(Özel Bölüm)Medya : Deniz, Yiğit ve Nehir
Nehirin yerde ki oyuncaklarını toplarken bir yandan da başımı ovuyordum. Başım fena bir şekilde ağrıyordu. Derin bir nefes verip,odanın öbür ucunda bulunan oyuncak bebeklerden birini sepetin içine attım.
Bu kız kime çekmişti anlamıyorum. Daha üç yaşındaydı ve çok hareketliydi. Bu konuda ne bana ne de Yiğit'e çekmişti küçük cadı.Oyuncakları toplarken,bastığım legolardan biriyle acıyla yüzümü buruşturup ayağıma baktım.
"Bunu buraya kim koydu ya!? Of Nehir!"
Ağlama raddesine gelmiştim ki merdivenlerden Yiğit indi. Yarım saat kadar önce Nehiri yatırmaya gitmişti. Yüz ifade mi görmüş olacak ki hızla yanıma yaklaştı. Endişeyle,"Deniz bir şey mi oldu?"diye sordu. Zar zor konuşup,"İyiyim. Oyuncağa bastım sadece."dediğim de ayağıma baktı. "Hiç iyiye benzemiyorsun!" Yanaklarımı şişirdim."Gerçekten iyiyim.""Emin misin?"
"Eminim."dedim,ardından"Uyuyalım mı?"diye sordum lafı değiştirip. Belimden tutup beni kendine çekti, dudaklarını saçlarıma bastırdı. Tereddütte kalsa da, "Uyuyalım."dedi. Nehiri son bir kez kontrol ettikten sonra odamıza girdik. Eşofman takımlarımı almak için dolaba ilerledim. Ayağımın hâlâ zonkladığını hissediyordum.
Günlerim yorucu geçiyordu. Üniversite'ye gidiyordum. Bir sene dondurduğum için ikinci sınıfa geçmiştim.Ankara da bir yıl kadar kalıp tekrardan İstanbula dönmüştük.
Nehiri annemlere bırakıyordum çoğunlukla. Şu üç yılda çok şey değişmişti. Helin ile Hakan abim iki sene önce evlenmişlerdi ve bir erkek çocukları olmuştu, Doğu...Kendisi çok şanslı bir veletti çünkü benim gibi bir halası vardı. Yusuf abimle Zeynep ise evliliğe yakındılar. Zeynep ile okul bitişi evleneceklerdi. Üçüncü sınıfa gidiyordu ve bir senesi kalmıştı. Bu nedenle bahtsız abiciğim biraz daha beklemek zorundaydı. Can ile Güneş ise evlilik falan düşünmüyorlardı.
Can'ın youtube kanalı 1 milyon olmuştu ve ikisi video çekmek için değişik değişik yerlere gidiyorlardı. Bu Can salağının videolarını kim izliyordu gerçekten anlamıyordum. Sanırım cevabını buldum.
Can gibi veletler.
Üzerimi değiştirirken Yiğit de tişörtünü çıkarmış yatağa uzanmış beni izliyordu. Ona baktığımı görünce göz kırpıp yatağı gösterdi. Ben ise göz devirip son olarak tişörtümü giydim. Yatağa girecekken biranda kolumu tuttu ve kendimi onun altında buldum. Boynumu öptüğünde hafifçe batan sakallarından dolayı huylanmıştım.
"Yiğit çok uykum var."dediğim de,sanki sabahtan akşama kadar çalışmayan oymuş gibi,"Ama benim yok."dedi. Ama benim var.
Altında mayışırken uyku ve uyanıklık arasında gidip geliyordum. Dersler finaller derken yorgunluktan ölüyordum."Nehir bana ne söyledi biliyor musun?"diye sordu. Gözlerimi kıstım. "Ne söyledi?"Sırıtıp,"Kardeş istediğini."dedi arsızca. Bir daha o doğum sancısını çekebileceğimi zannetmiyorum.
"Sen doğurursan olur."diye mırıldandım. Gözlerim yavaşça kapanırken, yüzüme nefesini verdiğini hissettim. "Öyle bir şey mümkün olsaydı acı çekmemen için yapardım."dedi. Gülümsedim."Ama öyle bir şey mümkün değil."dedim tek gözümü açıp. Romantik anları bozmakta üstüme yoktur!
"Sana öküz demek de gayet haklıyım biliyor musun?"dedi bıkkınca. Evet ben ne zaman romantik anları bozsam bey efendi bana ilişkinin öküzü sensin diyordu. Üzerimden kalkıp yatağın yan tarafına geçtiğinde üzerine çıktım. Bu yaptığımla afallayıp tek kaşını yukarıya doğru kaldırdı. "Bakıyorum uykunuz açılmış Deniz hanım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kokusu - Mahalle (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Abimlerle okey oynamak için geldiğini sanıyordum."demem ile sırıtmasına devam ederek hayır dercesine kafasını salladı."Sence bende buraya sadece okey oynamak için gelmiş bir tip mi var?" "Evet."diyerek dalga geçip güldüğümde bakışları dudaklarıma i...