20

105K 3.2K 543
                                    


Selamm❤️

Araba son sürat yolda ilerlerken Ahlâ sinirden çıldırmak üzereydi. Mahir ikinci defa kendisini kaçırmış ve yine onu umursamamıştı. Bunu yaptığına gerçekten inanamıyordu. Evdekiler muhtemelen delirmiş olmalılardı diye düşündü genç kız. Mahir'in telefonu defalarca çalıyor ama Mahir bir türlü cevap vermedikçe Ahlâ daha çok geriliyordu. "Mahir, aç şu telefonu! kesin bizimkilerdir çok merak ederler şimdi."dese de Mahir yola bakmaya devam etti. "Ben sana ne yaptım Ahlâ! ne yaptım da seni kocanın yanındayken merak edecekler."diye bağırdığında Ahlâ sıçradı.

İşte şimdi korkuyordu, çünkü Mahir'in gözlerinden ateş çıkacaktı.

"Seni dövdüm mü? Sana zarar mı verdim. Saçının teline zarar gelmesine müsaade mi ettim?"deyip yola döndü. Dirseğini cama yaslamış, tek eliyle de direksiyonu kavramış, kocaman ellerinin parmak boğumları, sıkı sıkıya tuttuğu direksiyon nedeni ile bembeyaz kesilmişti. "Yoksa seni aldattım mı, ya da annem sana kaynanalık, Zeynep sana görümcelik yapıp eziyet mi ettiler! benimleyken neden korkacaklarmış!"deyip sinirle genç kıza baktı. Ahlâ ise dişlerini sıkıp, Mahire döndü. "Tüm bu söylediklerine tam dedirtecek bir söz duydum ben o kadından! tüm bunların acılarını hissettirecek kadar o kadınla aynı evde yaşayıp böyle iğrenç bir muamele gördüm."deyip ağzını kilitledi. Çünkü yayla evine gelmişlerdi. Mahir arabadan sinirle inip sertçe kapıyı kapattı. Ahlâ da peşinden indiğinde birlikte içeri girdiler. Kışın ortasında, kullanılmayan baraka buz gibiydi.


Mahir ışıkları açıp hemen kenarda kesilmiş kütükleri sobaya atıp yakmaya başladı. Ahlâ ise üşüdüğünden oturamıyordu. gecelikliydi ve donmak üzereydi!çıplak ayakları ise çamurlanmıştı. Mahir ona dönüp yanına yaklaştı ve eğilip genç kızı kucakladı. Odunların patlama sesleri eşliğinde banyoyu açıp Ahlâ'yı içeri götürdü. Şofben'i sıcağa ayarlasa da beklemedikleri için ılıktı ama idare ederdi. suyu açıp Ahlâ'nın ayaklarına tuttu. genç kız ürperse de ayaklarını yıkadı. Bir havlu alıp kuruladıktan sonra birlikte odaya girdiler. Camlar yavaştan buharlaşıyor, oda hafiften ılıklaşıyordu. Ahlâ s,nirle tekli berjere ayaklarını kalçasının altına toplayarak oturdu. Mahir de sinirle yanında ki berjere oturduğunda ikisi de alevlerin dalgalanışını izliyordu. "Ne yapmaya çalışıyorsun Ahlâ söyler misin?"dediğinde Ahlâ sinirle Mahir' döndü. Bunu onun sorması gerekmiyor muydu acaba!

"Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun Mahir. Olamayacağımızı biliyorsun. Böyle bir evlilik istemiyorum, Ailemin evine gidip her şeyi göze almışken yeniden benim rızam olmadan beni buraya nasıl getirirsin."deyip ayaklandı birden. Sinirden delirmek üzereydi. "Yerim yurdum kalmasın mı istiyorsun. Ailem de mi bana sırtını dönsün. Sizin derdiniz ne! söyle bana."deyip sinirden yine ağlamaya başladı.  Daha ne kadar üstüne gelebilirdi. Ne istiyordu ondan canı nı mı?

"Ne istiyorsunuz benden ya, önce bana sormadan ailem benim adıma söz vererek seninle evlendirmeye kalkıyor! sonra tam alıştım diyorum abim nişanı bozduruyor."deyip hıçkırdı. "Bi bakıyorum abimin arkadaşının gözü bende bunu gören eski nişanlım ben bir malmışım gibi, üstümde bir hakkı varmış gibi beni paketleyip götürüyor." delirmiş gibiydi Ahlâ, evinin önündeki patlama patlama değildi bunu anlamıştı. Büyük yükü taşıdığı omuzları artık bükülmüştü.

Mahir ise sinirden yumruklarını sıkıyordu ama kız konuştuğu için çıtını çıkarmıyordu. En son onu konuşmamakla cezalandırması ona fazla dokunmuştu.

"Ben ne yapıyorum, yatağına bile girmem dediğim adam beni bırakmasın, gözümün içine bakısın diye o ahlaksız kadınla aynı evde kalmaya göz yumuyorum." gözlerinden sicim gibi akan yaşlarla Mahire yaklaşıp işaret parmağı ile kalbine doğru vurdu. "Ama o kadar aptalım ki, o adamın beni sevmeyeceğini bile bile hala bir umut bekliyorum!"dedi.  Mahir hızla Ahlâ'nın yüzünü büyük avuçlarına aldı ve dudaklarına derin bir öpücük bıraktı. Dudaklarının arasında bir nefeslik boşluk dahi yoktu.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin