73.BÖLÜM

4.2K 131 55
                                    

Sertçe kapanan o kapı yalnızca Arjin'i değil, odamda bulunan herkesi irkitmişti. Hepimiz birden gelişen olaylara anlam yüklemeye çalışarak birbirimize baktık bir müddet.

Arjin yere dökülen ojeye gözyaşları içinde bakıp saçlarının diplerinden parmaklarını geçirdi. Vücudunu benden olan tarafa çevirip dudaklarının titremesine mani olamadan, "Ne yapacağım? Gitsem mi yanına? Çok ağır konuştum, değil mi? Bir daha konuşmaz benimle? Nasıl düzelteceğim?" Sorduğu soruları cevapsız bırakmak istemiyorum ama ne denir, bunu da bilmiyordum.

Yanına yaklaştığımda etrafa kaçamak bakışlar atıp ağlıyordu. Onun omuzlarına baskı uygulayıp yatağıma oturttum. Ağladığı için domates gibi kıpkırmızı kesilen yüzünü avuçlarımın içine aldım. Göğsü hızla inip kalkıyordu.

"Sakinleş lütfen. Kendinde değilsin şu an."

Bana aldırmadan ağlamasına devam ederek kelimeleri güç bela telaffuz etti. "Çok sinirlendi, çok kırıldı bana. Ne yapacağım Erva? Bir daha hayatta yüzüme bakmaz. Onsuz ne yapacağım? O olmazsa kalbim çok acır. Lütfen ona söyle benimle barışsın, bir daha hiç kavga etmem onunla. Çok suçluyum biliyorum, çok kırıldı bana çok..." Hıçkırarak ağlıyordu ve söylediklerini kendi bile idrak edemeden söylüyordu.

Nazlı, Arjin'in yanına oturup sırtını sıvazladı. Onun ellerini avuçlarının arasına alıp ovuyordu, Arjin'in ağlamaları daha da şiddetleniyor, söylediği her bir cümle için hayıflanıyordu.

"Keşke ağzımı dikseler de onları söylemeseydim, keşke kızgınlığımı bağırıp çağırarak ondan çıkarsaydım da onu da kendimi de böyle ok atarmış gibi konuşarak üzmeseydim! Aramızdaki ayrılık zaten canımı yakıyorken artık tamamen uzağız. Aptal dilim, neden tutamadım ki?!" deyip ağlamaya devam edince Buğlem elindeki su bardağını Arjin'in dudaklarına içmesi için uzatırken Buğlem kızgınlıkla sayıp döküyordu.

"Kendine gel artık. Böyle ağlamanın ne sana ne de ona faydası var. Eğer kendini yıpratırsan ve daha fazla ağlamaya devam ederken sana pek kızarım, duydun mu beni? Şimdi ağlarsan kendini üzüntüden hasta etmekten başka bir şey yaramayacak sana. Haydi, gel de elini yüzünü yıkayalım, sakinleş. Azat'a da biraz zaman ver. Siniri ve kırgınlığı azalınca kendini bir şekilde açıklarsın, olur mu? Kalk bakayım itiraz istemem. Bir yüzünü yıkayalım da kendine gel."

Arjin eksilmeyip her saniye artan ağlamalarının arkasından, "Affeder beni, değil mi?" deyince Buğlem başını salladı sadece. Arjin istemeye istemeye banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Bir müddet sonra misafirlerin hepsi gitmişti, çünkü Giray, yanımıza gelip tüm erkeklerin adına haber verip gitmeleri gerektiğini söylemişti. Kızlar gitmeden önce ağlamaktan gözleri yuvasından uğrayacakmış gibi duran Arjin'i ağlamaması konusunda uyardılar ve her şeyin yoluna gireceğine onu ikna edip istemeye istemeye evlerine gitmek üzere ayrıldılar.

İÇİMDEKİ TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin