5

64.5K 2.6K 484
                                    




Nişandan sonra tam tamına bir hafta geçmiş gençler artık nişanlandıklarını idrak etmişlerdi. Ne birbirlerini arıyor nede soruyorlardı. Ahla elindeki altın alyansı her parladığında fark ediyordu bir şeylerin eskisi gibi olmadığını.

Mahalleye çıktığında ya teyzeler laf atıyor hayırlı olsun dileklerini sunuyorlardı, yada mahallede tanıdığı üç beş kızın surat asmasını , Füsun'un trip atmalarını çekiyordu. Ve tabi ki kimse tarafından bu nişanın zorunluluk olduğu bilinmiyordu. Birde mahalle dedikodusu çekemezlerdi.

Mahir Nişan bitmeden önce genç kızın numarasını almış, ayrıca kendi numarasını da vermişti. Her ne olursa olsun bir istekleri olduğunda çekinmemelerini söylemişti. Ahlâ hala inanamasa da evleneceklerdi. Üstelik onlar haricinde herkes çoktan kabul etmiş ve normal karşılamışlardı. Onun haricinde genç kızın hayatı eskisi gibiydi, sanki Mahir yokmuş gibiydi...

Genç kız şimdi ise dedesi ve babasına Türk kahvesi pişiriyorken bir yandan da abisinden kalma android telefonu ile İnstagram da geziniyordu. Öyle çok sosyal değildi, doğa fotoğrafları çeker arada arkadaşları ile oturup sohbet ettikleri zaman ortamı çekip Hikaye olarak paylaşırdı. Onun haricinde sadece yaylada eşarbını rüzgara karşı sallandırıp kömür karası saçlarını salarak arkadan çekilen bir fotoğrafı paylaşmıştı.

Sosyal medyayı pek sevmese de arkadaşı mercan oldukça aktifti. Köpükleri fincanlara pay ettikten sonra pişen kahveyi fincanlara boşaltıp Telefondan bildirim gelmesiyle tüpün altını kapattı. Telefonu açtığında Mercan'dan bir mesaj ardı.

Mercan sürekli komik videoları, magazin haberlerini gruptan attığı yetmezmiş gibi birde kıza özel olarak atıp fikir belirtmesini isterdi. He birde ben bunları izledim dediğinde ise bozulur, daha da atmayacağım diyerek yine atmaya devam ederdi.

Ahlâ direk mesaja girip karşısına çıkan fotoğrafa baktı. Mahir, Kıyı lokanta olduğunu tahmin ettiği yerde Üzerinde keten beyaz gömleği ile kalabalık sofrada oturmuş dişlerini göstererek gülümsemişti. Fotoğrafın altına da "Dost meclisi" yazıyordu.

Telefonu bırakıp Salona çıktığında dedesiyle babasına kahveyi uzattı. Dedesi "Ellerine sağlık, kızım."dediğinde Babaannesi homurdanıyordu. "İçiyorsun gece gece, çarpıntı yapacak, dikeceksin beni ayağa, sabaha kadar uyumayacağız Hasan efendi!"dediğinde Hasan hiç oralı olmuyordu. "Ben aşağıdayım."dedi Ahlâ, ev halkı ise kafalarını sallayarak onayladı. Telefonunu alıp bahçeye çıkan genç kız, yengesinin karşısında divana yayıldı. Elindeki telefonu açtığında yengesi ise kendi telefonundan dizisini izliyordu. Malum evde televizyonu büyükler izliyordu.

Fotoğrafa tekrar giren Ahlâ, Mercanın yazdığı mesajları okumadan fotoğrafı zoomluyordu. İki tanımadığı adam ve iki kadın vardı fotoğrafta, Tabaklar boş, bardakların yarısı dolu keyifli bir akşam olduğu belliydi. Etiketlenen insanlar ise evlilerdi. Fotoğraftan çıktığında Mercan'ın "Neden sende yoksun? Belli ki eşlerin olduğu bir buluşma"yazmıştı. Ahlâ ise hiç oralı değildi. Ne işi vardı tanımadığı insanların yanında, üstelik nişanlısıyla birbirlerini iyi tanımıyorlarken ne yapacaktı ki orada? Hem belli ki Mahir de aynı şeyi düşünmüştü. Telefonlarını verdikleri halde yazışmıyorlardı.

Ahlâ arkadaşına cevap vermek için tuşlara dokundu. "Benim ne işim var orada Mercan? Sanki gerçekten birbiri ile ilgilenen bir çift gibiyiz de. Bir arkadaş buluşmamız eksikti."demişti. İnstagram da takipleşmiyorlardı bile. Mahir'in hesabı herkese açıktı...

"Of, baydın artık Ahlâ ya, bu adamla evleneceksin sen, bunun ötesi yok farkındasın değil mi? neden alışmak yerine yine o laz damarın tuttu senin!"dedi. Ama Ahlâ arkadaşı görmese de omuz silkti. Tam cevap yazacakken telefonu titremeye başladığında kaşlarını çattı. Tanımadığı bir numara arıyordu. Boğazını temizleyip telefona cevap verdiğinde genç kız kasıldı. "Alo, Ahlâ, benim yavrum Nurten annen."dediğinde genç kız, şaşkındı. Sesini bir süre bulamamıştı. Neden bu saatte aradığını anlayamadığı kadının bir cevap beklediğini fark etti.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin