"Chaeyoung! Hadi geliyorlar!" Topuklu ayakkabılarımın üzerinde dikkatlice koşarak sevgilimin uzattığı elini tuttum sıkıca.
Jungkook 'un gözleri üzerimde gezindikten sonra çok beğendiğini belli eden bir bakış atarak gülümsedi.Ben de gülümseyerek peşinden içeriye yürüdüm. Lisa'nın eliyle işaret ettiği gibi hızlıca yanlarına oturduk.
Tören müziği eşliğinde kapılar açıldığında beyaz uzun tüllü ama sade gelinliğiyle Alice'i gördüm.
"Woaaahhhh" dedi Jennie fısıldayarak.
"Çok güzel olmuş!" Diyerek eşlik eden Lisa'ya bakış atarak "daha demin içerde beraber fotoğraf çektirdik gelin odasında ,niye ilk defa görmüşsünüz gibi tepkiler veriyorsunuz?" Dediğimde sırıtarak birbirlerine baktılar."Şu an daha güzel çünkü" Jennie'nin cevabı üzerine Tae'nin yan bir bakış attığını fark etmiştim ama konuşmayı uzatmadığına sevindim.
Jungkook'un elimi sıkmasıyla başımı tekrar salonun sonunda bekleyen Namjoon'a doğru yürüyen Alice'e çevirdim.Gerçekten çok güzel duruyordu. Gözlerimin dolduğunu hissedince gülümseyerek elimi gözlerime bastırdım hafifçe.
Jungkook kafasını çevirip ne yaptığımı fark edince makyajımı bozmadan özenle sildi gözyaşlarımı.Yeminler edildikten, resmi olarak evlenmelerinden sonra onları balayına uğurlamıştık biz de kendi aramızda takılmak için yemeğe gidecektik.
Arabada arkamda oturan Jennie'nin "neden Jimin de geldi ki?" Diye söylendiğini duyabiliyordum.
"Ahh" dedim emniyet kemerinin izin verdiği kadarıyla arkaya dönerken "alt tarafı bir kıskançlık muhabbetinden bu kadar uzun süre ayrı kalmanız hiç normal değil!"Jennie küskünce baktı yüzüme "gelip özür dilemedi ki" diye sızlandı.
İkisi de barışmak istiyordu ama tartışmalarının üstünden 3 ay geçmesine rağmen kimse o adımı atmamıştı.Jungkook boğazını temizlediğinde ikimizin de gözleri ona döndü.
"Araya giriyorum ama... Jen bence adımı kimin attığı önemli değil. Sen de seviyorsun Jimin de seviyor." Jennie'nin çatılan kaşlarına aynadan bir bakış atarak devam etti."İkiniz de orta yolda buluşmayı deneyin. İki insan birbirini seviyorken uzak kalması o kadar saçma ki.. ilerde bunun için çok üzülürsün. Ayrıca ben de Jimin'in seni ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Sık sık senden bahsediyor ama sen de onu kırmışsın bu yüzden tek taraflı adım atmak istemiyor"
Gülümseyerek Jungkook'a baktım.
O da bana gülümsediğinde bakışlarımı tekrar Jennie'ye çevirdim.
"Bilmiyorum" dedi sessizce.
Bir süre sonra da "bakarız".Bu Jennie'nin dilinde 'oldu o iş' demekti.
Restorana geldiğimizde Lisa, Jisoo, Jimin,Tae'yle birlikte içeri girdik.Rezervasyonumuz olduğunu söylememize gerek kalmadan bizi direk masamıza yönlendirmişlerdi.
"Dispatch her hafta sizin yeni bir fotoğrafınızı yayınlıyor" dediğinde Jisoo'ya gülerek "evet o yüzden artık etrafta gülümseyerek geziyorum biri aniden çekerse kötü çıkmamak için." Dedim.
Ama son paylaştıkları yemek yerken çekilen fotoğraf aklıma gelince ekledim "sanırım sinir oldukları için en kötülerini seçiyorlar"
Jungkook içtiği suyunu masaya geri bırakarak gülümsedi. "Hepsinde gayet güzel çıkıyorsun ama gerçekten daha ne kadar çekmeye devam edecekler ben de anlamıyorum" diye söylendi.
Jennie hafif limoni konuyu bölerek "ablanlar balayına nereye gitti?" Diye sorduğunda gülerek "Jeju'ya" dedim.
Taehyung da gülerek "baya uzağa gitmişler gerçekten" diye dalga geçtiğinde kafamı salladım.
"Ablamı bilmiyor musunuz? İş kolik. 2 güne dönerler, şirketimi özledim der o"
Hep beraber gülüp sohbet ederek yemeklerimizi yedik.Hemen iki metre arkamızda bekleyen korumalardan haberdardım ve geçen bu süreçte günlük yaşamıma devam etmek istiyorsam bunlara da alışmam gerektiği için sorun etmez olmuştum.
"Yah Chae" dedi Jimin elindeki telefonu kapatırken. Bakışlarım ona döndü.
"Fanlarına neden parmak kalbi göndermiyorsun?"Jungkook'la birlikte güldük.
"Sevgilim öyle şeyleri sevmiyor" diyerek beni savundu.Lisa cıkcıkladı. "Ben 12 farklı kalp yapabiliyorum"
Gözlerimi devirerek güldüm. Artık Jimin bile alışmıştı duruma. Hepsi sosyal medyada çok takipçi kazanmışlardı bu yüzden Jimin kendine yarı ünlü diyordu.
"Eee" dedi Jisoo gözlerini hepimizin üzerinde gezdirerek "birlikte tatil planımız iptal olmadı umarım?"
Herkes olmadığını mırıldanırken Jennie dönüp "sen de mi geliyorsun?" Diye sordu Jimin'e.
Tam yine bir tartışma olmaması için araya girecekken Jimin cevap vermişti. " gelmeyeyim mi?"Jennie kaçamak bir bakış atıp omuzlarını silkti "eh gelsen iyi olur sanırım... yani hep birlikte gidelim demiştik."
Gülümseyerek Jennie'ye baktım.
Bu Jennie'nin adımıydı.
Kimisine göre küçüktü, kimisi buna adım bile demezdi ama Jimin'in gözlerindeki parıltıya bakarsak onun için bütün sorunlar çözülmüş demekti.Bu sefer kafamı Jungkook'a çevirdiğimde onun da bana baktığını gördüm.
Jungkook'un gözleri hep parıldıyordu. Bunu üstüme alınma kibirliliğini göstermeye başladığımdan beri ne zaman ona baksam istemsizce mutlu oluyordum.
Gözlerinin parlama sebebi olabildiğim için,
sevgime karşılık bulduğum için mutluydum.
Her şey güzeldi. Hepimiz mutluyduk. Hayat zor olsa da her şeyde yardımcı olacak dostlarım vardı yanımda."Heyy" dedi Jennie " hep birlikte olduğumuz fotoğrafımız yok!"
Jimin'siz çektirmek için ısrar ediyordu yarım saat önce.
"Dispatchten alırız yemek fotoğraflarımızı" dedim gülerek.🥀
25.03.21
Bitti resmen...
Bu kurguya başladığımda aslında kendim için yazıyordum o yüzden hiçbir zaman şu kadar yorum şu kadar oy sınırı koymadım. Açıkçası sırf sınır için yorum yapsaydınız bu hoşuma da gitmezdi. Ama bir süre sonra yorumlardan o kadar keyif aldım ki! Sizin için bölüm yazar hâle geldim.
Benim için çok eğlenceliydi.umarım siz de hikayeden keyif almışsınızdır. Güzel yorumlarınız ve oylarınızla desteklediğiniz için teşekkür ederim.Bir sonraki bölüme yeni kurgumun kapağını bıraktım. İlk bölümü de yayınladım.
Kendinize iyi bakın! Umarım yine başka bir hikayenin altında yorumlarda buluşuruz🖤🐿🐰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burning for you// RoséKook
Fanfiction(Tamamlandı) Kaç senedir kaçıyorum senden, bugün sen ebe olduğundan habersiz ,tek başıma oynadığım saklambaçta sobeledin beni. 2021||