18.BÖLÜM

38.3K 1.4K 182
                                    

Gözlerimi açtığımda başımın ağrısı ile
yüzümü buruşturdum. Çok fena halde
başım ağrıyordu.

Neyin ne olduğunu tam olarak idrak edemiyordum. En son başımın döndüğünü hatırlıyordum. Sonra birinin beni tuttuğunu. Kim olduğu hakkında hiçbir fikre sahip değildim.

Etrafıma baktığımda şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Bir yatağa yatırılmıştım. Yataktan doğruluğumda bulunduğum odayı incelemeye başladım.

Burası ne benim odamdı ne de Efsun'un eviydi. Çok fazla büyüktü. Odada, siyah renkler ağır basıyordu.

Yataktan iyice doğrulup ayağa kalktım. Yatağın köşesinde çıkarılmış ayakkabılarım vardı. Onları alıp giydim.

Telefonumu aramaya başladım. Gardrobun yanındaki şifonyerin üzerinde bulunan telefonumu aldıktan sonra kapıya doğru ilerledim. Beni kimin buraya getirdiğini çok merak ediyordum. Ve bunu öğrenmek için de aşağıya inmem gerekiyordu.

Kapıyı açıp odadan çıktığımda saray gibi  büyük bir ev ile karşı karşıyaydım. Evin her bir köşesinde farklı bir yere çıkan merdivenler vardı.

Koridoru çok uzun ve büyüktü. Tam karşımda ise büyük ve uzun boydan bir pencere vardı. Pencereye doğru ilerledim.

Aşağıda kocaman bir bahçe vardım, bahçenin arka kısmında büyük bir havuz vardı. Ne olduğuna hâlâ anlam veremiyordum. Kim getirmişti beni buraya?

Koridorun ilerisinde aşağıya inen bir merdiven vardı. Merdivenlere doğru ilerleyip aşağıya inmeye başladım.

Basamaklardan inerken topuklu ayakkabımın sesi etrafta yankılanıyordu. Aşağıya indiğimde kimseyi göremedim. Delirecektim artık. Neredeydim ben?

Mutfak olduğunu düşündüğüm yerden konuşma sesleri geliyordu. Oraya doğru  ilerlemeye başladım. Kapının önüne geldiğimde iki kişi konuşuyordu. Konuşan kişi yaklaşık 20'li yaşlardaydı. Diğer kadın ise en az 50'lerinde vardı.

"Anne. Acaba Ali ağabeyin getirdiği kız da kim? Ay acaba sevgilisi falan mı?" dedi genç kız merakla. Hey pardon ama benim sevgilim yok! Annesi ise ona kınayan bakışlar attı.

"Kızım kimse kim. Ali oğlum kendi hayatından konuşulmasından hiç hoşlanmaz sende biliyorsun bunu." dedi yaşlı kadın Karadeniz aksanıyla. Kızı ise bir şey annesinin bu sözlerine karşı bir şey demeden işine devam etti.

Mutfağa girdiğimde hemen beni fark ettiler. Topuklu ayakkabılarım sağ olsun. İkisi de beni fark ettiklerinde bana döndüler.

"Kızım uyandın mı?" dedi yaşlı kadın.

Dudaklarımı ıslatarak yüzüne birkaç saniye bakıp duraksadım.

"Ş-şey. Evet." dediğimde gülümsedi. Artık meraktan patlayacaktım. Bu soruyu sormam lazımdı.

"Bir şey sorabilir miyim?" dediğimde başını onaylar bir şekilde salladı.

İÇİMDEKİ TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin