10

76.2K 3.2K 540
                                    

Geçen bölüm yorumlarınız beni çok şaşırttı. Heyecan arttıkça parmaklarınıza vuruyor galiba :) çok cok mutlu oldum. İki gun sonra atıyorum bu bölümü bu seferlik... öpüldünüz :))

Ahlâ donakalmıştı. Hareket etmiyor ve öylece Sevile bakıyordu. Sevil ise yaptığı gaftan rahatsız olup gözlerini Zeynep'ten çekerek Ahlâ'ya dikti. Ahlâ hemen kendini toparlayıp hiç oralı değilmiş gibi çayını yudumladı. Ama aslına bakarsanız oralıydı. Çünkü nişanı attıklarından iki hafta sonra ki belki daha öncedendir... biriyle görüşmesi Ahlâ'yı hayal kırıklığına uğratmıştı. Evlilik olacak diye diretmelerinin nedeninin intikamdan gelen o hırs olduğunu biliyordu Ahlâ ama, aması vardı işte... Birlikte vakit geçirmişlerdi, bir şeyler paylaşmışlardı ve bu kadar çabuk başkasıyla görüşmesi Ahla'yı şaşırtmıştı.

Koca adamdı, evlilik çağına geldiğini çocuk istediğini defalarca dile getirmişti. Tabi ki de birini bulup yoluna devam edecekti. Sinem ise Aşağı mahallede oturan, güzel bir kızdı. Yaşı Mahir'e de yakındı(!) boyu boyuna huyu huyunaydı yani. Düşüncelerinden onu çıkaran Zeynep'in sesiydi. "Aman abla ciddi bir şey değil. Halamı biliyorsun. Bu nişan atılma olayından sonra kız bakmaya başladı, anneminde başının etini yedi. Annemde abime sadece bir otur çay iç deyince kabul etti oda ne yapsın,"dedi. Sevil ise hızla araya girdi. "Evet Nefise teyze çok ısrarcıdır. Senden öncede sürekli kızıyordu Mahir'in burnundan getirmişti vallahi. Mahmuttan biliyorum yani."desede Ahlâ çokta dinliyor değildi.

Ahlâ git gide rahatsız hissediyordu çünkü belli ki Konuşmaları güzel gitmişti, Mahmut abi gelemeyeceğine göre...

"Ahlâ, inan Abimde bu durumdan memnun değil."deyince Ahlâ kızardı. Artık onların arasında hiç bir şey yoktu ki, bu çokta önemli değildi. "Zeynep, biz Mahir ile Bu düşmanlık bitsin diye nişanlandık ve yine aynı sebepten ayrıldık. Yani Artık beni ilgilendiren bir durum yok."dediğinde Zeynep'in yüzü asıldı. Ahlâ daha fazla dayanamadan ayaklandı. "Bana müsaade, akşama misafirler var, Annemi daha fazla yalnız bırakmayayım."dedi ve ayaklandı. Bahçe kapısını kapatıp çıktığında sinir küpüydü adeta, ama umursanacak bir durum yoktu. Önüne bakması gerekiyordu.

Tabi söylemesi kolaydı. Bin bir umutla bitsin diye beklediği nişan bitince böyle kötü olmasını kim beklerdi ki! Yutkundu. Boğazı ağrıyordu, Acaba hasta mı olmuştu. Eylül sonu olduğu için havalar epey kötüleşmişti. Boğazında ki yumru geçmek bilmiyordu.

Hızlı adımlarla yürüdüğünde Yoldan gelen aracı görmesiyle yüzü daha da düştü, ama kalbinin inanılmaz bir hızda atmasıyla derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştı. Mahalle arası olduğu için Arabayı yavaş süren Mahir'in yanında Sinem oturuyordu. Suratından hiç bir ifade okunmadığı için görüşmenin nasıl geçtiğini Ahlâ anlamıyordu, Mahir ile göz göze geldiler Ahla ise hızla gözlerini çekip önüne döndü.

Mahir ise iki hafta içinde üçüncü kez gördüğü kızla kendini huzursuz hissetti. Dişlerini sıkıp önüne döndüğünde yanında oturan Sinem'in varlığı ile daha da huzursuzlaştı.

********

Ahlâ eve gittiğinde yengesinin yanına kıvrılıp oturdu. "Gülüm, erken geldin ne oldu?"dediğinde Ahlâ omuz silkti, "Oturasım gelmedi yenge, siz ne yaptınız?"dediğinde Yengesi Elmas hastaneye gittikleri ve kan tahlili verdiklerini açıkladı. Doktoru yarın hastanede olacağı için sonuçlarını gösterememişti. Senelerdir doğal yollarla hamile kalmaya çalışıyordu ama yumurtalıklarındaki kistten ötürü bir türlü kalamamıştı. Kendini hep eksik hissetse de Ailesi daima yanında olmuş Elmas'ın hiç bir eksikliğinin olmadığını hissetirmişlerdi. Ne geliyorsa Allah'tandı, bundandır artık bazı şeylere müdahale edemeyeceğini öğrenen Elmas ilaçlarını kullanmış dualar etmişti. Umarım şimdi muradına erer ve kucağını doldururdu.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin