"Emir kartı yanlış yerden sokuyorsun"
"Önceki hayatımda hırsız olmadığım için olabilir mi acaba Bulut?"
"Hırsızlık yaptığını kabul ediyorsun yani"
Benim bunu dememin üstüne Emir kaşlarını çatarak kafasını bana çevirdi.
"Bu yaptığımız hırsızlık sayılmaz parasını da koyacağız zaten. Aşermişim gibi düşün"
"Şuan ikna oldum ben, soranlara Emir hamileymiş deriz"
"Olur olur deriz deriz"
Bir saattir Emir'in elindeki kimlik kartıyla tatlıcının kapısını açmasını bekliyorduk. Ne zaman anahtarı içeride unutsa kapıyı hep onun açtığını iddia ediyordu ama bunun yalan olduğuna adım gibi eminim.
Gecenin on ikisinde üç salak tatlıcının kapısını açmaya çalışıyorduk. Şaka gibi.
"Heh açtım oldu ben demiştim size"
Emir'in sesiyle kafamı ona çevirdiğimde sonunda kapının açılmış olduğunu gördüm.
"Sonunda becerebildin!" diyerek herkesten önce ben girdim.
"Birde ben istemiyorum diyordun Lavinyaşkım, herkesten önce sen girdin"
"Seni beklerken acıktım herhalde, bir kapıyı açman iki saat sürdü"
Bu dediğime Emir sadece gözlerini devirirken Bulut yanıma gelerek yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Acıktın mı gerçekten, en son ne zaman yemek yedin?"
"Evden çıkmadan önce yemiştim bir şeyler"
"O kadar saat geçmiş hadi gel sende bir şeyler ye" diyerek elimden tutarak beni tatlıların olduğu yere doğru götürmeye başladı. Bu dediği beni güldürürken Emir tabi ki sessiz kalmamıştı.
"Oh ne güzel kapıyı biz açalım, fikri biz sunalım, iki saat hırsız damgası yiyelim keyfini Lavinya hanım sürsün. Bulut aşkım benimde elimden tutarak götürmeyecek misin?"
"Senin de sevgilin olunca o da senin elinden tutar Emir"
Emir söylenerek bize doğru ilerlemeye başladı.
"Sevgili mi o ne yeniyor mu?"
Bizim cevap vermemizi beklemeden o da yanımıza gelmişti. Hepimiz yere oturarak baklava tepsisini elimize aldık ve yemeye başladık.
"Yalnız baklava aşırı iyiymiş"
"Gerçekten iyi ki girmişiz"
"En son 'hırsız mıyız biz Emir' diyerek geziyordunuz Lavinya hanım ne oldu?"
"Bütün dediğim şeyleri geri alıyorum Emir'cim"
Neredeyse bir tepsi baklavayı üçümüz yedikten sonra hepimiz ağzımıza kadar dolmuştuk. Yediğimiz tepsinin neredeyse iki kadar parasını tepsinin yanına koyup ufakta bir not yazmıştık. Şimdi ise açtığımız kapıdan karınlarımızı ovarak geri çıkıyorduk.
"İyi yedik valla"
"Annemin baklavalarıyla kapışırdı"
"Tepsinin yarısını ben yedim galiba"
"Nereye gençler hırsızlık yapmaya utanmıyor musunuz?"
Gelen sesle birlikte üçümüzde yavaşça arkamıza dönerken 50'li yaşlarında beyaz saçlı tombiş bir amca çatık kaşlarıyla bize bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KOKU~ Tamamlandı
ChickLit-"Ben çok özür dilerim ama k-kokun çok benziyor ben kendimi tutamadım." dedi kekeleyerek. Anlam veremedim kötü mü kokuyordum? Daha dün duş almıştım kötü kokmamın imkanı yoktu ama bu çocuk neden böyle bir tepki vermişti ki? -"Ne varmış benim kokumda...