2.2

2.1K 177 45
                                    

But I figured it out
Everything I need is on the ground

Bazı insanların size özel gelmesi gibi bazı davranışlar da sizi özel hissettirir.
Tam olarak da size özel gelen kişinin sizi özel hissettirmesi hayal gibi bir şey değil midir?
Sanki dünya üzerinde böyle bir rastlantı olamaz gibi gelir. Etkilendiğiniz insanın sizden etkilenmesi.. Ben de her şeyin ters ilerlediğini sanırdım. Biri birinden hoşlanmış ve hoşlandığı kişi gidip başka birinden hoşlanmış böylece domino taşları gibi her şey arka arkaya devrilmiş. Kimse birbirini bulamamış... böyle değil miydi bu hikaye?
Yoksa kaybedenler mi böyle anlatmıştı bize..?Biz de kaybedelim mi istemişlerdi?

Bu hikayeyi uyduran kalbi kırıklar  şu anda hissettiklerimi görse bir daha ağızlarını açma cesaretini gösteremezlerdi eminim.

"Çok güzel kokuyorsun"  kulağıma mırıldandığı şarkının etkisi hâlâ iliklerime kadar hissedilirken duyduğum sözler kalbimin teklemesine sebep oldu.

Gözlerimi yüzüne tekrar çevirmeyi denedim ancak yüzü şu anda çok yakınımdaydı yanlış bir şeye sebep olmamak için kafamı çevirmedim.

Belimden ayrılan elinin eksikliğini sonra da şapkamın üstündeki varlığını hissetmiştim. Ve bir anda şapkayı kafamdan kaldırmıştı. Saçlarımda hissettiğim dudaklarıyla kendime engel olamadım. Ani bir hareketle kafamı ona çevirdim.

Yüzlerimiz arasındaki tek engel şapkasının uçlarıydı. Aramızdaki çok fazla olmayan boy farkı da bize hiç yardımcı olmuyordu. Yüzlerimiz neredeyse eşit duruyordu çünkü.

Yutkunarak gözlerine bakmayı sürdürdüğümde şapkamı geri taktı. Eli tekrar belimdeki yerini bulduğunda daha sahiplenici ve sıkıydı.
Beni kendine çektiğinde aramızda artık boşluk kalmamıştı.

Kafamı omzuna yasladığımda güzel kokusu burnumun direğini acımasızca sızlattı.

Şarkı değişip hareketli bir şarkıya geçtiğinde kendimi istemeden de olsa hafifçe geri çektim ama o belimdeki ellerini çözmemişti.
"Oturalım mı?" Diye sorduğumda kafasını iki yana salladı. Şaşkınca ona baktım.

Belimdeki ellerini çözdüğünde bir elimi kendi elinin içine hapsetti.
"Dans edelim"
İtiraz etmedim. İstesem de edemezdim. İstemiyordum da zaten.
Şimdi hareketli olan şarkıya ayak uyduruyor beni kendi etrafımda döndürüp belimden tutarak tekrar kendine çekiyordu.
Yüzümde çocukça durduğunu tahmin ettiğim bir gülümsemeyle ben de ona eşlik ettim.

Birkaç şarkı boyunca dans ettiğimizde ikimiz de yorulmuştuk.
Gülerek omzuna tutunduğumda elini belime koyarak beni oturduğumuz masaya yönlendirdi. 

Jisoo biz gelirken saçma komik bir alkışla bizi karşıladı. "çok iyi dans ediyorsunuz"

Göz devirerek gülümsediğimde eski yerime oturdum.
"Jaehyun nerede?"
Jisoo etrafına bakındı sonra gözler hedefi bulup tekrar bana döndü " arkadaşları çağırdı onların yanına gitti" 

Kafamla onayladım. Tae'nin beni inceleyen gözleriyle karşılaştığımda çok şaşırsam da belli etmeden bir sohbet konusu açtım.

Biz konuşurken Jisoo'yla Jungkook arasında garip bir bakışma geçmişti. Bunun üzerine Jisoo'nun sırıttığını görmüştüm ama Taehyung'dan dikkatimi koparmamak adına tekrar önüme döndüm.

Jisoo" artık kalksak mı?" Diye sorduğunda ona şaşırarak baktım.
Bunu ben desem anlardım ama Jisoo söyleyince şaşırtıcı olmuştu. Beklemediğimi fark ettiği için "eve dönüp maketime devam etmem gerek" dediğinde "yarına bitirmen mi gerekiyor? O zaman neden buraya geldik?" Diye sordum.

Burning for you// RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin