(47) Deniz Kokusu

9K 381 45
                                    

(47) Deniz Kokusu



"Biz size bir şey açıklayacağız." Yusuf abimin sesiyle herkesin bakışları ona döndü. Zeynep de yanındaydı. Zeynep'in buradan gerildiğini anlayabiliyordum. Yiğit ile bakıştık,ikimiz de ne için konuşacaklarını çok iyi biliyorduk.
Can eğlenen bir ifade ile onlara bakıyordu. Birazdan bir kaos çıkacağını düşünüyordu.  Muhtemelen kendine eğlence arıyordu uyuz.
"Neymiş açıklayacağınız şey?"diye sordu Sinan amca,ikisinin üzerindeydi bakışları. Oldukça gerilmişti. Babam onu onayladı. "Sinan haklı. Böyle yan yana olduğunuza göre ikinizle ilgili önemli bir şey olmalı."dedi."Biz aslında."diyerek başladı söze Zeynep.
"Birbirimizi seviyoruz."diyerek tamamladı Yusuf abim. Ben Zeynep'e destek olurcasına gülümserken, oda bana burukca gülümsedi.
Can'ooo'larken Hakan abim Can'ın kafasına sessiz olması için vurdu. Can acı ile yüzünü buruşturdu. "Alındım gücendim efendim. Neden vuruyorsunuz Hakan bey?" Can kendi kendine söyleniyordu. Göz devirdim. Sonra bir sessizlik oldu. Zeynep'in ve Yusuf abimin bakışları daha çok Yiğit'deydi. "Çişim geldi."dedi Can gergin ortamı hissettiğinde.
"Mutfağa gideyim en iyisi."deyip hızla odadan çıktı.

Mutfak?

Mutfağa mı işeyecekti?

Gerizekalı.

"Ben biliyordum."dedi Yiğit. "Anlamamak için salak olmak gerekir zaten."diyerek de devam etti. Zeynep gözlerini kaçırıyordu durmadan. Utandığını biliyordum."Peki siz bir şey demeyecek misiniz?"dedi Yusuf abim bizimkilere doğru. Yiğit kötü bir şey demediği için ikisinde ki rahatlamayı da görebiliyordum. "Tahmin edebiliyorduk."dedi Sinan amca. Ama ufak da olsa sinirli gibiydi."En azından daha önceden söyleseydiniz."dediğin de Zeynep dudaklarını ısırdı. "Kızdınız mı?"
"Evet. Ama birbirinizi sevmenize değil. Bize söylemediğiniz için!"

***

Herkes derin bir sohbet içerisindeydi. Büyükler sohbet ederken biz de onlardan biraz uzak da oturuyorduk. Yani ne onlar bizim konuşmalarımızı duyuyorlardı ne de biz onların konuşmalarını. Hakan abimin az önce telefonu çalmıştı ve odadan çıkmıştı. Şimdi ise yüzünde değişik bir ifade ile gelmişti. Ilk önce bakışları beni buldu. Sonra da Yiğit'i. Annemlerin duymaması için sesini kıstı.
"Yağız..."dedi derin nefes verirken. Muhtemelen Yağız'ın beni kaçırmaya çalıştığını Yiğit ona söylemişti zaten. Can da bildiğine göre sadece abimler ve Can biliyordu. Kızların haberleri yoktu. "Türkiyeden gidiyormuş."dediğin de kaşlarım şaşkınlıkla çatıldı. "Seni kaçırmasının nedeni sadece konuşmakmış,tabi bunları Helin söyledi. Yağızın yalan söylediğini biliyoruz zaten. Yaptığını hafifletmeye çalışıyor."
"Helinden hamile olduğunu da öğrenince yurt dışına gitmeye karar vermiş."diyerek de devam etti."Cehenneme kadar yolu var."diye söylendi Yiğit. Gittiği için mutluydu. Yüz ifadesi bunu açıklıyordu. Zeynep,"Bir şey mi kaçırdık?"diye sordu merakla."O pezevenk Denizi kaçırmaya çalıştı!"dedi Yusuf abim sinirle solurken. Zeynep şaşkınlıkla,"Ne?!"dedi yüksek sesle. Babamların bakışları bize döndü.
Bakışları bir müddet üzerimiz de gezdi fakat sonra sohbetlerine döndüler. "Bunu nasıl yapabilir?"diye sordu Zeynep az önceki şaşkınlığını sürdürürken."Yiğit gelmeseydi ne yapardım bilmiyorum."dedim. Yiğit elimi sıkıca tutup dudaklarına götürdü sonra da öptü.
"Düşünme artık onu."

"Sana bir şey yapmadı değil mi?"

"Sadece bayılmıştı, zaten o sırada da Yiğit görmüş. Yolumuzu kesmiş."dediğinde rahat bir nefes verdiğini gördüm. Hakan abimin bu konuda çok sinirli olduğunu biliyordum müsade isteyip, ayağa kalktı ve balkona çıktı. Yağız için üzgün değildim. Beni kaçırmaya çalışmıştı. Kim bilir ne yapacaktı?
"Inanamıyorum gerçekten. Keşke benle Güneş o gün seninle gelseydik."dedi pişman sesiyle Zeynep,"Hayır Zeynep. Kendinizi suçlamayın. Sapasağlam buradayım değil mi?"dedim. Kendilerini suçlamaları saçmaydı. Zeynep derin nefes verdi. Yusuf abim ayağa kalktı. "Kapatın artık şu lanet konuyu duydukça sinirleniyorum çünkü."deyip oturma odasının kapısına doğru ilerledi."Nereye?"diye sordum. "Mutfağa su olmaya."dedi ve oturma odasından çıktı. Zeynep de,"Ben de susadım."deyip kapıya doğru yaklaştı ve gitti. Hepimiz susamıdığını çok iyi biliyoruz Zeynepciğim. Can sinirle söylendi. Bu konu üzerine fazla dolu olduğunu biliyordum."Bunun tek bir suçlusu var oda Yiğit! Bey efendi Denizi evde yalnız bırakıyor. Yağız denen yavşağın gazına geliyor. Ee adam meydanı boş bulunca tabi kaçırmaya çalışır."dedi. En sonunda patlamıştı. "Can!"dedim susturmaya çalışarak.
"Ne Deniz ne!"dedi sinirli sesiyle. "Haksız mıyım? Eğer kılına zarar gelseydi kimse elimden onu alamazdı!"dedi Yiğit'i kastederek.
Can nadiren bana Deniz derdi. Oda çok sinirlendiği zaman. Ben tam bir şey diyecekken Yiğit,"Haklı lanet olsun haklı."deyip yüzünü sıvazladı. Kendini suçlu hissettiği için Can'a karşı kendini bile savunmuyordu."Hayır saçmalama!"dediğim de,Can sinir ile ayağa kalktı. "Hatanı anlaman hiç bir haltı değiştirmeyecek ne yazık ki!"deyip odadan hışım ile çıktı. Yalnızca Yiğit ve ben kalmıştık.
"O sinirden öyle dedi. Sakın kendini suçlama!"dediğim de,"Haklı Deniz! Eğer ben Yağız denen piçin gazına gelmeseydim bunlar belki de olmayacaktı."dedi onu susturdum.
"Geçmiş geçmişte kaldı,şu an yanyana mıyız? Evet. Geçmişi açıp keşke demeye gerek yok."deyip babamlara baktım, bize bakmıyorlardı bile. Yanağına hemen bir öpücük kondurdum. Bu haraketim onu güldürdü. Sonra bizimkileri kontrol ettikden sonra beni kendine çekti.

Deniz Kokusu - Mahalle (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin