0.0

8.7K 304 108
                                    

paper hearts-jungkook

Kimjisookim: Chae'yle gece yürüyüşleri 🐿                ♥️ kimtaeee,jenniejane +1300 Jisoo'nun dün geceki yürüyüşümüzde çektirdiği fotoğrafı likelayarak instagramdan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kimjisookim: Chae'yle gece yürüyüşleri 🐿
♥️ kimtaeee,jenniejane +1300
Jisoo'nun dün geceki yürüyüşümüzde çektirdiği fotoğrafı likelayarak instagramdan çıktım.
Elimi ağzıma kapatarak esneyip telefonu çantama attım. Ve kafama siyah bucket şapkamı geçirdim. Gözlerimi de kapatacak kadar eğmiştim.

2 dersimin arasında bana her seferinde anlamsız gelen yarım saat boşluk vardı. Normalde bu arayı stüdyoda çalışarak ya da sınıftan birileriyle sohbet ederek geçirirdim.

Ama dün gece hiç uyuyamadığımdan ve dışarıdaki havanın kapalılığı da hiç yardımcı olmayıp beni esnetip durduğundan kahve almak için cafeye indim.

Kemanımı çantama, çantamı da sırtıma asmıştım. Kimsenin bir şey yapacağını sanmıyordum ama yine de yanıma almazsam içim rahat etmiyordu.
En azından 'çello taşımak zorunda kalmıyorsun Chae'diye avuttum kendimi.

Cafe girişinde karşılaştığım hocama eğilerek selam verirken şapkamı biraz kaldırmıştım ve birkaç saniye ayaküstü konuşmayla oyalanmıştım. Bu süre orada olduğunun farkında olmadığım arkadaşımın beni tanımasına yetmişti bile.

"Chaeyoung!" jisoo'nun sesini duyup ona doğru baktım. "Yah Park Chaeyoung!"
Adımı bütün kafeye duyurmasan da olurdu.

Ona doğru yürüyeceğim sırada masadaki tek bir yüz dikkatimi çekti. Neyseki şapkam yüzümü gerektiği gibi kamufle edebiliyordu. böylelikle kimse yüzümde oluşan ifadeyi görmedi.

Jisoo bu üniversite sınırlarındaki belki de en katlanamadığım insanlardan biriyle birlikte oturuyordu. Arkadaş olduklarını biliyordum tabii ki ama zaten bütün çabalarım onla yan yana gelmemek için değil miydi?

Onlara doğru olan adımlarımı geri çevirip kahve almaya gittim. Biraz zaman kazanmaya çalışıyordum.
Her zaman uzun sipariş sırasından yakınırken  bugün ben olmasını istediğim için olsa gerek kimse yoktu.

Sütsüz filtre kahvemi alıp Jisoo'lara doğru mecburiyeten yürürken aynı kasada kahve siparişimi verirken ne alacağımı bilmeme rağmen durup düşünmem, parasını öderken elimi yavaş tutmam gibi oyalanıyordum. Ancak yine de o masaya varmam kısa sürdü.

Jisoo beni selamlarken, kahvemi masaya kemanımı da sandalyeye bırakmıştım.
Yan tarafımda oturanın kim olduğunu görünce gülümseyerek "Naber Tae?!" Diye onu selamladığımda o da gülümseyerek "iyidir senden? Hiç görüşemiyoruz" demişti. Omuzlarımı silkerek "bu aralar dersler çok yoğun" demiştim.

Jisoo'nun yanındaki Jennie'yle Jimin'e de selam verirken bir yandan da bunlar sevgili mi
olmuş? Diye düşünüyordum.

Sonunda kafamı masaya gelmek istemeyiş sebebime çevirdim. Kafasını telefonundan kaldırdığını biliyordum çünkü sırayla herkesi selamlayışımı izlemişti.
Jungkook'un gözlerine bakmadan kafamı eğip tekrar Jisoo'ya döndüm.

Burning for you// RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin