6

66.3K 3K 547
                                    

Yorum ve beğeni sınırı koymak en nefret ettiğim şey, hiç hoşlanmıyorum. Beğenin ve yorum yapın demediğim halde içinden gelerek yapan herkese çok teşekkür ederim. Beni şaşırttınız. Özellikle yorumlar beni çok heyecanlandırıyor.
Medya: Ahlâ 🌸

Ahlâ günlerdir sıkıntıdan patlıyordu. Ev işleri, yemek yapmak hep birlikte ailecek oturmak derken artık canı iyice sıkılmaya başlamıştı. Üstelik Mahir'le o konuşmayı yaptıklarından beri tam olarak 4 gün geçmişti. Bu 4 gün boyunca adam Sürekli İnstagram'da aktifti.

Ah! aslında Aktif olan o değildi, arkadaşlarıydı. Mahir doğru dürüst bir şey paylaşmazken arkadaşları sürekli onunla bir şeyler paylaşıyor buda bir çok kızın onu görmesine neden oluyordu. Bu Ahlâ'yı sinir ediyordu çünkü sonuçta çoğu kız onu beğeniyordu. Ne malumdu Adamın da biriyle ilgilenmeyeceği? Güvenemezdi de abisine nisbet olsun diye onunla evlenmek isteyen adama. Elinde onun yüzüğü varken buna izin de vermezdi, neden bozulmuyordu ki şu nişan? Kimse görmüyor muydu? Görüşmüyorlar konuşmuyorlar birbirlerinin ancak 4 gün sonra akıllarına geliyorlardı.

Sonunda duştan çıkıp vücudunu kurulayan Ahlâ üzerini giyip saçlarını taramaya başladı. Bir yandan da Volkan konak'tan Yarim yarim şarkısını komik vurgular yaparak söylüyordu. Hatta öyle ki, bağırdığının farkında bile değildi. "Ahlâ!, başımı şişirdin lan!"diye bağıran Ömer abisi ile son anda sustu. "Bir türkü bile söylettirmiyorsunuz!"diye sitem ettiğinde telefonunun titremesiyle yatağına oturup telefonu eline aldı.

Mahir ismini gördüğünde telefonu bırakıp derin bir nefes aldı, tüm düşündüklerinin üzerine aramasıda çok manidardı.
umarım adam sinirlerini zıplatmazdı. Ahlâ boğazını temizleyerek aramayı onayladı. "Efendim,"dediğinde

Adam hiç Merhaba bile demeden pat diye konuya girmişti. "Akşam Mahmutlar yemeğe çağırıyor,"derken adamın sesi her ne kadar güçlü çıksa da sıkıntılı geliyordu.

Ahlâ,"A-anladım?"dediğinde Mahir ise Kahvede oturmuş elindeki tesbihi sıkıntıyla çeviriyordu. Tesbihi bırakıp yüzünü sıvazladı. "İkimizi çağırıyorlar, akşama babandan izin alacağım. Haberin olsun."dedi,"18:00'da alırım seni,"dediğinde kız Tamam demekle yetinmişti. Sonrası ise hattın kesilme sesiydi.

*******

Akşam vakti gelip çatmıştı. Ahlâ annesine durumu anlatıp hazırlanmaya başladığında zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı bile. Üzerine Fakir kol vücuda oturan beyaz bir badi altına ise yeşil belinde ince hasır kemeri olan kloş bir etek giymişti. Saçlarını ise açıp taramıştı sadece, parfümünden bir iki fıs sıktığında bahçeden sesler gelmesiyle Mahir'in geldiğini anladı.

Yanına hiç bir şey almadan çıktığında annesini öpüp tembihlerini dinleyip sanki yemek yemeye çıkıyorlarmış gibi taba rengi sandeletlerini giydi. Dışarı çıktığında dedesi gülerek "Hah, Gülümde geldi."dediğinde Ahlâ dedesine gülümsedi.

Mahir'in, "Biz müsadenizi isteyelim o zaman."derken sesi samimiyetten uzaktı. Ama saygısını da esirgemiyordu. İyi akşamlar deyip ilerlediklerinde Ahlâ adama bir kez olsun bakmamıştı bile. Ahlâ'nın babası Mahir'e seslendiklerinde birlikte döndüler. "Kızım sana emanet."dediğinde Mahir uyarıyı almıştı. "Merak etme,"deyip duraksadıktan sonra,"Baba."deyince Ahlâ ilk defa kalbinin yerini hissetti. Yutkunup Ondan baya baya uzun olan adama bakıp gözlerini çekti. Öyle uzun adımlar atıyordu ki yavaş yürüse dahi Ahlâ onunla boy ölçüşemezdi.

Allah aşkına, boyu boyuna , huyu huyuna bile değillerdi. Bu adamın yanında küçücük duruyordu. Ki Ahlâ kendiyle barışık ve öz güvenli biriyken artık kendini onun yanında yetersiz hissediyordu.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin