14

124K 2.6K 505
                                    

Bu bölüm yetişkin içeriklidir. Hemde yoğun. Konulan medyada öyle, rahatsız olanlara duyurulur... Sonra gereksiz eleştiri yapılmasın lütfen. Bilerek bu hikayeye bu bölüme geliyorsunuz şimdiden haberiniz olsun.

 Bilerek bu hikayeye bu bölüme geliyorsunuz şimdiden haberiniz olsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mahir Arslan
(Titrettin beni Mahir'im🔥)

******
Düğün bitmişti, ama Ahlâ da bitmişti. Arkadaşlarıyla o kadar çok oynamıştı ki her yeri ağrıyordu. Bunun acısı haftalarca çıkacaktı ondan. Üstelik hiç aktif olarak topuklu ayakkabı giymediği için inanılmaz zorlanmıştı. Mahir ise tam tersiydi. Masalara arkadaşlarını görmeye gitmiş misafirlere görünmüş sadece arkadaşlarıyla bir çifte telli oynayıp Kenara çekilmişti. Zaten hiç bir düğünde oynadığını görmemişti Ahlâ. Halbuki o kollarını tıpkı bir kartal havasıyla açınca öylesine yakışıklı oluyordu ki!

Gözlerini Mahir'e çevirdi. Karanlık sokaklarda arabayı kullanıyordu. Ahlâ ise onun ceketi ve kendi gelinliği ile yanında yolculuk yapıyordu. Düğün bitmişti... Ahlâ ile yiyecek bir şeyler almak için Çarşıya gidiyorlardı.Düğün boyunca ağzında koyduğu tek lokma bir çatal pastaydı, öyle ki onunda keki değil sadece kreması geldiği için midesini susturmaya yetmemişti bile.

Bir müddet daha gittiklerinde Mahir Arabadan inip Hamburgerciden paket yaptı. Yanında ki kokoreççiden kendine kokoreç aldığını gören Ahlâ, dürümden vazgeçtiğini düşündü.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde Ahlâ paketleri kucağına aldı. "Dürüm neden almadın?"deyince Mahir Arabayı çalıştırıp yola çıktı. "Hazır kokoreç bulmuşken alayım dedim. İnanılmaz yorgunum."dedi. Ahlâ kafasını salladı. Daha sonra alt dudağını ısırıp Mahir'e döndü. Ne dese bilmiyordu. "Mahir?"dediğinde sesi fısıltı gibiydi. Mahir ise yola dalmıştı. "Hı?"dedi, Ahlâ yutkundu. "Evdekilere ayıp olmadı mı böyle?"dediğinde Mahir Ahlâ'ya döndü. Kaşlarını çatıp homurdandı. Elbette ki olmamıştı. Normalde olması gereken evdekilerin bu gece evde olmamasıydı ama hem kendileri kalabalık bir aileydiler hemde dedesine bu gece gerdeğim var bi zahmet gidin diyemeyeceği için Yayla mantıklı gelmişti. Zaten evde kalan bir kaç misafirde yarın gidecekti.

"Ev tıklım tıklım, nasıl rahat edecektik?"deyince Ahlâ gözlerini kırpıştırdı. Odaları üst kattaydı, ayrıca bir odaları vardı öyle değil mi?

"Mahir bizim bir odamız vardı. Hemde üst katta."deyince Mahir boğuk bir sesle konuştu. "Ev Ahşaptan Ahlâ, ses geçirmez değil."deyince Genç kızın gözleri fal taşı gibi açıldı. Kirpiklerini kırpıştırıp Mahir'e baktı. "Üst kattaki misafir olarında yatıyorlar."deyince Ahlâ çıtını dahi çıkaramadı. Kalp krizi geçirecekti. Yüzü yanıyordu, ateşi mi çıkmıştı? Nefesi kesildi birden. Mahir,"Hem gitmek istediğini sanıyordum, bugün sana sormuştum."dediğinde Ahla kafasını salladı. "Evet gitmek istiyorum. Çok beğenmiştim orayı... sadece, ayıp olur mu diye düşündüm."deyip omuz silkti.

Mahir vitesi yükseltti. Ahlâ'ya gülümseyerek söndü. "Demek beğendin. "deyip önüne döndü. "Bende çok seviyorum orayı." Ahlâ bir süre daha araba farlarının ışığı ile aydınlanan yola baktı. "Neden orayı yaptırdın? Annelerden ayrı bir yayla evini yani?"deyince Mahir tekrar Ahlâ'ya döndü. "28 yaşımdayken yaptırmıştım. Aile evinden ayrı bir evde yaşamak yakışı kalmazdı, bende arada kaçıp geleceğim bir yer yaptım."dedi. Ahlâ parmaklarıyla oynayıp alt dudağını dişledi. Çok fazla soru sormuştu ama sohbet güzel gidiyordu. Hem merakta etmiyor değildi. Onunla ilgili bir şeyler öğrenmek hoşuna gidiyordu.

AHLÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin