Ahlâ'yı geçirmek için peşinden gelen Mahir'e dönen Ahlâ gülümseyip kapıya çıkınca karşı binanın camından sarkan Gülbin teyzeyi gördü. Gülbin hanım ise karşı komşu Şermin hanım ile camdan cama muhabbet ederlerken Marangozhaneden Ahlâ'nın çıktığını görünce gülümsedi. "Kız Ahlâ, kocanı kontrole mi geldin?"dediğinde Mahir'de Ahlâ'da Gülbin hanıma döndü. "Yemek getirmiştim Gülbin teyze, nasılsın iyi misin?"deyince kadın iç çekti. Ne tatlı ne iyi kız diye düşünmeden edemiyordu. "İyiyim gülüm, sen nasılsın."deyip Mahir'e döndü.
"Mahir aldın gül gibi gencecik kızı, bak sana nasıl bakıyor. Ne ballısın be evladım."deyince Ahlâ utançla Mahir'e döndü. Mahir ise serseri bir tavırla burnunu çekip Gülbin hanıma döndü. "Ben yaşlı mıyım Gülbin teyzem, hayırdır. Bir kusurumuzu mu gördün?"deyince Ahlâ alt dudağını ısırdı. Kesinlikle Mahir'in yaş takıntısı vardı.
Gülbin teyze kıkırdayıp Mahir'e döndü. "Kızdın mı sen bana, "deyince Mahir homurdandı. Ahlâ'ya dönüp kaşlarını çatarak konuştu. "Yürü hadi sende çok geç kalma. Kaldırım kenarlarından yürü. Malum daha ufacıksın."deyince Ahlâ'nın ağzı açık kaldı. Dışarıda olduklarını umursamadan Mahir'e yaklaşıp kıkırdadı. "Mahir bu kadar taktığına inanamıyorum. Aramızda sadece 8 yaş var. Bu uçuk bir rakam değil."dediğinde Mahir Sinirle alt dudağını ısırdı.
"Sorun yaş farkı değil senin küçük durman."deyip Ahlâ'yı arsız gözlerle süzdü. "Yanına yakıştırmıyorlar beni."deyince Ahlâ Mahir'in sıkıntısını anlamıştı. Ahlâ mahallede sevilen beğenilen kızlardan biriydi. peki Mahir kendinin farkında mıydı acaba? Ahlâ yerinde olmak isteyen, gözü bir kez gözüne değsin isteyen o kadar çok kişi görmüştü ki. Nasıl kendisinin farkında olmazdı.
Ahlâ yutkundu. "Yerimde olmak isteyen o kadar çok kişi tanıyorum ki Mahir..."dedi boğuk bir şekilde. Mahir de yutkundu. "Görüşürüz."dediğinde Mahir başını salladı. Ahlâ hızla uzaklaşırken genç kızın vücudunu süzdü. Tıpkı onu, adının yanına farklı bir sıfatla önerdiklerinde dükkanın önünden geçerken ki gibi bakıyordu ona. Gerçekten bir içim su gibiydi Ahlâ, onu gördüğünde bahar geliyordu aklına. Cıvıl cıvıldı.
Mahir derin bir of çekip içeri girdiğinde Mahmut ve çırağı ona imalı imalı bakınca sert haline geri döndü. "Ne bakıyorsunuz öyle aval aval hayırdır!"deyince Mahmut elindeki kalemi kulağının arkasına alıp çayından bir yudum aldı. "En son toz toprak içindeydin, bi yüzün gözün açılmış sanki."dediğinde Selim de Mahmut'ta kıkırdadı. Mahir sinirle bakıp işinin başına dönünce Mahmut devam etti.
"Hayır yani? müşteri de gelse o façanı düzeltmezsin sen de o bakımdan sordum."dediğinde Mahir kaptığı ufak tahtayı Mahmut'a fırlattı. Mahmut ise hızlı refleksiyle kafasını yana çekince tahta Selimin kafasına geldi. Çocuk sızlanıyordu. "O çeneni kapat siktirme oğlum belanı!"dedi. Selim de gülerek araya girdi. "Vallahi ustam sana kız bakarken ben tam şurada Ahlâ'yı sana söyledim mi söylemedim mi?"deyince Mahir göz kırpıp sinirle kafasını salladı. Selim yaptığı gafla kızarıp bozarırken, "Pardon usta Yenge diyecektim."dedi ve konuşmasına devam etti. "O zamandan içime doğmuş, ne hale getirdi yengem seni be ustam."deyince
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHLÂ
Подростковая литература•Ana karakter Ahlâ ve Mahir'den sonra yan karakterlerin hikayesine geçiliyor. Bunu sevmeyenler başlamasın lütfen ❤️ Zeynep, "Çok şükür bu aralar iyi şeyler oluyor, Abim bugün çıktı hapisten."dediğinde Ahlâ bozguna uğramıştı. Mahir abi hapishaneden ç...