🕊Hawks🕊

4.5K 248 447
                                    


Son kez derin bir nefes alıp aşağı baktın. Japonyanın en büyük binasına çıkmıştın. Artık ölmek istiyordun ve bunu şimdi yapıcaktın. Aileni kaybetmiştin, arkadaşlarını kaybetmiştin, şimdi de akıl sağlığını.

Yaşamak için hiçbir dalın kalmadığından ölmen gerektiğine karar vermiştin. Gözlerini kapatıp kendini soğuk rüzgarlara bıraktın. Rüzgar sert bir bıçakmışcasına vücuduna batarken bir anda sırtında ve bacaklarında bir sıcaklık hissettin.

Gözlerini açtığında karşında iki numaralı kahraman Hawks vardı. Şaşkınca ona bakarken o oldukça ciddi bir şekilde bir binanın çatısına indirdi seni.

Yutkunup gözlerini kaçırdın. Çatı yüksekte olduğu için esen soğuk rüzgar bedenini titretnişti.

Hawks'ın sana kilitlenen gözleri vücudunu süzdükten sonra ceketini çıkarıp omuzlarına koydu. "Neden böyle bir şey yaptın?"

Başını yukarı kaldırıp dudaklarını birbirine bastırdın. "Yaşamak için sebebim kalmamıştı."

Başını iki yana sallayarak seni süzdü. "Yaşamak için her zaman sebep vardır."

Acıyla gülüp gözlerine baktın. "Ailem öldü, en yakın arkadaşlarım öldü, sevgilim şiddet uyguluyor, psikolojim bozuldu, yemek yiyemiyorum sürekli kusuyorum bu yüzden de bünyem çok zayıfladı." Sözlerinden sonra gözünü silip ona baktın. "Sence hala var mı?"

Gözleri şokla açıldı. Bir süre bana öylece baktı. "Ensesini kaşıyarak başını eğdi. " Yok... Ama yaratabilirsin."

Başımı iki yana salladın. "İstemiyorum." Yanından geçip onu yere ittin. Tekrar kendini aşağı attığın sırada tüyleri buna engel oldu. "Hawks lütfen! Bırak beni!"

Elinden tutup seni kendine çekti. "Hey hey yapma böyle." Sana sıkıca sarıldı. "Sakın unutma sen herşeyden değerlisin. Ne olursa olsun canına kıymaya değmez." Kanatlarıyla etrafınızı sardığında gözlerin doldu. Kendibi bırakıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladın.

Uzun bir ağlayıştan sonra hatırladığın tek şey ambulans sesleriydi.

O günden sonra yaklaşık iki aydır hastanede kalıyordun. Psikolojin iyiydi, sevgilin hapse atılmıştı tek sorun hala yemek yiyemiyordun. Ağzına aldığın an boğazın yanıyor, kusuyordun.

Yine bir yemek saatinde psikologla yemek yemeye çalışıyordun, fakat olmuyordu. Ağzına aldığın an kusma isteği bütün vücudunu ele geçiriyordu.

Elini çatalca götürüp salatadan tekrar denemek istemiştin ki kapı sertçe açıldı. İçeri her hafta gelen Hawks girmişti.

Ona şaşkınlıkla baktığın sırada psikoloğun kalkıp Hawks'a duyamadığın bir şeyler söyledi. Psikolog çıktığında Hawks yatağın boş yerine oturdu.

Biraz daha kayıp ona yer açtın.

Şefkatli bir gülümsemeyle sana baktı. "Yemek yemediğini duydum küçük hanım."

Bakışlarını cama çevirdin. "Yiyemiyorum."

Uzanıp elini tuttu. Küçük elin onun avcunda kayboluyordu. "Beraber yemeye ne dersin? Hem sana tavuk aldım."

"Hawks yiyemiyorum ki."

Elinin üstünü okşadı. "Bende olsam salata yemem. Çok iğrenç. Tavuk varken kim salata yer ki?"

Bakışların konuşurken çırptığı kanatlarına gitti. Elini uzatıp tüylerine dokundun. Çok yumuşaktı. Büyülenmiş gibi tüylerini okşarken boğazında hissettiğin ağırlıkla Hawks'a ve elinde tuttuğu nugeta baktın.

Ağzında hissettiğin tatla az önce Hawks'ın sana nuget yedirdiğini anladın, ama içinde kusma isteği yoktu. Şaşkınlıkla gözlerin açıldı. Hawks'a baktığında kanatlarını yine çırptı. "Ben az önce-"

Başını salladı. "Evet sen az önce yedin."

İlk defa mutluluktan dolan gözlerinle Hawks'ın boynuna atladın. Kollarını beline dolayarak karşılık verdi sana.

Biraz sarıldıktan sonra tekrar yemeyi denedin. Normal bir şekilde yiyebildiğini fark edince gülümseyerek Hawksla yemek yediniz.

🕊🕊🕊

O günden sonra Hawks'la ufak ufak yaklaşmıştınız şimdi ise yemeye gidecektiniz. Koşar adımlarla evden çıkıp Hawks'ın yanına gittin. "Gidelim."

Bakışlarını telefondan sana dönerken başını yana yatırdı. "Tanrım! Çok güzelsin."

Hafif bir kıkırtıyla ona yaklaştın. "Teşekkürler Hawks."

El ele tutuşup yürümeye başladınız. Küçük bir sohbetle yürüyüşünüze neşe kattınız. Bir anda içinin ürpermesiyle dona kaldın.

Bakışların etrafı tatarken birden üstünüze gelen mavi ateşi fark ettin. Refleksle Hawks'ı ittiğinde bütün vücudunun cayır cayır yandığını hissettin. Acı çığlıkla bağırırken son gördüğün şey Hawks'ın göz yaşlarıydı.

🕊🕊🕊

Hawks elinde tuttuğu çiçeği mezara bıraktı. Gözleri mezar taşına kayarken yazan isim onun canını bir kez daha yaktı.

Hawks orda kurtulmuştu ama o kurtulamamıştı. Neden kendini kurtarmak yerine onu itmişti ki? Hawks kanatlarını kullanıp kaçabilirdi.

O Hawks için çok değerliydi. Bunu ona söylememişti fakat umuyordu ki hissettirmişti. Elinde tuttuğu kolyeyi sıktı. Ona verecekti, çıkma teklifi ederken ama olmamıştı. Onun okşadığı kanatlarında hala elini hissederken arkasını döndü.

Hawks o an onu gördü. Beyaz bir elbiseyle karşısında duruyordu. Gülümsedi genç kadın. "Benim özgünlüğüm dilek..." Dedi özlem dolu sesle. "Son kez seni görmek son dileğimdi." Sözlerinin ardından yaklaşıp Hawks'ın dudağını öptü.

Hawks ellerini genç kadının yanağına koyduğu sırada yok oldu. Hawks yere düşüp gülümsedi. Kirazlı dudakları unutmayacaktı.

Dediğini de yaptı yıllarca unutmadı. Son nefesinde bile aklındaydı.

Mha × Reader || TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin