3.5

1.9K 149 64
                                    

Gözlerindeki delici bakışı görmüştüm. Aynısının benim gözlerimde olduğuna da emindim. Gözlerimiz kalplerimizin aynasıydı.

Derste olduğumuzu falan unutmuştum artık. Çok sevdiğim hocanın sesi arka plan müziği gibiydi. Duyuyordum ama kelimeler anlamsızdı aklım orda değildi.

Belimdeki el sıkılaşıp varlığını daha da belli ederken kafamın yanından geçip önüme düşen kağıttan top dikkatimi ancak alabildi gözlerimi kilitlediğim kahvelerden.

Kimin attığına bir bakış atarak sinirle önüme döndüm. Kai.
Ancak Jungkook'un kafasının hâlâ benim arka sol çaprazıma doğru olduğunu hissediyordum.
Aramızdaki elektrik etkisini yitirmemiş ama durulmuştu. Şimdi onun kendini kastığını hissediyordum. Haklıydı.
Hızlıca buruşuk notu açarak elimle düzelttim hafifçe. İçine birkaç şey çiziktirilmişti ve yazı oldukça kötüydü. istemsizce yazının kötülüğünün sebebinin ne olduğunu sorguladım.

"Her ne yapıyorsanız biri fotoğrafınızı çekmeden bunu kesin! Dikkat çekiyorsunuz"

Açıkçası haklıydı. Dirseğimle hafifçe belini dürttüm. Ama bu hareketim dudaklarından bir kıkırtı çıkmasına ve iki büklüm olmasına sebep olmuştu.
"Salak tikin mi vardı?" Gözlerini devirerek uzattığım kağıda dikti gözlerini.
Çenesi kasılırken kafasını aşağı yukarı salladı onayladığını belirtmek için.

Bir gariplik yok muydu bu durumda? Kai de JYP'nin ortaklarından biriydi.. kendi kuzenlerinden ayrı olarak bizi mi koruyordu? Daha geçen gün gibiydi benim için ettiği o iğrenç laflar?
Neydi bu şimdi?

Kafamı hocanın sesine vermeye çabaladım bir süre.
"Chaeyoung?" Orta yaşlı diyebileceğimiz hocamdan adımı duymamla gözlerim boş boş baktığı duvardan ayrıldı ve onun gözlüğünün üstünden bakan gözlerine odaklandı.
"Efendim hocam?" Bir anlık tereddüt etsem de dalgınlığıma kıyasla hızlıca vermiştim cevabımı.

"Yıl sonu gösterisindeki seçmelere katılacaksın değil mi?" Diye sorduğunda kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.
Konu neydi de bana gelmişti. Tamamen kaçırmıştım konuşulanları. Uyarı amaçlı dizime değen Jungkook'un diziyle daha da dikkatim dağılmıştı.
Ama yine de "evet hocam" diyebilmeyi başardım.

Elindeki kağıda bakarak konuşuyordu. Sanırım sırayla sınıftaki herkesle bu konudan konuşuyordu ve sıra bana gelmişti.
"Hangi alanlardan katılacağını belirtmemişsin, burdan hepsine katılacağın sonucunu çıkarabilir miyim?" Diye sorduğunda gözlerinde muzip bir parıldama vardı.

Sesimi duymak istiyordu. İlk günden beri sesimden beklentisi olan tek hocamdı.

"Keman ve piyanoyu elemelerine girmeyi tercih ederim hocam" dediğimde kafasını burukça salladı.
Belki seneye.

Benden sonra Jungkook'a geçti. Sonra da devam etti. Bu sırada ben de kendimi kaptırmış gözlerimi onun yan profilinde gezdiriyordum.
Bana bakmamasına rağmen yanağındaki küçük gamze belli olarak gülümsediğinde hızlıca kafamı çevirdim önüme.
"Yakalandın boşuna kaçma" diye fısıldasa da kulağıma tekrar ona dönmemekte karalıydım hocamın dersin bittiğini söylemesine kadar.

Onunla birlikte eş zamanlı ayağa kalkarken muhtemelen kafede buluşmak isteyecek arkadaşlarımızın yanına gitmek için  Kai geldi yanımıza.

Jungkook hızlı bir hamleyle beni arkasına çekerken kendisini aramıza almıştı.
"Ne istiyorsun?" Diye sert bir ifadeyle sorarken Kai'nin gözleri onunkilere uğramıyordu bile.
Bana bakmakla meşguldü çünkü.

"Sadece Chaeyoung'la konuşmam gerek. Birkaç dakika" derken onu ne kadar itici de bulsam yüzünde samimi olduğunu düşünebileceğim bir ifade vardı.
Ancak çok iyi oyuncular tanıyordum bu evrende.

Burning for you// RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin