1.9

2.3K 179 22
                                    


Kendi başımın çaresine bakmaya alıştığımdan olsa gerek biri benim için bir şeyler yaptığında durup garipserdim genelde.
Ya buna ne gerek vardı diye kendi eksiğim olup olmadığını sorgular ya da o kişinin niyetlerini sıralardım içimde.
Jungkook uzun zamandır tanıdığım ama kısa süredir konuştuğum biriydi.
Belki de onu zaten tanıdığım için aramızda geçen birkaç diyalog sonrasında bu kadar alışıvermiştim.

Üniversite koridorlarından geçerken zihnimin peşinden koştura koştura gelen 'ona güvenmem, o bir hayalkırıklığı' düşünceleri onunla birkaç kez aynı masaya oturmamla 'puf' diye dağılıvermişti.

Ben mi haddinden fazla hızlıca güvenmiştim yoksa o mu kolay güvenilmek için uygun kumaştı?
Eh bu durumda bir önemi yoktu. Sonuç olarak ona güveniyordum. Bu yüzden pencereden bakmayı bıraktığımda Jungkook'un güvende olduğumu düşünerek ayrılması sayesinde yatağıma uzandım ve kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım.

Alarmımın yüksek notadan çalmasıyla gözlerimi çabucak ama istemeyerek açtım.
Saati kontrol ederek gerindim. Hızlı bir duş ve hızlı bir granola kahveden oluşan kahvaltıdan sonra arabamdaydım.

Şirkete vardığımda arabamı park ettim,Lisa'yla Namjoon'un gülerek sohbet ettikleri odaya girerek kendimi Lisa'nın karşısındaki koltuğa attım.

"Günaydın bebek. Naberr?"
Lisa'nın çok yüksek enerjili selamlamasına gülümseyerek " iyidir senden?" diye cevap verdim ve dance coverın yorumlarından bahsettikleri konuşmaya geri döndüler.

Daha fazla Lisa'nın yanındayken aslında berbat gözüktüğüm dance videosunda beni övmelerini daha fazla duymak istediğimden "eee Namjoon sen diyordum tekrar kaydedeceğimiz yerler vardı."

Namjoon kafasını alayla sallayarak bana stüdyoyu gösterdi. Sabah sabah daha sesim açılmamıştı bile. Bu yüzden ses açma egzersizleriyle biraz oyalanmak zorunda kaldım.

"Tamam bunu kaydettim baya iyiydi" dediğinde parmaklarımla bir okay işareti yapıp  stüdyodan geri çıktım.

Lisa'yla değiştirilecek kısımları tekrar farklı şekilde denerken epey çok zaman geçmişti.
Lisa stüdyoya tekrar girip kendi kendine denerken Namjoon'a döndüm.

"Demoları dinledin mi?"
Kafasını salladı. "Güzeller Chae sadece izin verirsen oynamak isterim üzerinde"
'Kafamı izin senindir ' der gibi yana yatırdım.

"Bir cover paylaşabilir miyiz? Full albüme kadar?"
Gözleri üzerimde dolaşarak "neden buna ihtiyaç duyuyorsun? Zaten herhalde daha sakladığın yüzlerce şarkın var sonu kesilmiyor..." diye mırıldanırken onu keserek "ah bilmiyorum sadece yapmak istiyorum.." diye açıkladım. Elbetteki benim için bir sebebi vardı ama konuşmaya açacağım bir şey değildi.

"Hangi şarkı?" Diye hızlıca sordu.

Gözlerim Lisa'yı izlerken "Stay away-Nirvana"
dediğimde şaşkınca bana baktı.

Lisa'nın verdiği işarete bakarak kayıdı başlatırken kafasını iki yana sallayarak söylendiğini duyabiliyordum.
O günlük işimiz bittiğinde toparlanarak ikisiyle de vedalaştım, ablam toplantıda olduğundan onu göremeden doğruca okula geçtim.

Sınıfa girdiğimde gözlerim direk Jungkook'a ulaştı. Gülümseyerek onunla selamlaşırken hoca da arkamdan girmişti.

Burning for you// RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin