Hehehe aklıma çoksel kurgular geldiği için yazmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Yorum yapar ve bana fikir verirseniz çok mutlu edersiniz. Şimdiden teşekkürler ve iyi okumalar.
🥦🥦🥦
O gün yorgun bir şekilde eve gelmiştin. Gözlerin kapanmak için sana resmen yalvarıyordu. Eve girdiğin zaman kapalı ışıklarla iç çektin.
Sevgilin #1 numaralı kahramandı, bu yüzden seninle pek ilgilenemiyordu, tıpkı son bir haftadır olduğu gibi. 1 haftadır sevgilinden haber alamıyordun. Ne telefonlarına cevap veriyor, ne de eve geliyordu. Onun için endişeleniyordun fakat elinden bir şey gelmiyordu.
Yavaş adımlarla salona ilerledin. Kendini koltuğa bırakıp gözlerini kapattın. bir süre sonra üstündeki yorgunlukla uyuya kaldın. Hava soğuktu ve üstüne battaniye almak istiyordun ama buna halin yoktu. Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelirken üstüne örtülen bir battaniyeyle irkilerek uyandın.
Sevgilin'in bu gece gelmeyeceğini düşündüğün için korkuyla ayağa kalktın. Özgünlüğün iyileştirmeydi bu yüzden pek işe yaramazdı. Eline masadaki vazoyu alarak sessiz adımlarla salondan çıktın. Kalbin ağzında atıyordu. Korku içinde yutkunurken sıkıca gözlerini kapattın.
Daha önce hiç bu kadar korkmamıştın çünkü sevgilin her zaman yanında olmuş gülümsemesiyle seni sakinleştirmişti. Gözlerini açıp açık mutfağa girerek içerdeki kişiye bakmadan elindeki vazoyu kafasına geçirecektin ki vazo elinden çekilip alındı.
Hızla geri adımlarken bakışların karşındaki kişiye çevrildi. Izuku'ya. Dudakların şaşkınlıkla aralanırken göz yaşların yanaklarından döküldü. Özlediğin sevgilin karşında sana her zamanki gülümsemesiyle bakıyordu, fakat bir sorun vardı. Sevgilin'in üstü kan içindeydi...
Ağlayarak yanına gidip sarıldın. O da sana hiç bir şey demeden sarıldı. Saçlarını okşarken sakinleşmeni bekledi.
Bir süre sonra salona geçmiş sevgilin'in yaralarını iyileştiriyordun. "Ö-özür dilerim. Seni endişelendirdim." Dedi sevgilin. Sesinden ne kadar üzüldüğü belliydi. Onu çok özlemiştin ve sorucak milyon tane sorun vardı ama bu onun işi olduğu için anlayışlı oluyordun. Sevgilin'in geçmişini biliyordun. Ne kadar zorluk yaşadığını da, onun sıfırdan buraya gelmesi çok gurur vericiydi.
Başını salladın. Gözlerini silip kocaman gülümsedin sevgiline. "Sorun değil. Sadece seni fazla özledim." Dedin sesindeki özlemle.
Yaraların'ı iyileştirdiğinde sevgilin ayağa kalkıp elini sana uzattı. Gülümseyerek elini tuttun. Yanakları kızarmaya başlayan sevgilin hem heycanlı, hem de utangaç hallerle seni odaya götürünce ne isteyeceğini anlamıştın. Gülümseyerek yanağını öptün.
Odaya girince sevgilin'in önüne geçtin. Üstündeki kahraman kıyafetini çıkarttın. "S-sevgilim e-emin misin?" Sesi hem heycanlı hem de titrek çıkmıştı.
Gülümseyerek boynuna küçük bir öpücük kondurup cevabını verdin. Sevgilin ona verdiğin öpücükle cesaret alarak dudaklarına dudaklarını bastırdı.
Her ne kadar normalde yumuşak, utangaç ve şirin bir brokoli olsa da, yatakta sert, erkeksi ve çok yetenekli bir erkekti. Her zaman seni dinler, ikinizi bulutların üstüne çıkarırdı.
Dudaklarıyla alt dudağını emmeye başladı. Dolgun kalçalarına ellerini koyarak havalandırdı. İçini titreten soğuk yatakla sırtın buluşunca kafanı kaldırıp onun koyulaşmış arzu dolu bakışlarıyla karşı karşıya geldin.
Anlaşılan ikiniz içinde uzun ve yorucu bir gece olucaktı.
🥦🥦🥦
Utanmaz ve arlanmaz ben geceyi size bıraktı. Belki ileride istek gelirse yazarım ama şimdilik bele. Başka hangi karakterler olsun? Ve okuduğunuz için teşekkürler