Gözlerimi şokla açmamla fotoğraf hala duruyordu. Rahat uyumuşsundur derken bunu kastettiğini nihayet anlamıştım. Ben kafamı kol koyma yerine koymuştum ama Bulut büyük ihtimalle başım acımasın diye başımın altına elini koymuştu. İçimden 'yiaaa' desem de Emir bunu paylaştığı için eminim ki okulda bir sürü dedikodu dönecekti.
Kafamı Emir'e çevirmemle ona baktığımı hissetmiş gibi bana baktı. Telefonumun ekranını ona çevirdiğimde ışık hızıyla kafasını cama çevirdi ve bana bakmamaya başladı. Fısıldayarak ne kadar 'Emir' desem de kafasını bana çevirmemekte kararlıydı.
Bir de altına best shipim yazmış salak. İnsanların neler düşündüğünü düşünmek bile istemiyorum şu an. Bulut'un koluna uzanıp hafif çimdirmemle ağzından ufak bir çığlık çıkmıştı resmen. Etrafımızda ki bir kaç kişi bize baksa da sonradan kafalarını geri çevirdiler.
"-Lavinya bir şey mi oldu?" kafamı Bulut'a çevirdim meraklı gözlerle bana bakıyordu. Ona da söylemem lazımdı.
Telefonumun ekranını açarak Bulut'a çevirmemle gözleri şokla açılmıştı. Fotoğrafın altında ki yazıyı da okuduktan sonra gözlerini Emir'e çevirdi ve kaşlarını çatarak bakmaya başladı. Şu an aşırı komik gözüküyordu.
Emir bütün ısrarlarımıza rağmen bize bakmıyordu ve biz yokmuşuz gibi davranıyordu.
"-Ben instagramdan sizle takipleşmediğim için görmedim paylaştığını yoksa söylerdim Emir'e silmesini. Bu arada elimi de kötü bir amaçla koymadım boynun tutulmuştu uykunda sürekli bir şeyler söylüyordun o yüzden koydum. Yanlış anlamanı istemem"
"-Yok canım neden yanlış anlayayım, senin bir suçun yok. Bir tane suçlu var o da biz yokmuşuz gibi davranıyor" dememle Emir'in dudakları hafif yukarı kıvrılmıştı. Hem suçlu hem güçlü.
"-Oraya gidince kaçamaz nasıl olsa, şimdi diğer insanları rahatsız etmeyelim" mantıklıydı. Büyük ihtimalle aynı çadırda kalacaktık ve bütün gece ona kızmak için zamanımız vardı. Başımı onaylayarak sallayarak önüme döndüm.
Kafamı cama çevirmemle Kaan hala uyanmamıştı. Acaba öldü mü, yoksa bu kadar derin uyumasının başka bir anlamı yok. Keşke bende biraz daha fazla uyuyabilseydim.
Telefonumdan film izleyerek zamanımı geçirmiştim. Nihayet otobüs durduğunda herkes ayaklanmaya başladı. Kafamı tekrar Kaan'a çevirdiğimde hala uyuyordu. Ölmüş olabileceği düşüncesi beynimde daha da artmıştı. Kaan'ın kolunu hafifçe dürtmemle hala hareket etmiyordu. İşaret parmağımı burnuna tutarak nefes alıp almadığını kontrol ettim. Nefes alıyordu ama kirpikleri bile hareket etmiyordu. Kolunu bu sefer biraz daha şiddetli dürtmemle hafif homurdansa da hala uyanmamıştı.
Kafamı Emir ve Bulut'a çevirdiğimde ikisi de çatık kaşlarla bana bakıyordu.
"-Yolun başından beri uyuyor, uyandırmaya çalışıyorum ama uyanmıyor. Ölmüş olmasın hareket bile etmiyor" dememle çatık kaşları hafif düzelse de hala Kaan'a şüpheci gözlerle bakıyorlardı. Bulut hafif bana eğilerek Kaan'ı sert bir şekilde dürtmüştü. Ama Kaan hala uyanmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KOKU~ Tamamlandı
ChickLit-"Ben çok özür dilerim ama k-kokun çok benziyor ben kendimi tutamadım." dedi kekeleyerek. Anlam veremedim kötü mü kokuyordum? Daha dün duş almıştım kötü kokmamın imkanı yoktu ama bu çocuk neden böyle bir tepki vermişti ki? -"Ne varmış benim kokumda...