zweite

10.3K 383 329
                                    

Medya:Emir 🤪

Uzun çocuğun dediğiyle dona kalmıştım. Evde annesi dururken neden gelip beni koklamıştı ki. Bu dediğine anlam veremeyip sinirli ve şaşkın sesimle konuştum;

-"Annenin kokusuna benzettiysen gidip anneni koklasana kardeşim, ne gelip elalemi kokluyorsun?" dedim sinirli çıkan sesimle. Bu dediğimle birlikte çocuğun suratına buruk bir gülüş oturdu. Bana mı gülüyordu bu?

-"Annemi küçükken trafik kazasında kaybettim. Onun kokusuna çok benziyor kokun hatta aynısı resmen. Daha önce annem dışında kimsede rastlamamıştım bu kokuya, özür dilerim bir an tutamadım kendimi." dedi mahçup bir şekilde. Bu dediğiyle birlikte büyük bir dumura uğramıştım. Annesinin kokusunu benim kokuma benzetmesi iyi birşey miydi yoksa kötü birşey miydi çözemedim. Bunu zaman gösterecekti herhalde. 

-"B-ben özür dilerim asıl, bilmiyordum. Bir an öyle gelince sinirlendim sadece. Bu arada kokumun aman aman bir farkı yok diğer kokulardan, parfüm kullanmıyorum ama istersen şampuanımın markasını verebilirim. Yani tabi yardımcı olacaksa." dedim ne yapacağımı bilemeyerek. Resmen elim ayağım birbirine dolanmıştı. Neden böyle oldu ki şimdi?

Uzun çocuğun gülümsemesiyle ne olduğunu anlamamıştım. Suratına aval aval bakmamla birlikte yanağında ki gamzeyi görmem bir olmuştu. Gamzesi çok güzeldi. Yani öyle aman aman bir güzelliği yoktu ama güzeldi işte normal gamze.

Çocuğun konuşmasıyla iç sesimin salaklığını gözardı ettim. Bananeyse çocuğun çok güzel olan gamzesinden.

"-Annemde parfüm kullanıyordu, kendi kokusuydu. Neredeyse bütün şampuanları denedim ama hiç biri annem gibi kokmuyor ama senin kokunda bir gariplik var ya-yani yanlış anlama kötü anlamda değil.

Tam tersi hayatımda gördüğüm en güzel koku, yani annemin kokusu senin ki değil. Ama senin kokunda güzel yani anneme benzeyen kokun. Onunki de güzel, seninki de. Yani aynı çünkü"

Çocuğun acele bir şekilde konuşmasıyla ağzım bir karış açılmıştı. İyi birşey mi demişti yoksa kötü mü anlam verememiştim. Yüzüme yerleşen şaşkın gülümsemeyle;

"- Anladım... Parfüm yok. Peki benim yapabileceğim birşey var mı? Yani ne yapabilirim bilmiyorum ama" dememle birlikte çocuğum suratına mahcup bir ifade yayılmıştı ve nedense bu halleri hoşuma gitmişti.

"-Aslında birşey yapabilirsin ama yapmak istemezsen de anlarım kendi kararın. Ama yaparsan çok sevinirim. Annemi 10 yıldır görmedim ve kokusunu hatırlamıyorum bile neredeyse. Bir kere sa-sarılabilir miyim? Yani istemezsen anlarım doğal ola-"

Lafını tamamlamasına izin vermeden kollarımı beline sarmıştım çünkü ancak oraya yetişebilmiştim. Beline sarılmamla uzun çocuğun kaskatı kesilmesi bir olmuştu. Resmen dumura uğramıştı. Acaba söyleyip mi sarılsaydım?

Uzun çocuğun kollarını yavaş yavaş kaldırmasıyla nihayet şoktan çıkabildiğini anlamıştım. Bir kolunu belime diğer kolunu da kafama sarmasıyla resmen bir bütün haline gelmiştik. Tek kolu ile kafamı kendine daha da çekmişti ve kendi kafasını saçlarımın içine gömmüştü.

Saçlarımın içinden gelen nefes sesi ile açık bıraktığım uzun sarı saçlarımı kokladığını anlamıştım. Burnunu iyice saçlarımın içine sokup nefes almasıyla bu his hoşuma gitmeye başlamıştı. Kalbim bedenimi terkedecek gibi çarpmaya başlamıştı. Neden böyle olmuştu ki?
Emir ile sarılırken böyle olmuyordu acaba o saçımı koklamıyor diye miydi?

Kafamda bir ıslaklık hissetmemle birlikte irkilmiştim. Kafam neden ıslanmıştı ki, yağmur mu yağıyordu ama dükkanın içindeydik. Aradan birkaç saniye geçmesiyle sarıldığım bedenden bir hıçkırık sesi yükselmişti.

~KOKU~ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin