(12) Deniz Kokusu
(Düzenlendi)
Aradan 1,5 hafta geçmişti. Ezgi kimse ile konuşmuyormuş Kaan'nın söylediği kadarıyla.
Yemek bile yemiyormuş. Zaten başta inkâr etmiş. Sonrada susmustu. Gerçek er yada geç çıkacaktı bilmiyordum. Lanet okullar ise 2 gün sonra başlayacaktı. Derin nefes alıp verdim.
"Kanka sen kaç tane defter alacaksın."deyip alışveriş arabasına bir tane defter attı Güneş."Bilmem. Alırım işte bir kaç tane." Üçümüz her yıl bu tür alışverişleri birlikte yapardık. Aslında bunu 2 hafta önce planlasak da,bu güne olmuştu. Okullar açılacağı için tabiki de mutsuzdum. Tüm hocalar bana gıcıktı zaten. Hocaya ters bir cevap verince direk kıl oluyorlardı insana. Gözde bir öğrenci değildim öğretmenlerin gözünde. Ama olmak isterdim. En azından sözlülerde yaşıyordunuz. Bir kaç tane defter aldım. Geçen seneden kalma defterlerim vardı zaten. Bir kaç tane daha bir şey alıp kasaya geçtik.
İlk önce Zeynep aldıklarını geçirip ödedi. Daha sonra Güneş. En sona ben kalmıştım. Adam her şeyi geçti. En sona aldığım ekmek kalmıştı.
"2 ekmek."demem ile aksi sesiyle konuştu uyuz.
"Görüyoruz abla kör değiliz."deyip geçirdi kasadan ekmeyi. Lan zeki! Ben görmüyorsun diye sanki dedim. Hayır Deniz. Cevap vermeyeceksin! Yoksa büyük bir kavga çıkacak ve mal gibi kabak senin başına patlayacak. Bunu istemezsin demi.Sadece sabır dileyip, parasını ödedim.Poşetlere koydum. Zeynep ile Güneş kendilerini gülmemek için zor tutuyorlardı belliki.Fiş'i vermemişti."Fiş'i alabilir miyim?"dedim bende gıcık sesimle. Fiş'i verdi. Fiş'i okumaya başladım. Normalde bu kadar dikkat etmezdim fişlere. Adam para üstü 10 TL eksik vermişti. Çüş ama!"Para üstü eksik verilmiş. 10 TL eksik."dedim bende olmayan bir kibarlıkla.
Buna kibarlık denirse tabi."Biz fazla para versek söylemezsiniz ama."deyip fişi elimden aldı beyinsiz. Şeytan diyor ki al kel kafasını kır. "Bana baksana sen! Paramıdamı almayayım değişik."dedim sesimi yükselterek. Bir kaç kişinin bize baktığıda adım kadar emindim.
Parayı verdi. Bir şey demesine fırsat vermeden,
"Bir daha buraya gelirsem 2 olsun."deyip çıktım marketten.Tabi peşimden de Zeynep ile Güneş çıktılar. "Yuh kanka. Napıyorsun ya."dedi Güneş gülerek."Tam dayaklık adam. Bir daha gelmeyeceğim buraya. Kel aylağa bak ya sen. Neymiş,bize fazla para verseler biz getirmezmişiz. O bıyıklarını tek tek yolarsam görür o."
"Tamam kanka ya. Bir daha gidersen 2 olsun."deyip güldü Zeynep dalga geçerek."Sus be dalga geçme."deyip bende güldüm en sonunda...
***
Instagram da gezinmeye başlamıştım. Yiğit'in engelini kaldırmıştım konuşmasamda. Yiğit demeye başlamıştım içimden. Böyle deyince bir tuhaf oluyordu fakat yüzüne reis bozuntusu diyemeyeceğim için Yiğit demeye başlamıştım. Sahte hesap açıp yazmıyordu son konuşmamızdan sonra.
Bu nedenle engeli kaldırmıştım işte.Zaten birbirimizle takipleşiyorduk. Bir story paylaşmıştı. Bakıp bakmamak arasında kalmıştım. En sonunda merakıma yenilerek bakmıştım. Bir yazı paylaşmıştı.
***Dünya dönüyorsa seven yüreklerin hatırına dönüyor. Hayat var ise aşk için var ve aşk dediğin sadece mutluluğu barındırmaz bünyesinde. Aksine kedere, mutsuzluk ve gözyaşına da yer verir.***
Yalnız bu ergenlikden çıkamamış galiba. Bu ne ya. Ben bile ergenken böyle bir mal değildim. Ve bu benden 5 yaş büyüktü. Birde internetten bulmuş. Göz devirip, onun hesabına girdim. Bir kaç fotoğrafı vardı. Bir tanesine bastım. Bir kaç sene önceki askerlik fotosuydu. Her zaman ki gibi yakışıklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kokusu - Mahalle (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Abimlerle okey oynamak için geldiğini sanıyordum."demem ile sırıtmasına devam ederek hayır dercesine kafasını salladı."Sence bende buraya sadece okey oynamak için gelmiş bir tip mi var?" "Evet."diyerek dalga geçip güldüğümde bakışları dudaklarıma i...