Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...
~Nefes~
Boğazımdaki baskı yüzünden gözlerimi iri iri açarken acı çekiyordum. Bulunduğum lüks araba bas bas bağırıyorduki kendi zamanıma geldim ancak garip bir durum varki biri arkadan boğazıma kolunu dolamış beni boğuyordu. Öyleki nefessizlikten gözlerim bile yaşarmıştı. Ellerimi arkaya atıp atamın yüzünü buldum ve Aşkının uzun tırnaklarıyla gözlerine baskı yaptım.
"Bırak lan beni. Lan bırak. " beni boğmaya çalışan adamın kolu gevşeyince ciğerimi yakan bir nefes aldım. Eğer ben gelmesem Aşkın bu arabadan sağ kurtulamaz belli. Gözlerim açılmış olan torpido gözüne kaydı. Siyah tabanca beni kullan diye yalvarıyordu resmen. Ayaklarımı kullanıp tabancayı aldım ve kendime doğru çektim. Bu arada araba dışındada bir hareketlenme yaşanmıştı.
Bir elimi adamın gözünden çekip hızla tabancayı kavradım ve namlu kısmından tutarak arkaya savurdum. Gelen acı dolu inlemeyle birlikte adam boğazımdaki kolunu geri çekti. Derin nefesler alırken bir yandanda öksürüyordum. Yinede hızlı davranıp koltukta arkamı dönüp adama tabanca doğrulttum.
"Kıpırdama yoksa acımam sıkarım. " tahriş olmuş sesimle karşımdaki adamı tehdit ettim. Kaşı patlayan adamın göz kapaklarında tırnak izlerim vardı. Bulunduğum yerin kapısı açılınca göz ucuyla baktım. Serdar büyük bir endişe ile bana bakıyordu.
"Aşkın. Ah biraz daha geç kalsam. " elleri titreyen adama bakmak yerine gözlerimi arabanın dışında yerde kıvranan adamlara çevirdim. Bir kişi yetmemiş dört kişi minicik kızı öldürmeye gelmişlerdi. İyide bunlar kim böyle.
"Merak etme iyiyim. Sadece boğazım ve ciğerim yanıyor. Havasızlıktan. " iki kez yutkunmaya çalıştım. Hala aldığım nefes bana yeterli gelmiyordu. Öyle bir anda gözlerimi açtımki korkmaya veya neler oluyor diye düşünmeye fırsatım olmadan kurtulmaya çalıştım.
"Nefessin sen değil mi?" Serdarın gözleri arka koltukta yaralı olan adama kaydı. Bunu Aşkının yapamayacağını oda biliyordu. Cevap veremeyeceğimi fark edince başımla onayladım.
"Bunlar kim böyle? Niye Aşkına saldırdılar?" Boğazımdaki yanma yüzünden konuşmanın sonunda öksürdüm. Serdarın gözlerindeki ifade bilmediğini gösteriyordu. Belliki onun düşmanları değil. Olsa kim olduğunu rahatlıkla bulurdu.
"Bilmiyorum ki. Burda Aşkını bilen kimsede yokki gelip öldürmeye kalksın. " benim kapımı kapatıp sürücü koltuğuna geçti. "Adama silah doğrultmaya devam et. Eve kadarda ani hareket yapmasına izin verme. Gerekirse sık öldür. " son kısmı bana göz kırparak söyledi. Her ne kadar titreyen parmaklarımla adama silah doğrultsamda vuramam. En azından ölümle burun buruna değilsem.
"Merak etme. Ağzını açsa bile sıkarım. " ifadesiz yüzüm karşımdaki adamın korkması için yeterliydi. Daha demin benim yaptıklarımdan sonra korkuyordu. Sonuçta kim boğazı sıkılırken birinin gözlerini oymaya çalışıp tabanca ile saldırır. Serdar arabayı çalıştırırken bir an bile gözlerimi beni boğmaya çalışan adamın gözlerinden ayrımadım. Ancak o korkudan gözlerini kaçırıyordu. Öyleki ağzını açıp yalvaramıyordu bile.
"Seni gördüğüme sevindim. " Serdarın sesindeki tuhaf tını yüzünden bedenim istemsiz gerildi. En son onunla yan yana olduğumuz zaman beni öpmeye çalışmıştı. Normalde hayatta yanında durmazdım ancak Aşkın geldiğinde Serdarın yanında olsun başına bir iş gelmesin diye mecbur yanında bulunacağım.
"Hı hı. " ilgisizce geçiştirdim. Pusat bu adamla konuştuğumu görse dudaklarıma yapışıp kendini benim yerime koy ve hoşuna gitmiyorsa yapma derdi. Onu düşünmek bile daha deminki boğulma korkuma rağmen gülümsememe yetti. Koca adam mahalleye geri geldiğinde beni bulamayacak. En çok ona üzülüyorum. Korktuğumuz başımıza gelmiş o geri dönmeden ben zaman değişikliği yapmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~
Ficción GeneralGelecekten geçmişe giden kızın hikayesi. Sıcacık aile ve mahalle hasreti çeken kız bir sabah istediği yerde gözlerini açıyor. Tek fark artık kendi bedeninde değil. Gelecekten gelen kızımızın kötü özelliklerinden biri hırsız olması. Bakalım gittiği g...