"Sen. Ne diyeceğimi bilemedim? " şaşkınlıktan sadece gözlerim iri iri karşımdaki adama bakıyordum. Acaba dahi olacak kadar zeki olabilir mi?
"Kaderindeki kim peki?" Kaşlarını havaya kaldırıp bana dikkatle bakan adamdan gözlerimi kaçırdım. Nerdeyse bütün mevzuyu dinlemiş. Çeneme parmaklarını koyup yüzümü kendine çevirdi. Kaşları çatılmış hesap sorar bir hali vardı. "Aykut mu? Bizim mahalleye geldiğine göre bu mahalleden biri. " dişlerimle dudaklarımı ezmekten kendimi alamadım. Sen desem açar kıçıyla güler.
"Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma. " eski halime bürünüp çekingen halimi geride bıraktım. Hırçın ve kavgaya hazır bir ifadeyle baktım gözlerine. Oda çenemdeki elini çekip cebine koydu.
"Peki beni ilgilendiren şeyi sorayım. Aşkın nerede? Hala ailesinin yanına gelmediğine göre şehir dışında mı?" Sen akıllıysan bende akıllıyım. Aşkının nerede olduğunu söylersem kendi yerimide ifşa etmiş olacağım. Dalga geçermiş gibi güldüm.
"Hayır gelecekte. " işte bu karşımdaki adamı bozguna uğratmıştı. Beklediği cevap bu olmadığı yüzünün her zerresinden belli oluyordu. Öyleki bir adım geri gidip öyle baktı bana.
"O zaman sen gelecekten mi geliyorsun?" Cevap vermek yerine kollarımı göğsümde bağladım. Sertçe yutkunup ifadesini toplamaya çalıştı. "Senin zamanın ne kadar ileri?" Meraklı ifadesi gerilmeme sebep oldu. Bir şeyler öğrenmeden beni bırakmayacağı belli.
"Bugün çaldığımız arabanın üretiminin durduğu ve oldukça teknolojik arabaların olduğu bir zamandan. Ah birde her evin bir arabası oluyor genelde. " dudaklarını birbirine bastırdı. Bunları hayal etmek ona zor geliyordur tabiki. "Cep telefonları ve lüks televizyonlarımız var. Üstelik sizin gibi tek kanalla idarede etmiyoruz. " söylediklerim ona ağır gelmiş olmalı ki. Arkasındaki koltuğa oturdu. En azından beni küçümsemeyecek. En iyisi gelecekle ilgili daha fazla şey anlatmayayım. Kafayi yesin istemem.
Yere kenetlenmiş gözleri aklına bir şey gelmiş gibi çatıldı. Öyleki bedeni bile gerilmişti. Açık kahveleri benim koyu kahvelere cevrilirken yüzümdeki ifadeyi sabit tutmaya çalıştım.
"Baban mı sana hırsızlığı öğretti?" Tepki verme. En ufak bir hamlemde bile çözecek biliyorum. Dilimle dudaklarımı ıslatıp arkamdaki aynaya kısa bir bakış attım. Evet bugünkü halim babamın eseri diyemedim. Gerçi bedenim tamamen geri geldiğinde bedenimdeki izlere bir şekilde bir yerde eminimki denk gelir.
"Geç oldu. Gitsem iyi olacak. " cevaptan kaçtığımı tabiki fark etmişti. Bu yüzden kaşları daha çok çatıldı ya. Ayaklanan adama bakmadan çıktım odadan. Öyleki evimin önüne gelene kadar ne dönüp baktım ne de tek kelime ettim.
Cebimdeki anahtarla kapıyı açtım. İçeriye doğru adım atacaktım ki duraksadım. Yarın evdekilerin vereceği tepkileri düşündüm. Bu evden leşim çıkmasa iyi. Kapıyı açık bırakıp karşı evin altında bekleyen adama doğru hızlı adımlar attım.
Düşünceli gözleri ona doğru yaklaştıkça daha belirgin oluyordu. Beni duyabileceği kadar yaklaştıktan sonra dudaklarımı araladım.
"Bir kaç gün gelmeyeceğim. Evdekilerin ve çevredekilerin tepkileriyle uğraşırım büyük ihtimalle. " cevap vermeden bana bakmaya devam edince gözlerimi kaçırdım. Neden bu şekilde bakıyordu ki. Cevap vermeyecek diye düşünürken beni şaşırtıp dudaklarını araladı.
"Tamam. " sadece bu mu? Başka ne bekliyordum ki? Benimle ilgili herşeyi bildiği için bana yardım etmesini mi? Hem Yasemin diye bir kız vardı. Ancak iki üç gündür oda ortalarda yok. "İyi geceler Nefes. " Pusat tekrar konuşana kadar ona baktığımın farkında bile değildim. Gözlerimi kaçırıp etrafıma baktım. Adımla seslenmesi bile alışabileceğim bir şey değilmiş gibi hissettiriyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~
General FictionGelecekten geçmişe giden kızın hikayesi. Sıcacık aile ve mahalle hasreti çeken kız bir sabah istediği yerde gözlerini açıyor. Tek fark artık kendi bedeninde değil. Gelecekten gelen kızımızın kötü özelliklerinden biri hırsız olması. Bakalım gittiği g...