Çok yakında yeni bölüm geliyor :)
Bu bölümü yeniden güncelledim çünkü bu bölümü bazılarınızın unutmuş olabileceğinizi düşünüp yeni bölüme eski bölümü unutmuş olarak başlamanızı istemedim. O nedenle bu bölümü okumanızı fayda var. Yeni bölümde görüşmek üzere.Erva'nın ağzından.
Kendimi çarmıha çaresizce gerilmiş, yüzü kan revan dolu biri gibi hissediyordum. Ellerim, kollarım, bacaklarım ve tüm uzuvlarıma birisi gelip alıkoymuştu sanki. Kendimi bu durumdan kurtarmaya çalışıyordum fakat kurtarmaya çalıştıkça, bağlandığım çarmıhın tahtaları batıyordu.
Onun gözlerine temas edemeden ve sesini işitemeden geçirdiğim dördüncü aydı. Her gün onu ziyaret ediyor, onu saatlerce izliyordum. Ona dokunuyor, yüzünü okşuyor, yanaklarından öpüyordum ancak bana hiçbir tepki vermiyordu, veremiyordu. Çünkü tam tamına dört aydır bilinç kaybı yaşıyordu. Tıbbi olarak ifade etmek gerekirse, komadaydı.
Her gün geldiğimde bir ölüymüş gibi yatan bu bedene bakarken içimde fırtınalar kopuyordu. Ağzından midesine doğru uzatılmış bir hortumla besleniyordu. Yüzü solmuş ve bedeni soğuktu. Aylar içinde büyük ölçüde zayıflamıştı. Ama hâlâ oldukça iriydi, güzelliğinden tek bir şey bile kaybetmemişti. O hâlâ güzeldi. Tüm çektiklerine rağmen.
Kafatasından ağır bir şekilde vurulmuştu o gece. Kendimi artık kaybetmiştim sanırım. İlk zamanlar sürekli bir köşede oturur, ileri geri sallanırcasına vücudumu hareket ettirirdim. Kafamın içinde birden biri çığlık atmaya başladı. Avuçiçlerimle kulaklarıma vurur, sesi susturmaya çalışırdım, sanki susacakmış gibi...
Belli bir süre sonra annemin ısrarlarıyla psikolojik tedavi almaya başlamıştım. Faydası olmuş muydu, hayır. Yağız uyanmadıkça ne kafamdaki sesler susacaktı, ne de ölüden farksız bu hâlim.
Ağabeyimin son zamanlarda sürekli ortadan kaybolmaları dikkatimden kaçmasa da, her şeyi sona ayırıyordum. Yağız uyandıktan sonra nasıl olsa düşecektim bunun üstüne. Fakat şu an bunu sorgulayacak gücüm yoktu.
Aylardır Yağız'ı vuran kişinin şokunu yaşamamız sürüyordu. İçimizden birisinin bunu yapmış olması daha can yakıcıydı. Lâkin eminim ki bunu tek başına yapmamıştı. Birisi ona yaptırmıştı. Yine de böyle bir şeyi yapmayı neden kabul etmişti? İnsan hiç, beraber büyüyüp çocukluğunun geçtiği insana bunu yapar mıydı? Yapıyormuş meğersem.
Yatağımın vücuduma dikenmiş gibi battığı günlerde, yatağımda her zamanki yaptığım gibi donuk bakışlarla Yağız'ın elimdeki tişörtünü göğsüme bastırıp ona sarılırmış gibi cenin pozisyonunda uzanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ TUTSAK
Literatura FemininaYaşamını hapishanede tutsak olarak geçirmiş bir adamın ona aşık olması ne kadar büyük bir sorun olabilirdi? (...) Nereye gideceğimi bilmeden koşuyordum. Arkamdan bir silah sesi yükseldi. Lanet olsun! Bulmuştu işte ben...