Every day every night
I've been thinking back on you and I
Every day every nightKoyu pembe rengin ağaçların eskiden çıplak olan dallarını kapladığını görerek yüzümde bir tebessümle yürüdüm arabamdan binaya kadar. Martın ilk günlerinden tomurcuklanan kiraz çiçekleri açmak, sonra da bahar meltemlerinin etkisiyle her yere savrulmak için gün sayıyorlardı.
Bina girişindeki bir beden takıldı gözüme, siyah kazağının altına dizleri yırtık olan bir kot giymişti. Gözlerimiz kesiştiğinde dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Yanağındaki küçük gamze de belirmişti hemen.
Dövmelerin kapladığı elini saçlarından geçirdi sonra da kafasına şapkasını taktı. Göz teması kesilmişti ama yanına ulaştığım için sesi kulaklarımı doldurdu.
"Naber?"
Yanına varmamla eş zamanlı yürüyüşümüz başlamıştı.
Benim nispeten küçük adımlarıma ayak uyduruşunu izleyen gözlerimi adımlarımızdan kaldırdım.
"Yorgunum" diye mırıldandım.Neden böyle cevap verdiğimden emin değildim. İyi diyip geçmek o an içimden gelmemişti.
Şapkasının altından yüzümü incelerken "Dün spor salonu planını iptal edince biraz dinlenirsin diye ummuştum, gece gece ne işin vardı?"
Riskli sorusuna karşılık bıraktığım açıkları kapatmasını umarak "öyle yaptım uyudum ama yetmedi" diye mırıldandım.
Bu doğruydu ama tam olarak doğru da denemezdi bazı kısımları atlamıştım.Son zamanlarda Lisa'yla şarkımızın kayıtları için epey emek harcamış bunun yanı sıra dansa da devam etmiştik. Dün gece bir süredir üstüne çalıştığımız dance cover videosunun çekimini bitirmiştik.
Bunun yanında şirket LaLisa'yla bir collabımız olacağını onaylamıştı.
Lisa'nın büyük fandomu çok heyecanlıydı, tabii ben de öyle. Bunun için emek vermiştik ve benim okulumun yanında bunu yürütmem de gün geçtikçe yoruculaşıyordu.Çevremdeki herkes haddimden fazla zayıfladığım için bu işe el atmıştı.
Benim için yanlarında sürekli atıştırmalık taşıyan arkadaşlarım vardı.Bu sıra da Jungkook da koridorda yürürken ceketinin cebinden çıkardığı yulaflı barı yemem için bana uzatıyordu.
Gülümseyerek elinden aldım.
İtiraz etmeden paketi açtım,ilk ısırığı alıp yuttuktan sonra "şirket işleri nasıl gidiyor?" Diye sordum.Ne tepki vereceğini bilememiş gibi omuzlarını silkti.
"Yani iyi ama .. yoğun" dediğinde gülümsedim.
"Geçen günki basın toplantısına katılmışsın fotoğraflarını gördüm" kafasını kaldırmadan "evet" diye mırıldandı. "Babam her şeyde aktif olmamı istiyor."Bir şeyler demek isterdim ancak o sırada sınıfa ulaştığımız için konuşmamız kesintiye uğramıştı. Sonrasında da bu can sıkıcı konuyu tekrar açmak için bir sebep göremedim.
Girdiğimiz dört dersin bitişinin ardından hemen " gidiyoruz,demi?" Diye sordum.
Eşyalarını toplamayı bitirince hazırlanmış olan bana bakıp "evet evet, hadi kaçırmayalım" dedi.
İkimizin de hızlıca attığımız adımlar büyük salonun kapısına gelince durdu. Kapıyı sessizce açarak içeri girdiğimizde koltukların aksine aydınlık olan büyük sahnenin dikkat çekmemesi imkansızdı. Kenardan dikkatlice ilerleyip sahneyi en iyi görebileceğimizi umduğumuz yerlerden birine geçtik.
Zaten en öndeki sıralardan birkaçı dışında hepsi boştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burning for you// RoséKook
Fanfiction(Tamamlandı) Kaç senedir kaçıyorum senden, bugün sen ebe olduğundan habersiz ,tek başıma oynadığım saklambaçta sobeledin beni. 2021||