59.BÖLÜM

16.2K 616 688
                                    

SINIR;

•260 oy
•500 yorum

Arjin, onun kana bulanmış ellerine korkuyla bakmaya devam ediyordu. Benimse, ondan geri kalan yanım yoktu. Nutkum tutulmuştu gördüklerim karışısında.

Ellerinden akan kıpkırmızı sıvı kan, yere damlamaktan geri durmuyordu. Yerlere damlayarak zeminde küçük bir kan birikintisi oluşmuştu.

Derin gözlerini sonuna kadar irileştirip, yerdeki kanlara bakıp geriye doğru adımlıyordu. Başını iki yana salladı ve peltek çocuksu sesiyle, "Babamın anneme vurduğunda, annemin akan kanı gibi. Kıpkırmızı!" diye haykırdı.

Boğazımda o an düğümlenen acı hissi bir türlü geçmek bilmedi. Her saniye daha çok etki bırakıyordu. Kalbimin derinliklerine işleyerek, duyduğum son cümle, yüreğimin tam ortasına hançer gibi sağlanmıştı.

Babamın anneme vurduğunda, annemin akan kanı gibi... Kıpkırmızı!

Derin'in annesi, şiddet görüyordu. Onun gibi küçük bir çocuk, kendi annesinin şiddet gördüğüne şahit olmak zorunda kalmıştı. Büyüdüğünde dahi, çocukluk tramvasını atlatamayacağına emindim.

Ağabeyimin böyle acınası hâlde olması bile beni ona bağlamamıştı, Derin'in son söyledikleri yüzünden. Nefes alış verişlerim her geçen saniye zorlaşıyordu.

Acıyan kalbimin üstüne elimi koydum. Minik ayakları gerisingeri adımlamaya koyulup, arkasına bakmadan, annemin az önce girdiği odaya girip, kapıyı vurarak kapattı korkuyla, Derin.

Kuruyan dudaklarımı ıslatmaya bile mecalim kalmamıştı. Utanıyordum... Derin'in babası gibi yaratıklarla aynı havayı soluduğum ve onlarla aynı tabiatı paylaştığım için utanıyordum.

Yorgunlukla aralanmış gözlerimi, ağabeyimin odasına çevirdim. Arjin, onu çoktan odaya çekiştirip yatağın üstüne oturtmuştu. Sanırsam gardroptan çıkardığı  tişörtü onun kanlı eline dolamıştı, kan akışını durdurmak için.

Adımlarımı yavaşça onlara doğru attım ve odanın içine giriş yaptım. Arjin, panik hâlinde ağabeyime bakıyordu. Yüksek sesle, "İlk yardım kiti nerede?!"

Elinden akan kanların akmasını umursamadan, dudakları düz çizgi hâlinde bakıyordu Arjin'e. Elinin kanaması öyle artmaya başlamıştı ki, elinin üstüne dolanan tişörtü neredeyse tamamen kana bulanmıştı. Eli yumruk hâlini almış, yumruğunu sertçe sıkıyordu.

"Söylesene be adam! Neden ağzını açmıyorsun?"

Arjin'in baştan aşağı isyan dolu sözcüklerine kaşlarını çatarak tepki verdi her zamanki gibi. Sol eliyle, siyah ve büyük gardrobunun sol çaprazında bulunan şifonyeri işaret etti. Konuşamıyordu, yalnızca Arjin'i izliyordu.

Şifoyerin yanına koşar adımlarla ilerledikten sonra çekmeceyi açtı. İlk yardım kitini hoyratça alıp, vakit kaybetmeden ağabeyimin başına dikildi, çok geçmeden kiti yatağın üstüne bıraktı.

Onun elinin üstündeki tişörtü hızla ve incitmemeye özen gösterip açtı. Kan, tişörtte değmedik yer bırakmamıştı. Arjin, elindeki kirli tişörtü aceleyle ağabeyimin banyosuna ilerleyerek orada bulunan çöpe attı.

Hareket etmekten aforoz edilmişcesine onları izliyordum. Arjin onun yanına yeniden geldiğinde, yatağın üstündeki ilk yardım kitinin içinden oksijenli su ve pamuk çıkarttı. Ne yapacağını bilmiyor gibiydi. Fakat yine de oldukça çaba gösteriyordu.

İÇİMDEKİ TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin