22

75.3K 3.3K 531
                                    

Edit: Bölümlerin düzensiz gelme nedeni son sinif ögrencisi olmam ve bitirme tezimin olmasındandır. Bölümlerin belli günü yok, ben ne zaman yazmak için müsaait olursam ozaman geliyor.
Keyifli okumalar...
Bölüm Yetişkin içeriklidir!

Ahlâ ve Mahir çok erken saatte kalkmışlardı Mahir duştayken Ahlâ ise Zeynep'i uyandırıp birlikte kahvaltı hazırlamışlardı. Zeynep Sabahın köründe uyandığı için sızlansa da tatile gidecek olmanın verdiği mutluluktan çokta sesini çıkarmıyordu. Ahlâ ise kıpır kıpırdı. Her şeyi Mahir'le keşfetmesi hem onu mutlu ediyor hemde biraz mahcup ediyordu. Kocasıydı ve tabi ki onu tatile götürebilirdi ama bir an zamanında keşke okusaydım da meslek sahibi olsaydım demedi de değil. Kocasından gocunacak değildi. Sonuçta Ahlâ da para kazansa ikisinin ortak parası olacaktı ama kendini biraz eksik hissetmişti. Aslında Ahlâ çok güzel el işleri yapardı. Mahallede tuhafiyeci Sevda ablası kaç kere demişti gel işi öğren diye, aynı zamanda el işi ürünleri havlu gübürleri çeyiz tülbent kenarlarını yapıp satıyorlardı. Üç beş bir şey kazansa belki kendini daha öz güvenli olabilirdi.

Çok düşünmeden Mahir'in gelmesi ile kahvaltıya başladılar. Zeynep ağzını hızla doldururken gülümseyerek konuşmaya başladı. "Çok heyecanlıyım, Ahlâ kayak yaparken seni izlemeyi çok istiyorum."dediğinde Ahlâ'nın çatalı havada kaldı. Zeynep ise eliyle ağzını kapatıp kıkırdayınca Ahlâ homurdandı. "Zeynep küsücem ama he, Mahir kardeşine bir şey söyle!"dediğinde yüzü ateş gibi yanıyordu, her şeye de utanması sinirlerini bozsa da engel olamıyordu kendine. "O önce kendine baksın, ilk öğrendiğinde zincirleme kaza yaptı. Milletin elinden zor alacaktım."deyince Zeynep homurdandı. "Aman karına laf söyletme abi, onca yıldır ben senin yanındaydım haberin olsun."dedi.

Mahir iki kadının arasında kalınca ellerini teslim oldum der gibi kaldırdı. "Sizinle uğraşamam, oyalanmadan çıkalım da erken varalım, 4,5 saat yolumuz var."dedi. Zeynep ve Ahlâ el birliği ile sofrayı toplayıp bir yandan da neler yapacaklarını konuşup kendilerini heyecanlandırıyorlardı. Çocuksu bir sevinçle Odalarına gidip hazırlandıklarında bavullarını alarak çıktılar. Evdekiler de bir saate uyanırdı. Akşamdan görüştükleri için uyandırmadan yola çıktılar. Sevil ve Mahmut'ta arkalarından yola çıktıklarında Ahlâ heyecanla yolu izliyordu ama Zeynep için aynı şey söylenemezdi elbette, çünkü çoktan bininci rüyasını görüyordu.

"Bu kızla yola falan çıkılmaz, horul horul uyuyor baksana şuna bayılmış sanki."deyince Ahlâ kıkırdadı. Gülümseyip Mahir'e baktı. "Ben varım bir şey olmaz."dediğinde Mahir'in dudağı çapkın bir eda ile yukarı kıvrıldı. "İlerde bir benzinlik var, bir kaç bir şey alalım acıkırsınız yolda."deyince Ahlâ başını salladı. Saatlerdir oturmaktan kalçası uyuşan Ahlâ benzinlik görünce mutluluktan ağlayabilirdi. Mahir'e de üzülmüyor değildi. Saatlerdir araba kullanıyordu.

Birlikte arabadan indiklerinde Mahir benzin dolduran adamdan fişi alıp içeri girdi. Zeynep'te çoktan uyanmış telefonu ile uğraşıyordu. Ahlâ bir kaç çikolata, schweps ve üç tane paketli soğuk sandeviç alıp kasaya gördüğünde Mahir de sigara alıp ücreti ödedi. Ahlâ homurdanarak Mahir'e döndü. "Çok sigara içiyorsun."dediğinde Mahir Kapıyı açıp içeri girdi. "Azaltmaya çalışıyorum."dediğinde Ahlâ kafasını sallayıp sigara kokusuyla yutkundu. Yüzünü buruşturup eliyle ağzını kapattı.

"Mahir,"diye inlediğinde Mahir endişe ile Ahlâ'ya baktı. "Çok kötü oluyorum vallahi içmesen olur mu?"dediğinde Mahir'in çoktan attığı izmaritin yerini su şişesi aldı. "Al iç biraz."deyip Ahlâ'ya su içirdi. Zeynep, "iyi geldi mi Ahlâ, kesin yol tuttu."dedi. Mahir Ahlâ'ya hala endişeyle bakınca, "iyiyim, o kadar saat çalkalanınca üstüne geldi işte."dedi. Mahir kafasını sallayıp yola devam ettiğinde ara ara Ahlâ'yı kontrol ediyordu. Ahlâ ise oldukça keyifle yolu izliyor aldıkları sandiviçi yiyordu. Çok geçmeden Otele vardıklarında kar o kadar yoğundu ki, araba zor çıkmıştı.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin