(35) Deniz Kokusu
Gece saat 3 de çalan telefonum ile irkilerek uyandım. Kim arıyordu bu saatte?
Telefonu komedinin üzerinden uyuşuk hareketler ile aldım. Gözlerimi yazıyı görmek için kırpıştırdım. Barış abi yazısını görünce istemsizce kaşlarım çatıldı. Bu saatte Barış abinin beni aramasının sebebi neydi? Yarın okulum vardı. Ve umarım aramak için geçerli bir sebebi vardı. Çünkü tatlı uykumu bölmüştü. Aramayı bekletmeden açtım. Ilk başta hışırtı sesi geldi. Sonra konuştu. "Alo Deniz."
Sesi boğuk boğuk geliyordu."Barış abi? Ne oldu gece gece?"dedim uykulu ama bir o kadar da meraklı sesimle. "Gelmen gerek."dedi sonra birine bağırdı. "Rahat dursana Hakan malı!"dedi acı dolu sesiyle. "Nereye gelmem gerek? Abim yanında mı? Ne oluyor orada?"diye sordum. Abim orada mıydı?"Ben, Hakan ve..."deyip durdu. Son ismi söyler iken tereddüt de gibiydi."Yiğit.""İsmet abinin mekanına gittik. Bizim mallar fazla içmişler. Hakan Helin diye sayıklıyor. Ve az önce kolumu ısırdı. Yiğit de yere uzanmış Deniz gelmeden gitmem diyor."dedi bıkkınca. Benim gözlerim şaşkınlık ile büyürken, o konuşmasına devam etti. "Deniz ALLAH rızası için gel. Seni almaya geleceğim şimdi. Ismet abi biraz idare edecek. Ben Hakanı hallederken, sende Yiğit'i halledersin."dediğin de o görmese de omuz silktim. "Ama! Olmaz Barış abi, Gelemem."diye mırıldandım. Onu görmek dahi istemiyordum. Umurumda dahi değildi. Kalbim acıyordu. Canım acıyordu. Onun yüzünü görmeye bile tahmülüm yoktu şu an...
"Ama abicim. Bu iki davarı ben alt edemem. Ikiside sarhoş olana kadar içtiler. Zaten eve gidince Ezgi bana asıl azabı yaşatacak."dedi yalvarırcasına. Yutkundum. Onu görmeye Barış abi için katlanabilir miydim? "Tamam..."diye mırıldandım." Çabuk gel. Annem gili uyandırmamaya çalışırım ben bir şekil de."dedim ayaklarımı yataktan sarkıtırken. "Işte benim Denizim bee. 5 dakikaya oradayım."dediğinde göz devirdim. En sonunda telefonu kapattığımız da benim yatak dan kalkasım asla yoktu. Bir de beni yanında istiyordu aşalık herif. Gitsin öpüştüğü Simayı sayıklasındı. Aklıma gene gelince damarlarımdan akan o siniri tekrardan hissettim. Pijamalarımı çıkarmaya niyetim yoktu. Üzerime sadece montumu geçirdim. Odadan ayak ucunda çıktım. Annem ve babama söylemememin sebebi,Hakan abimin azar yememesini sağlamaktı.Anahtarımı montumun cebine koydum. Evin kapısını açıp, spor ayakkabılarımı giydim. Ve merdivenler den inip, apartmandan çıktım. Soğuk hava direk yüzüme çaptığında irkilmiştim. Sokak da bir kaç köpek hariç, kimsecikler yoktu. Dakikalar sonra,Barış abinin arabası mahallenin sokağında belirmişti bile. Hızlı adımlar ile yürüdüm bıkkınca. İyi ki Barış abi içmemişti. Yoksa halleri haraptı. Bir şey demeden arabaya bindim."Neredeler?"diye sordum. "Dediğim gibi Ismet abinin mekanındalar. 10 dakikalık yok. Şu an seni almaya geldiğim için, Ismet abi başlarında."dedi. Gözleri yorgunluk dan kapanıyor gibiydi. Uykusu vardı. Ee tabi saat gecenin 3'üydü. "Ezgi ile durumlar nasıl?"diye sordum. Son olanlardan dolayı, Barış abi ile bu konuları konuşma fırsatım olmamıştı. Bakışlarını yoldan ayırmadı. Yolu sadece arabanın farı aydınlatıyordu."İyiye gidiyor. Ezgi beni affetti bile diyebilirim. Çocuğun cinsiyetini öğrenmeye gideceğiz bir kaç gün sonra."dedi sonlara doğru hafif burukluk ile. Yutkundum. Acaba anne ve baba olmak nasıl bir duyduydu?"Kız olursa Denizhan,erkek olursa Yiğitsu koyacağım ismini."dedi dalga geçercesine. Gergin havayı dağıtmaya çalışıyordu. Cevap vermedim. Kısa bir sessizlikden sonra sordum. "Peki Burhan amcalar ve Ezginin ailesi ne diyor?"diye sordum. Alay ile sırıttı. "Evlatlıktan reddettiler ne yapsınlar?""Üzülme abi ya. Onlar da iyliğinizi düşünüyorlardı sonuçta. Düşünsene çocuğun gelip,sizin yaptıklarının aynısını yaptığını söylüyor. Tepkin ne olurdu?"diye sorduğum da,direksiyonu sağa döndü. Cevap vermedi. Verecek cevabı bulamadı belkide. Bir mekan da durduk. "Geldik."diye mırıldandı. Ardından ise,kapıyı açıp arabadan çıktı. Bende bunun üzerine,arabadan inerken yanıma gelip elini omuzuma attı. Mekan ıssız bir yer olmakla beraber, belliki ayrıca geceleri tekinsiz bir yerdi. Içeriye girdiğimiz de,bir kaç masa sandalyenin olduğunu gördüm. Küçük bir yer olsada tatlı bir mekandı. Barış abi ben etrafı süzerken,bana seslendi. "Oradalar."dediğin de gösterdiği yere baktım. Bir adet,Hakan abim bir adet de , Yiğit vardı. Ayrıca bir adam yorgun gözler ile onlara bakıyordu. Barış abinin Ismet abi olarak bahsettiği kişi bu olmalıydı. Yiğit yerde karnının üzerine uzanmıştı. Yüzünü göremiyordum ama bir şeyler mırıldandığı aşikardı. Onu görünce hızlanan kalbime bir kez daha lanet ettim. Beni aldatmış birini unutmam gerekiyordu. Ama ben unutmayı geçtim,nefret etsem dahi hâla sevmeyi sürdürüyordum. Hem nefret hem sevgi nasıl bir arada yaşanırdı inanınki bende ilk defa yaşıyordum. Hakan abim ise tezgaha çıkmış, oturuyordu ve ayaklarını sallıyordu. Bir çocuk edası ile gülüyor , havaya bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kokusu - Mahalle (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Abimlerle okey oynamak için geldiğini sanıyordum."demem ile sırıtmasına devam ederek hayır dercesine kafasını salladı."Sence bende buraya sadece okey oynamak için gelmiş bir tip mi var?" "Evet."diyerek dalga geçip güldüğümde bakışları dudaklarıma i...