16

96.7K 3.1K 784
                                    

Kısa bir ara veriyoruz arkadaslar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kısa bir ara veriyoruz arkadaslar. Bunu bile gözlerim yanarak yazıyorum. Bu korona ve ödevler yüzünden o kadar cozuttum ki😢 gözlerim cok agrıyor ve cok yorgunlar. Telefonumu gunde 10 saat kullaniyormuşum. Artık kendime gelmem lazım. Bir süre dinlenmek bana iyi gelecek. Seviliyorsunuz.
•••••••
Ahlâ burnundan soluyordu. Emineyi elinde bavulla görmek tahmin edeceği son şeydi. Tabaklara çorbayı doldururken dişlerini öylesine sıkıyordu ki, elinden her an bir kaza çıkacaktı. Gözleri büyük bir boşluğu dalmışcasına kaseleri yanına diziyordu. Son doldurduğu kaseden sonra "Ben alayım ver,"dedi Zeynep. Yemekleri doldurmuşlardı. Kayın validesinin ve Zeynep'in de keyfi kaçmıştı. Bundandır Ahlâ ağzını açıp kavga çıkarmamak için susuyordu.

İçeri geçtiklerinde Herkes Masaya davet edildi. Ahlâ ise gözünü bir an bile Emineden ayırmıyordu. Sanki kız parmağının üzerinde de yürüse Ahlâ kulaklarını kapayacak kadar rahatsız olmuştu. Emine Mahir'in yanına doğru ilerleyecekken, Ahlâ Emine'nin önüne geçti. Beklediği olmuştu. Emine daha ilk andan Ahlâ'ya meydan okuyordu. Üstelik Ahlâ hiç istemediği bir savaşın içine giriyordu."Hayırdır?"dediğinde Emine bu soğuk tepki karşısında şaşırmıştı. Üstelik sadece Emine değil, tüm aile şaşkındı. Kimse Ahlâ'dan böyle bir tepki beklemiyordu. "Yemeğe oturuyordum, ne oldu anlamadım."dedi Emine bozuntuya vermeden. Ama Ahlâ'nın bu saf numaralar umurunda bile değildi.

"İsmail dedenin yanı boş ya ne dolanıyorsun ki oradan buraya?"deyince hiç bir şey söyleyemedi. Neden kızıyorsun diye soramadı bile genç kız. Çünkü herkes biliyordu ki, Ahlâ dururken Mahir'in yanında oturması hoş değildi. Üstelik Emine'nin beklediği samimiyet Çocukluklarında kalmıştı. Mahir de o da kocaman insanlar olmuşlardı.

"Tamam canım, alışkanlıktan öyle oldu."dedi ve dolandı. Ahlâ'da Mahir'in yanına geçmişti. Çorbasını karıştırırken Mahir'e döndü. Sofrada çıt çıkmıyordu. İsmail bey, Mahir, Mehmet bey Çorbalarını hızlı hızlı içiyor, Emine çorbasına iştahla ekmeğini banıyorken. Zeynep arada Ahlâ ile Mahiri kontrol ederek çorbasını içiyordu. Nurten hanım ise tıpkı Ahlâ gibi üç dör defa karışrıedığı çorbasından bir kaşık alıp iç çekiyordu. Sonunda Nurten hanım konuya girdi. "Ee kızım seni hangi rüzgar attı buraya?"dediğinde Ahlâ'nın gözleri Emine'ye döndü. Emine Gülümseyerek Nurten hanıma cevap verdi. "Büyük Halanın yanında kalıyordum biliyorsunuz. Tutturdu evlenme yaşın geldi diye. Bizim köyde malum pek küçük."dedi ve yutkundu. Sanki utanırmış gibi göz süzmeler derken Mehmet bey karısına dönerek devam etti. "Halam bana emanet etti. Benimde kızım sayılır, baş göz edeceğim."dedi.

Ahlâ sinirle yerinden kalkacakken Mahir kızın elini tutup kalkmasına izin vermedi. Ahlâ dilerini sıkarak Mahir'e döndüğünde Mahir'in sert bakışları yüzünden duruldu. Mahir onu gözleri ile uyarırken Ahlâ ağlamamak için kendini zor tuttu. Şimdi bu kız bu evde mi kalacaktı! Evlenene kadar. Ama bunun mümkün olmadığını, Annesininde, o kızında gözünün Mahir'de olduğunu biliyordu. İlk tanışıklarında anne kız ne kadar bozulduklarını belli etmişlerdi. Belli ki büyük Halanın da Kendi Ailesine ve ona kini geçmediği için kızı göndermişti.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin