Deniz Kokusu - Mahalle (TAMAMLANDI)

(36) Deniz Kokusu

(36) Deniz Kokusu

Bölüm itafları

Mevooo6

Alemdarnisa

Demetakar7

"Seni ilgilendiriyor mu?"diye sordu alay eder gibi Yağız. Onu iyicemen sinirlendirmek istiyordu. Ve bunu başarıyordu da. "Tabiki ilgilendiriyor lan. O benim nişanlım!"dediğinde "Eski nişanlın."diye düzeltti Yağız. Bu Yiğit için son nokta olmalıydı ki hızla yaklaşıp kolumdan tuttu ve ardından beni arkasına aldı. "Eve git Deniz! Ya da okuluna. Artık ne halt ise!"demesi ile kolumu ondan kurtarmaya çalıştım hışım ile. Ama olmadı. O kadar sıkı tutuyordu ki kolumu hissetmiyordum. "Seni ilgilendirmiyor! Bunu kaç kere tekrarlamam lazım?"dedim sesimi kontrol etmeye çalışarak. Evimin bahçesinde bu ikisi ile bulunmam da ayrı trajikomikti. Yukarı da abilerim ve babam varken hemde. Yağız ile konuşmak için aşağıya inmem büyük salaklıktı. "Deniz bu herif ile burada ne işin var!?"demesi ile "Sanane Yiğit? Sen benim neyimsin ki sana hesap vereyim?"diye sordum. Sinir ile soludu.
Yağız , Yiğit'in kolumu tutan elini sıkıca tuttu. "Lan kız seni istemiyor. Neyin gurursuzluğunu yapıyorsun!"desede sesindeki umursamazlık apaçık ortadaydı.Yiğit kolumu bıraktı. Önce dalga geçer gibi sırıttı. "Sana ne lan gereksiz?" Onun suratına bir yumruk geçirdi. Yağız kanayan dudağını sildi. Ve yere tükürdü. Sinirlenmesini beklesemde sinirlenmedi. O kadar umursamaz ve rahattı ki. "Yağız git buradan!"dedim dişlerimi sıkarken. Daha fazla burada kalırsa, her şey kötüye gidecekti.
"Tamam gidiyorum. Ama sen benim sana dediğimi bir düşün."demesi ile göz devirdim. Tabiki kabul etmeyecektim. Yağız bize son bir bakış atıp,hızlı adımlar ile bahçeden çıktı. "Neyden bahsediyor bu pezevenk?"diye sorduğunda,cevap vermedim ve bende yürümeye başladım. Kimseye hesap veya cevap vermek zorunda değildim. "Deniz bir soru sordum, cevap ver?"

"Hangi sıfatla bana hesap soruyorsun anlamıyorum?"

"Abartmıyor musun? Bir kez bile beni dinlesen artık!"diye sordu, ben mi abartıyordum? Cidden mi? "Daha bir kaç gün önce,nişanlım ile bir kızın öpüşme fotoğrafını gördüm. Bunun bir açıklaması olabilir mi? Bana gelip,beni zorla öptü diyerek iyice gözümde küçülme."dedim bıkkınca. Hep aynı muhabbet dönüyordu. Ve biz bu çıkmazdan bir türlü çıkarmıyorduk. Yutkundu. Cevap vermedi yada veremedi. Daha fazla konuşmanın bir mânası yoktu. Benim için,artık yabancı dan ibaretti sadece. Arkamı dönüp seri adımlar ile ön tarafa doğru ilerleyip,arka bahçeden çıktım.

***

Kalan sınavları da olmuştuk. Üzerime birazda olsa bir rahatlık gelmişti. Matematik kağıdımı boş vermiştim. Bir insanın yapabileceği bir soru bile olmaz mıydı gerçek den? Son ders ise,Selim hoca ileydi. Akıllı tahtayı açmış,konu anlatımı videosu açmıştı. Resmen akıllı tahta konu anlatırken,kendisi ise telefonu ile oynuyordu. Maaşını hakkı ile alan bir hoca. Gözlerim yaşardı. Yanımda,sıranın altından bir şeyler tıkınan,Güneşe bıkkınca bir bakış attım. O kadar sıkıcı bir gündü ki. Gözlerim sınıfın yer yerinde gezindi. Telefonu ile oynayan Kaan dikkatimi çekmişti. Ne zamandır benimle uğraşmıyordu bile. Zaten umurumda bile değildi. İşime gelirdi. Tahtada anlatılan konuyu anlamadığım için,telefonumu çıkarıp instegram da biraz gezindim. Keşfetimde, arkasını dönmüş , çiçek atmaya hazırlanan bir gelin vardı. 'Çiçeği tutan,sevdiği kişiyi açıklayacak.'dedi kürsü de konuşan adam.
Gelin çiçeği attı. Orta yaşlı bir adam tuttu çiçeği. Kürsiye geçti. Oradan bir kadın, 'Ama o evli. Sayılmaz.'dedi. Sanırım karısıydı.
Adam,"Aşkım bir daha dünyaya gelsem,bir daha seninle evlenirim. Seni çok seviyorum."demesi ile herkes alkışladı. Diğer adam ise,'Yenge bak bunlar hikaye. Seni seviyorum falan hikaye hani. Bak bir daha sıraya geçmiş.'diyerek bozdu. Ağzımdan ufak bir kıkırtı çıktı. Iyi bozmuştu adamı gerçek den. 'Evli olmayan biri tutsun çiçeği.'diyerek de devam etti. Herkes sıraya geçti. Bir genç tuttu çiçeği. Aşkını itiraf etme kısmına gelince de,'Ben aşık değilim.'diyerek inkâr etti. Adam'At bir kafadan isim.'deyince de,yanındaki bir erkeğin ismini bir söyleyerek yırttı.