4 yıl sonra...
"Emir bu nasıl?"
"Az önce gösterdiğinle aynı Lavinyaşkım"
"Az önceki ile aynı olsa neden tekrar göstereyim Emir?"
Şuan ne mi yapıyorduk?
Emir ve ben odamda oturmuş akşam ki isteme için kıyafet seçmeye çalışıyorduk. Hem de beni isteyeceklerdi.
Üniversitenin son yılındaydık ve geçen hafta tatil için Ankara'dan gelmiştik. Bizde fırsat bu fırsat diyerek istemeyi yapmaya karar verdik.
Annem neredeyse bizden daha çok sevinmişti.
Babam ve Bulut üniversiteye başladığımızda tanışmışlardı. Üçümüz ayrı eve çıkmaya karar verdiğimizde Bulut ile de tanışmak istediğini söylemişti. Tabi sevgili olduğumuzu da saklamak istememiştik.
Babam Emir'e benden çok güvendiği için ayrı eve çıkmamıza kızmamıştı.
Bulut ile tanıştığında onu da çok sevmişti. Baya iyi anlaşmışlardı.
Geçen sene ise Bulut'un babası ve Bulut bize akşam yemeğine gelmişlerdi. Böylece ailelerimizi de tanıştırmıştık.
Her ne kadar Bulut annesi olmadığı için eksik hissetse de kimseye yansıtmamaya çalışmıştı.
Ama ailelerimiz de iyi anlaşınca çok mutlu olmuştuk.
Şimdi ise bu haldeydik.
"İstemede hangi renk elbise giyilir ki ya?"
"Birde rengi var kızım bunun ne saçma iş"
Yatağımda uzanmış şaşkın gözlerle beni izleyen Emir'e baktım.
"Tabi ki var Emir sen hiç düğünde gelinden başka beyaz giyen birini gördün mü?"
"Ben olsam giyerdim valla. Kendini yalnız hissetmesin yavrucak"
Laf anlatmaktan bezmiş bir şekilde Emir'e sırtımı döndüm ve elbiselere bakmaya devam ettim.
"Sen direkt beyaz giy yüzükleri taktıktan sonra nikah dairesine geçeriz"
"Sakın bunu Bulut'a söyleme dünden meraklı"
Bu dediğime ikimizde gülmüştük.
"Çocuğun elinden zor aldık seni. Ona kalsa şuan evli mutlu çocukluydunuz"
Ne kadar inanmak istemesem de Emir haklıydı. Bulut'u bu konuda zor ikna etmiştik.
Ona kalsa üniversitenin ikinci senesinde nişanı yapmak istiyordu. Zaten aynı evde yaşadığımızı söylediğimde ise Emir var diyerek konuyu değiştiriyordu.
Bu 4 yılda iyi kötü bir çok anımız olmuştu ve her seferinde ne kadar doğru bir karar verdiğimi hissettiriyordu bana.
En sonunda dolabımın derinlerinde gördüğüm elbise ile gözlerim sevinçle açılmıştı. Bu elbisenin varlığını hep unutmuştum ve bugün için ideal gibiydi.
"Elbiseyi buldum. Sırada sadece saçım ve makyajım kaldı. Kaç saat var gelmelerine?"
Emir kolundaki saate baktı ve cevap verdi.
"2 saat var daha yetişiriz"
Emir sabahtan beri en büyük destekçimdi. Sabah onu çağırır çağırmaz gelmişti ve evdeki tüm işlere yardım etmişti.
Sürekli ona teşekkür ettiğimde ise kardeşimi veriyorum ben yapmayacağım da kim yapmayacak diyerek beni susturuyordu.
Emir'e gülümseyerek aynanın karşısına geçtim ve maşayı çıkardım. Saçlarımı hafif dalgalı yapmaya karar vermiştim. En kısa ve güzel çözüm buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KOKU~ Tamamlandı
Chick-Lit-"Ben çok özür dilerim ama k-kokun çok benziyor ben kendimi tutamadım." dedi kekeleyerek. Anlam veremedim kötü mü kokuyordum? Daha dün duş almıştım kötü kokmamın imkanı yoktu ama bu çocuk neden böyle bir tepki vermişti ki? -"Ne varmış benim kokumda...