18

83.9K 3K 667
                                    




Ahlâ öylesine mutluydu ki, evden çıkmak yeni bir aktivite yapmak... üstelik bunu Mahir ile yapacak olması onu daha da mutlu ediyordu. Hemen banyoya gidip elini yüzünü yıkadı ve dişlerini fırçaladı. Saçlarını güzelce tarayıp tarakta kalanları toplayıp banyodaki küçük çöp kovasına attı. Odaya yeniden girince Mahir'in hazırlanmış olduğunu gördü. Üzerine kruvaze kesim gelen kalın bir kazak giymişti. Kahve ve gri ipliklerden oluşuyordu. Altına ise bej kahve arası bir pantolon giymişti. Üzerindeki kazak yapılı olan vücudunu daha da geniş gösterirken koyu kahve saçlarını eliyle geriye doğru tarayınca hemen şekil alması onu daha da karizmatik göstermişti. Ahlâ odaya gidince Mahir de üzerini düzeltip lavaboya gitti. Ahlâ'nın heyecandan eli ayağına dolanıyor, ne giyeceğini akşamdan defalarca düşünse de hiç biri bir türlü içine sinmiyordu.

Dolabına uzaktan bakıp gözlerin şık kıyafetlerini astığı bölümde gezdirdi. Çok fazla kıyafeti yoktu, genelde mahallede ve çarşıya pazara gidecek kıyafetleri olurdu. Gelinlik bakmaya gittiklerinde Nurten annesi zorla bir kaç kıyafet de aldırmıştı. Mavi gözleri Gördüğü elbiseyle ışıldadı. Hemen geceliğini çıkarıp üzerine Gömlek formunda bileklerinden bir karış kısa olan elbiseyi giydi. Göğüs kısmında büyük cepleri vardı belinde ise kuşağı olduğu için ince belini ortaya çıkarmıştı. Ama genel olarak dökümlü ve salaş bir elbiseydi. Elbisenin rengi bej kahve arasıydı. Ayakkabı olarak da süet taba rengi, bilekte biten hafif topuklularını giyecekti. Topuğu kalın olduğu için yürümesinde asla problem olmazdı. Havalar soğuduğu için üzerine yine kuşaklı siyah kabanını giydi. Maalesef farklı renk bir kabanı olmadığı için uyduramamıştı ama siyah her şeye uyar kafasındaydı zaten.


Mahir içeri girince Ahlâ'yı süzdü. "Hazır mısın?"dediğinde Ahlâ tek ayak üstünde çorabını giyiyordu. "Evet sen in ben hemen geleceğim."deyince Mahir de onu onayladı. Mahir odadan çıktığında Ahlâ taramış olduğu dalgalı saçlarını salmaya karar verdi. Kirpiklerine azıcık rimel dudaklarına azıcık ruj ve yanaklarına da rujdan biraz parmaklarına alıp yedirdi. işte şimdi olmuştu.

Siyah çantasını da alıp boynundan çapraz bir şekilde geçirdiğinde odadan çıktı. Yavaş adımlarla merdivenleri inince Ev ahalisinin kalktığını seslerinden anlamıştı. Bu onu bir tık utandırırken bunu düşünmemeye çalıştı. Kocasıyla gidiyordu, gezmek onlarında hakkıydı.

Mutfağa girdiğinde Şaşkın şaşkın baktı. Emine hanım ilk defa erken kalkmış, Zeynep ile kahvaltı hazırlıyordu. Emine açtığı gözlemeleri keyifle yaparken anı zamanda yorgun da görünüyordu. Ahlâ kaşlarını çatıp"Günaydın."dediğinde Zeynep de Emine de ona döndüler. İki genç kız da Ahlâ'yı süzdüğünde Zeynep Emine'nin kafasındaki ilk soruyu direk sordu. "Günaydın, Ahlâ hayırdır bu ne güzellik, nereye böyle?"dedi. Ahlâ gülümseyerek masadaki patates kızartmasından bir parça alıp ağzına attı. "Mahir ile kahvaltıya gidecektik de ondan hazırlandım."dediği an Emine ne!"diye döndü. Ahlâ Emine'in verdiği fazla tepkiden dolayı dönüp ona anlamsız gözlerle baktı.

Zeynep,"Ay ne güzel nereye gideceksiniz?"deyince Ahlâ heyecanla el çırptı. "At çiftliğine, o kadar uzun zamandır ata binmiyordum ki, Aşırı heyecanlıyım."Emine duydukları ile iyice bilenirken köpürerek konuşmaya başladı, adeta gözlerinden yangınlar çıkıyordu. "O kadar kahvaltı hazırladık! Gözleme yapmıştım ben!"deyince Ahlâ oralı olmadı. "Belli ki sesimizi duydun, Mahir yemesin diye kahvaltı diye tutturdun!" Emine kendini kaybetmek üzereydi. Öylesine sinirlenmişti ki Ahlâ daha fazla dayanamıyordu. Zeynep ise şaşkınca Emine'ye bakıyordu.

"Ne?"dedi Ahlâ Emine'yi daha da siner ederek güldü. "Öncelikle bu plan Mahir'in fikriydi ve sabah değil biz gece mutfağa bir şeyler atıştırmak için indiğimizde söylemişti."deyince Emine giderek kırmızılaşıyordu. Dişlerini sıkarak Ahlâ'dan gözünü ayırmadı. "Ayrıca, senin kahvaltı hazırladığını nereden bilebilirim? Bilsem de neden buna engel olayım? Her gün yaptığımız şey, öyle değil mi Zeynep?"Zeynep kafasını sallayıp, "Evet ne alaka?"deyince Ahlâ bir adım daha Emine'ye yaklaştı. Zeynep ise tetikte bekliyordu. "Ayrıca sen kimsin de sadece benim kocama kahvaltı hazırlıyorsun?"dediği An Emine de Ahlâ'ya bir adım attı. Zeynep kolunu tutsa da geri adım atmadı.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin