Beş gün. Tam beş gündür kendi zamanımda dolanıyorum. Ne bedenim geri geliyordu ne de ben geçmişe gidebiliyorum. Bu duruma tedirgin olmadım desem yalan olur. Aşkınla Pusat aşkımı alevlendide ben geçmişe geri gidemiyorum.
Daha fazla karanlıkta oturmaktan vazgeçtim ve odadan çıktım. Gözlerim kocaman evde Buseyi ya da Serdarı aradı ancak ikiside ortalıkta yoktu. Bahçeye çıkmaya karar verip o kadar koruma arasında kendimi bahçeye attım. Havuzun oraya gidip çimenlerin üstüne oturdum. Sanki bu gece yıldızlar fazla mı görünüyordu?
Sırtımı çimenlerle birleştirip daha rahat izlemeye başladım yıldızları. Daha önce bu güzelliği oturupta izlememiştim.
"Bende severim. " gelen sesle irkilip kafamı arkaya doğru attım. Serdar başımda dikilmiş yıldızlar yerine beni izliyordu. "Yıldızlar sencede çok şey anlatmıyor mu?" Dudak büktüm. Oturup adam akıllı ilk defa yıldızlara bakıyordum. Yani bir şey anlatıyorsada haberim yok.
Beni burada tek başıma bırakır diye düşünürken şaşırtıp yanıma benim gibi uzandı. Her zamankinin aksine takim giymek yerine siyah eşofman takımı giymişti. Saçları ise özenle taranmak yerine dağılmış bir tutamıda anlına düşmüştü.
"Bir şey deneyebilir miyim.?" kısılan gözlerimi konuşan adama çevirmek yerine yıldızları izlemeye devam ettim.
"Ne deneyeceksin?" Kafamı çevirip gergin adama baktım. Kendi içinde tartışmaya girmiş gibi duruyordu. Kafamı yeniden yıldızlara çevirmiştim ki görüntümün önüne giren Serdarın yüzüne şaşkınca baktım. Yeşil gözleri kahvelerim ile dudaklarım arasında gel git yapmaya başladı. Ne deneyeceğini anlayınca gerildim.
"Bir kere öpsem. Sadece kaderim tekrardan sen olduysan anlamak için. Kalbin bana atarsa. " nefesi yüzümü yalayan adamı itmek için ellerim kalktı ancak bunu yapmadım. Ya dediği gerçekse. Ya beni öpünce bir daha geri gitmezsem. "Bir kere. " gözlerime ısrarla bakan adama karşılık kaşlarım çatıldı. Ya değişen bir şey olmazsa ve kalbim ona atmazsa ne olacak? İlk öpücüğüm kim vurduya mı gidecek?
"Umarım bunu Aşkında da denememişsindir. " kafasını iki yana sallarken beş gün içinde ilk defa gülümsediğini gördüm. İstemsiz gözlerimi kaçırdım. Yüzlerimizin bu kadar yakın olması tuhaf hissettirmişti. Rahatsız olup bedenini üstümden attım. "Ya bir şey hissetmezsem. O zaman gerçek kaderim olan insana ihanet etmiş olmayacak mıyım?" Aslında bunu hiç düşünmemiştim ancak bir anda öylece dudaklarımdan döküldü. Karşımdaki adamın yüzü kasılırken uzandığı yerde doğruldu. Bende ona uyup doğruldum.
"Senin gerçek kaderin benim. Aşkının kaderini reddetmesi ile olaylar karıştı. " sinirle bana kızan adama cevap vermedim. Bu konuyla ilgili sadece onların anlattıklarını biliyordum. O ayna Serdar gile büyük annelerinden miras kalmış. Tabi hikayeyi duydukları için hiç kullanmamışlar. O gün aynanın Busenin yanında olma sebebi başka bir adama satacak olmalarıymış. Bense erken davranıp onlar satmadan çaldım.
"Yinede kaderler değişti. " Karşındaki adam sinirle güldü. Ondan kaçmamı adlandıramıyormuş gibiydi. Aklına gelen her neyse gözlerinin irileşmesine neden oldu. Yeşilleri ışık hızıyla bana döndü.
"Aşkının kaderindeki adamı seviyorsun. " aralanan dudaklarıma mani olamadım. Bu dediği imkansız. Pusatla ne kadar vakit geçirdim de onu seveyim.
"Kimseyi sevdiğim yok benim. " sinirle çıkışmamı umursamadan elini enseme atıp yüzünü kendine doğru çekti. Öpecekti beni. Ellerimi kaldırıp onu engelleyecektim ki gözlerim geriye kaydı. Dudakları dudaklarıma değmeden kolları arasına yığıldım.
Gözlerimi yeniden iri iri açıp çırpınmaya başladım. Serdarın benden izinsiz öpmesini istemiyorum. Beni tutan ellerden kurtulmaya çalıştım. Taki koyu kahvelerim açık kahvelerle kesişine kadar. Pusat karşımda durmuş çırpınan beni zapdetmeye çalışıyordu. Konuştuğunu ise yeni fark ettim. Dudakları habire oynuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~
Ficción GeneralGelecekten geçmişe giden kızın hikayesi. Sıcacık aile ve mahalle hasreti çeken kız bir sabah istediği yerde gözlerini açıyor. Tek fark artık kendi bedeninde değil. Gelecekten gelen kızımızın kötü özelliklerinden biri hırsız olması. Bakalım gittiği g...