(Bölümden kaynaklayan sorundan dolayı, geçen bölümde satır aralarına yorum yapamıyordunuz. Fakat şimdi öyle bir sorun yok. Okurken satır aralarına yorum yaparsanız sevinirim.)
SINIR;
•300 oy
•600 yorumYalnızca birkaç gün de olsa onu görmemek bana tüm sorunlarımı unutturmuştu. Çünkü benim tek sorunum, Mert'ti!
Lens yeşili gözlerini benim üzerimde gezdirmeye başladı. Yağız'ın evinden çıktığımı büyük ihtimalle görmüştü. Aklıma gelenle endişeye kapıldım. Yağız'ın yanında olduğum için ona zarar verme gibi bir teşebbüse kalkışması an meselesiydi. Çünkü ondan her şey beklenirdi.
Elini yavaşça cebine götürdü ve telefonunu çıkardı. Birkaç kez telefonun ekranına dokunan, ellerine sarılı sargıdan güç bela görünen parmakları, telefonu tamamen kavrayarak şekilde sıktı ve kulağına götürdü. Kimi aradığını tahmin etmeye çalışmak büyük bir aptallık olurdu. Tabii ki beni arıyordu.
Dişlerimi sıktım ve avucumun içinde buruşturduğum kâğıdı çöp kutusuna attım. Mutfaktan sinirle çıkıp, merdivenleri de tırmanarak odama daldım.
Telefondan yükselen melodiye kaşlarımı çattım ve telefonumu elime aldım, Yağız'ın tişörtünü yatağa atarak. Sinirle ellerimin arasında sıktığım telefon, sanki kırılacakmış gibiydi.
Odamın penceresine yaklaştım ve pencerenin tam önünde durup aşağıya baktım. Ona bakacağımı biliyormuş gibi başını yukarıya kaldırmış beni seyrediyordu. İçimde ona olan nefret gitgide artarken, ona savurmak istediğim küfürler şimdiden sıraya girmişti.
Aramasını yanıtlayarak telefonu kulağıma götürdüm. Konuşmuyordum, sadece ne tür saçmalayacağını merak ettiğim için sessiz duruyordum. Lakin bu sessizliğim birkaç dakikaya kalmaz bozulacaktı.
"Günaydın bebeğim. Nasılsın?"
Pişkinliği ve bu denli rahat oluşu yüzünden kahkahlara boğulmak istiyordum. Gözlerimi sinirle kapattım.
"Yine ne işler çeviriyorsun lanet herif? Ayrıca, o yazdığın saçma sapan nota da gelince, benim yaşamıma son verecek hakka nereden sahip oluyorsun! Ne zannediyorsun kendini?"
Sessizliğimi bozmam değil dakika, saliseleri bulmuştu. Çünkü onun bu pervasız hallerine daha fazla sessiz kalabilmem mümkün değildi.
"Sinirlenme bebeğim. Alt tarafı hayatımıza aksiyon katmak istedim. Yoksa ciddi değildim yani." deyip pis şekilde sırıttığında, gözlerinin içine bakarak alayla güldüm ben de.
"Seni ciddiye almıyorum zaten. Bunu da nereden çıkardın?"
Normal bir insanın belki de söylediğim son cümleye karşı sinirlenmesi gerekirdi. Lâkin o, bundan keyif duymuştu. Sağ ayağını duvara iyice yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ TUTSAK
ChickLitYaşamını hapishanede tutsak olarak geçirmiş bir adamın ona aşık olması ne kadar büyük bir sorun olabilirdi? (...) Nereye gideceğimi bilmeden koşuyordum. Arkamdan bir silah sesi yükseldi. Lanet olsun! Bulmuştu işte ben...