İÇİMDEKİ TUTSAK

53.BÖLÜM

SINIR;

• 200 oy
• 500 yorum

Beğenmeniz dileğiyle ❤

"Erva şu topu at artık."

Ayağımın tam altındaki topa ahmak bir şekilde baktığımda, Yağız'ın cümlelerini duydum. Derin ve Yağız, Çağlar ile ben de bir takım olmuştuk. Benim takımıma bir hayrım yoktu o kesin. Fakat diğerleri benden çok iyi oynuyordu.

Topa tekme savurduğumda, çapraz bir hâlde, yeşil çimlerin üzerinde hareketlenerek bahçenin köşesine sürüklendi. Dudak bükerek topu izledim. Futbolun f'sini bile bilmiyordum cidden. Bu ne biçim atıştı?

Derin, gözlerini devirerek elleri belinde ofladı. Küçük ve paytak adımlarla topu aldı. Gözlerinin önüne düşen saçlarını düzelterek topu eline aldığında, "Yağız, topu tut. Taç atışı yapacağım."

Ne?

Taç mı?

Hem bu kız Yağız'ın adını ne ara öğrenmişti? Çağlar, bana kötü bakışlarını atarken, yanaklarımı şişirerek Yağız'a baktım. Oyunu bayağı ciddiye almış durumda, Derin'in elindeki topa odaklıydı.

"At!"

Çağlar, Yağız'ın söyledikleriyle hareketlenerek Derin'e biraz yaklaştı. Topu tutmak istercesine. Aralarında birkaç metre mesafe vardı. İki eliyle topu tutup, başının arkasına aldı. Uzağa fırlatmaya çalışarak başının üstünden attı topu sahaya Derin.

Ardından sahanın dışında bulunan Derin, sahanın içine giriş yaptı koşarak. Şu an ne yapacağımı hiçbir şekilde bilmiyordum. Yağız, yerde seken topu ustaca ayaklarının altına alarak arkamda bulunan kaleye doğru sürmeye başladı. Öte yandan Çağlar, Yağız'ın ayağının altından topu almaya çalışıyordu.

Ciddi ciddi olduğum yerde durmuş onları izliyordum. Çağlar, Yağız'ın ayağından topu alma konusunda mücadele vererek, "Erva! Kaleye geç."

Bu çocuk adımı da nereden öğrenmişti?

Şimdi yeri olmadığı için bunu düşünmeyi bıraktım ve kaleye hızla ilerleyerek, Yağız'ın topu sürerek bana doğru koşuşunu izledim.

Kolumu iki yana açarak, kaleye atacağı topu tutmaya çalışmak amaçlı yapmıştım. Fakat ne yaparsam yapayım, topu kurtaramayacağım kesindi. Yağız, ceza sahasının biraz ilerisinde durduğunda, alt dudağımı dişleyerek baktım ona.

Ceza sahasının ne olduğunu ortaokul zamanlarımda okuldaki erkeklerin futbol oynarken onları izlemem sayesinde öğrenmiştim. Zaten futbol hakkında bildiğim tek terim buydu.

Çağlar, arkasında durup ona endişeyle bakıyordu. Beyaz teninden dolayı, koştuğu için yanakları Derin'inkinden farksız, al rengini almıştı.