11

81.3K 2.7K 555
                                    

Arkaşlar sürekli bölüm ne zaman soruları alıyorum. Artık net bir günümüz olsun bir sürelik...
Bölüm günümüz PERŞEMBE günü olacak.

Bölümler artık her PERŞEMBE.
Ee bundan sonra yb soranlarada bir sey diyemeyecegim artık😅

Sessiz sessiz ağladığında Mahir sinirle arabayı kullanıyordu. Sonunda Ufak bir yayla evine geldiklerinde baya tepede olduklarını fark etti. Yağmur şiddetlenmeye başladığında arabadan inen Mahir Ahlâ'nın tarafını açtığında Ahlâ inmemek için direniyordu. "Kucaklayayım mı yani?"dedi sert sert. Ahlâ bunu duyduğunda hızla arabadan çıktı. Mahir kolundan tutup çekiştirdiğinde ufak tahta evin kapısını açtı. İçerisi kocaman bir odaydı. Odanın kenarında taş kemerin içinde kuzine soba Gerisinde tahta başlıklı çift kişilik yatak. Hemen kapı tarafında ufak bir tezgah ve boydan boya camın köşesinde divan bulunuyordu. Yatağın yanında ise ahşap kapı vardı. Üzerinde el havlusu asılıydı. Diğer köşesinde iki kapaklı ahşap dolap vardı.

Ahlâ kendisini kapana kısılmış gibi hissediyordu. Korkuyordu! Mahir deliye dönmüştü, onu kaçırmıştı. Olayın mahallede hatta bütün köyde yayıldığına emindi. "Bu yaptığın suç, nasıl kaçırırsın beni! bana sordun mu. Ben seninle evlenmek falan istemiyorum."dediğinde Mahir sobaya odunları atıp yakmaya başladı. Tepede oldukları için öylesine bir soğuk vardı ki, eylül değilde kış ortasındalar gibiydi. "Tüm bunların suçlusu o abin olacak şerefsiz!"deyince Ahlâ sinirle bağırdı. "Onun hakkında düzgün konuş!"Mahir hızla dibine girip Ahlâ'ya doğru eğildi. Genç kız ise ürkmeye başlamıştı.

"Benim tepemi attırma, bana o abini de savunma. İlk önce yaptıklarıyla seni elime verdi, sonrada geri alıp başka bir adama verecek kadar haysiyetsizleşti."dese de Ahlâ olumsuz anlamda kafasını sallıyordu. "Abim asla böyle bir şey yapmaz, ona net bir şekilde Cengiz abiyi istemediğimi söyledim." Ama Mahir kesinlikle Ahlâ'ya katılmıyordu. "Seninle tartışmayacağım, geri falan götürmüyorum seni."dediğinde Ahlâ Bir anda kapıya koşup açtı ve delice yağan yağmurun altında kaldı, çamur üstünde kaya kaya koşarken Mahir arkasından"Ahlâ!"diye bağırıyordu. Ahlâ böyle olsun istemiyordu. İntikam uğruna oradan oraya savrulan, intikam için seçilen kişi olmak istemiyordu! bayır aşağı koştuğu için hızını alamıyor ve Mahirde ona yetişemiyordu. Gür ağaçların arasından koşarken su içinde kalmış bir sıçana dönmüştü.

ayağı çamur nedeniyle kayınca aşağı doğru yuvarlanmaya başladı. iki adım ötesindeki ağaca çarpıp durduğunda yüzü ve saçları çamur içindeydi. Gök gürlüyordu ve ağaçların altında tehlikedeydiler. Kahretsin! diye düşündü genç kız. Mahir ise düşen kızı endişeyle kaldırdı. "iyi misin,"dediğinde adeta bağırıyordu. Korkmuştu genç adam, Ahlâ titreyerek başını sallasa da Mahir onu kolundan tutup çekti. "Boşuna uğraşma, diğer evler çok aşağıda!"dediğinde Ahlâ korkuyla Mahir'i takip etti. Çünkü Gök yarılacak gibiydi.

*****************

Eve yeniden girdiklerinde delicesine titriyorlardı. Mahir hemen şohbeni hazırlayıp Ahlâ duşa girsin diye dil döktü. Ahlâ ise daha fazla dayanamayıp duşa girdi. Su çok sıcak değildi. Kemikleri ısınmıyordu bile, zaten kız bunu düşünmüyordu. Kıyafetleri çamur içindeydi. İç çamaşırları su ve toprak içindeydi. Burada Mahir'in sadece Uzun kollu bir tişörtü, kalın çorap ve baksırları kalmıştı. İç çamaşırsız tişörtle çıkacağı için utanıyordu. Hemen direk kendini yatağa atıcaktı. Çok büyük olmayan banyoda kurulanıp üzerine tişörtü geçirdi. Göğüsleri aşırı büyük değildi ama orta büyüklükteki göğüsleri dolgun ve dikti. Bu tişörte kendini öylesine belli ediyordu ki! Baksır da giyip, Saçlarına havluyu sarıp Banyodan çıktığında Mahir ile göz göze geldiler. Mahir Üzerini çıkarmıştı. Elinde ise burada tek kalan baksırını tutuyordu. Muhtemelen o yanında hiç bir şeyi olmadığı için baksırla duracaktı.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin