Medya: Çağrı Çelik Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme 02:55 den sonrasını dinleyin.
Lütfen şans verin, bayılacaksınız. Bütün bölümü bunu dinleyerek yazdım.
"İstemiyorsan... Bana söz bırakmadın Ahlâ,"Ahlâ'nın çenesi zangır zangır titrerken kalbinin delicesine ağrıdığını fark etti. Ağlamamak için kastığı çenesi öylesine ağıyordu ki, boğazındaki yumru onu mahvetmişti. Mahir'in karşısında daha fazla ağlamak ve küçük düşmek istemiyordu.
Mahir vazgeçmişti, ondan vazgeçmişti. Hemen kabul etmiş, kırılan onurunu tamir etmek yerine gururu ağır basmış ve onu kaybetmekten zerre korkmamıştı. Peki ya ikna etse ne olacaktı? Tüm kırgınlıkları geçecek miydi? Ahlâ ona küs bile kalamazdı ki, öylesine seviyor, öylesine özlüyordu ki, bir an sadece bir an evden ayrıldığına pişman olmuştu. Yine suçu kendinde bulmuştu. Mahir'siz bir hayat...
Daha fazla burada duramazdı, zaten yemek yemediği için ve ağlamaktan başı davul gibi olmuştu. Burada biraz daha dursa dayanamaz hıçkırıklara boğulurdu.
Ayağa kalkıp gideceği sırada Mahir de ayaklandı. Üzgün görünüyordu, gerçekten üzgün müydü bilmiyordu ama öyle görünüyordu. "Ahlâ,"dediğinde Ahlâ heyecanla bekledi. Duygularını saklamaya çalıştıkça ayyuka çıkmak üzereydi. Yutkundu, bekledi ama Mahir ellerini iki yanda yumruk yaptı ve çenesini kenetledi. "Bırakacak mısın beni?"dediğinde Ahlâ yanılıyor muydu bilmiyordu ama Mahir'in gözleri buğulanmış gibiydi. Ahlâ çığlık atmak istiyor, boğazı patlayana değin ağlamak istiyordu.
Bırakacak mıydı onu, Mahir'i o mahallede adı kaba dayı diye anılan, elinden tespihi eksik olmayan, istediğinde belanın ta kendisi olacak o adamın sesinin titremesi... Ahlâ'yı darmaduman etti.
"Mahir ben-"dese de Mahir dişlerini kenetledi. "Ben yapamıyorum, Artık olmuyor," Beni sevmeden, hislerime karşılık bulmadan yapamıyorum. Bir başkasına aşık olma ihtimaline katlanamıyorum. Benimleyken başkasını düşünme ihtimalini göze alamıyorum.
Mahir elini öylesine sıkıyordu ki, elindeki sargı bezine kan sızmıştı. Ahlâ eğilmemek için kendini zor tuttu. ama yapmamalıydı, artık kendisini de düşünmesi gerekiyordu. Bu evlilik böyle yürümüyordu. Mahir'in ona karşı bir sevgisi yoktu, Mahir'in artık onu sevme ihtimalini bile düşünemiyordu. Sevmeyecekti işte! Ahlâ ondan aşk dilenirken belkide başka birine gönlünü kaptıracaktı.
Kırgınlıkları öyle çoktu ki, o evde yaşananlar, o kızın Mahir ile olabilme düşüncesi. Psikolojisi öyle bozulmuştu, kendine bu kadar baskı kurduğunun farkında bile değildi.
Mahir'e sonsuza kadar güveniyordu, onun ona ihanet etmeyeceğini biliyordu peki ya gönlü? Ahlâ'nın değildi ki nazı geçsindi. Ahlâ'nın değildi ki, kırgınlıklarını anlasın ve toparlamaya çalışsın. Ahlâ yapamıyordu, onsuz olmayacağını bile bile ateşe atıyordu kendini.
"Ne demek yapamıyorum Ahlâ! çocuk oyuncağı mı evlilik!"dedi Mahir sinirle volta attı. Çıldırmış gibiydi, bırakamazdı. Ahlâ onu bırakmazdı. "Kızım ben seni evime aldım, yatağıma aldım, ben seni karım yaptım. Sen beni kocan olarak kabul ettin. Biz birbirimizin olduk."deyip küfür etmeye başladı ve yüzünü sıvazladı. "Ben seninle hayal kurdum kızım ne demek yapamıyorum lan!"Ahlâ daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı. Mahir'in esmer teni bile kızarmıştı. Elaları kan çanağına dönmüştü.
"Daha iki ay olmadı evleneli, ben senin kokunu yeni aldım daha lan ne bitmesi!"Adeta kükrüyordu. Delirmiş gibi büyük kol hareketleri yapıyordu. Ahlâ durdu, durdu ağzından havanın soğukluğu ile çıkan buharlar ile öfkeli bir boğaya dönüşmüştü. Gözlerinden yaşlar akıyorken dişlerini sıkarak Mahir'i itti. "Beni karın olarak gördün mü ki Mahir"sesi öylesine yüksek çıkmıştı ki eminim ki ailesi aşağı gelmek istiyor ama yengesi müsaade etmiyordu. Ahlâ bir kere daha itti Mahiri, "Ben senin sadece yatağını ısıtıp yemeğini yapacağın biri miyim söylesene!"diye bağırdığında gözyaşları patır patır dökülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHLÂ
Novela Juvenil•Ana karakter Ahlâ ve Mahir'den sonra yan karakterlerin hikayesine geçiliyor. Bunu sevmeyenler başlamasın lütfen ❤️ Zeynep, "Çok şükür bu aralar iyi şeyler oluyor, Abim bugün çıktı hapisten."dediğinde Ahlâ bozguna uğramıştı. Mahir abi hapishaneden ç...