beni kırardı."
"Tabikide hayır, Roma'da adını duyurmuş ve en iyi ressamlarla çalışmış bir kadınsın, sergiye iki gün var eğer yapabileceğine inanıyorsan, senden üç güzel resim istiyorum. Cuma sabahına kadar teslim etmen gerek."
Nare heyecanlanırken terlemiş ellerini hafifçe elbisesine bastırdı.
"Onur duyarım."
"Çok sevindim Rosa. Bu arada serginin tüm geliri, bağış yapılıcak. Bir maddi kazancın...."
Nare adamın cümlesini bitirmesine izin vermeden konuştu.
"Maddiyat sorun değil, herhangi bir konseptin olup olmadığını söylemeniz yeterli."
"Konseptimiz, tamamen senin hayal gücün."
"Teşekkür ederim Mahir Bey."
"Ben teşekkür ederim Rosa."
__________
Nare üç güvenlikle girdiği kuyumcuda çantasından pahalı gerdanlığı çıkardı. Bu gerdanlığı hak ederek almıştı, hediye sayılmazdı. Bu yüzden gönül rahatlığı ile bozdurabilirdi.
Kuyumcu bir nareye bir korumalara birde tuttuğu şahesere bakıp fiyat biçmeye çalışıyordu. Ama zordu.
"Bunu satmak istediğinize emin misiniz?"
Nare baş salladığında adam şaşkınca onayladı.
"Çek olarak ödeyeceğim."
"Nakit gerek."
Adam şaşkın bakışlarla kolyeyi dikkatle yerine bıraktı.
"Bunu size nakit ödeyebilecek bir kuyumcu olduğunu sanmam."
Nare oflayarak mücevherini alıp çantasına attı ve kuyumcudan çıktı.
"Paraya mı ihtiyacınız var?" Korumalardan biri Nare'ye soru sorduğunda genç kadın utanarak baş salladı.
"Poyraz Beyi arayabiliriz." Nare dehsetle başını iki yana salladı.
"Poyraz olmaz."
"Ne almak istiyorsunuz?"
"Boya kalemlerine ihtiyacım var." Korumalar gülmemek için kendini sıkarken Nare'de şaşkınca onlara bakıyordu.
"Neden öyle bakıyorsunuz?"
"Boya kalemleri için, eşsiz bir mücevher mi satmak istediniz?"
Nare, utanmamaya çalışıp baş salladığında korumalardan biri kapıyı açtı.
"Lütfen buyrun, kırtasiyeye gidelim."
________
Ukrayna 18.00
"Seninle çalışmayı seviyorum Moris." Slovak adam silahları kontrol ederken gülümsedi.
"Bende seninle Poyraz. Yeni oyuncaklarımı sevdim."
"Ne mutlu." Poyraz viskisini masaya bırakıp gülümsemeye çalıştı.
"Ben gidiyorum. Bu geceyi Ukrayna'da en iyi şekilde geçirmek istiyorum. Yarın buradan Polonya'ya oradan, Türkiye'ye uçacağım."
"Bol şans Poyraz. Çok çalışıyorsun, kendine bu kadar yüklenme."
"Beni dert etme."
Poyraz güzel malikaneden çıktığı gibi Ukrayna'nın soğuk havasını tüm bedeninde hissetmişti.
Bir kaç yürüyüşten sonra Deren'in gitmek için can attığı bara varmıştı. Arkadaşı güzel bir rus votkasını içerken Poyrazda karşısına oturdu.
"İçmek için erken bir saat."
"Burası için çokta erken değil." Poyraz gülümseyip garsona işaret verdi ve içkisini gelmesini bekledi.
"Nişanlını özledin mi?" Deren cüretkar elbisesiyle, Poyraz'a etkileyici bakışlarını yollarken genç adamda gülümseyip içkisininden hızla bir yudum aldı.
"Eğleniyor musun Deren?"
"Bu işten keyif alan biri varsa oda sensin Poyraz. Nare'nin sonuda, o kız gibi olucak."
"Çeneni kapat Deren."
"Senin için Kore'den gelen kız neyse, Nare'de o olucak. O kadını koruyamazsın, özelikle ona bu kadar iyi davranırken."
"Sana çeneni kapat dedim."
Deren teslim olurcasına ellerini havaya kaldırdı.
"Bu gece boş konuşmaya devam edip, abini sinir edicek misin?" Poyraz tehditkar bakışlarını Deren'e yollarken genç kadın güldü.
"Uslu kız olacağım."
"Iyi edersin."
Poyraz telefonuna gelen mesajla Deren'in saçma cümlelerinden biraz olsa uzaklaşmıştı.
Gönderen:Rosa
"Yardımların için teşekkür ederim Poyraz. Bir sürü boya aldım. Yetiştirmem gereken üç çizim var."
Poyraz, sanki kadının adım, adım nereye gittiğinden haberi yokmuş gibi güldü.
Ucuz boyaları için, o güzel mücevheri satmaya kalkmıştı birde.
Telefonuna bir mesaj geldiğinde hızla mesajı açtı Poyraz.
"Ne çizeceğimi tahmin et." Poyraz telefonunu sessize alıp cebine attı.
"Burası çok sıkıcı, eğlenceli bir yere gidebilir miyiz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK PRENS
Romance"Hanımefendi! Hey... ??" Uzanmaya çalışırken kolunun acısıyla inledi ve kadife kırmızısı zarfı yırttı genç adam. Costa büyük salonundaki resim sergisine davetlisiniz. Saat: 21:00 ~Rosa Bianchi _______ Poyraz Giray. Onun için hangi tanım uygundu...