🌗14🌓

5.8K 470 61
                                    

"Kahvaltı mı? Ciddi misin?" Yüzündeki ifadenin değişmemesi ciddi olduğunu gösteriyordu. Sinirle gülüp yeniden konuştum. "Hasanda kahvaltıya gelebilirdi. Niye gönderiyorsun ki?" Cevap vermek yerine omuz silkti. Tamam Hasana Aykutu vurduğu için sinirli ancak bu şekilde davranmasıda hoş değil.

Rüzgâr yüzünden saçımı bırakmadan yanımda yürüyüp birlikte tamirhaneye girdik. Necati ile Hakan kahvaltı masasına oturmuş muhabbet ediyorlardı. Saçlarım salınınca onlara doğru ilerledim.

"Günaydın. " çay içen Necati beni görünce ağzındakini yutamadı. Eminim yeni görünüşüm yüzündendi bu tepkisi.  Gerçi gecede görmüştü.

"Günaydın. " Hakan daha erken toplanmış olmalıki oturduğu yerden kalkıp yerini bana verdi. İtiraz etmeden oturdum. Yanımda Necati karşımda Pusat onun yanındada Hakan oturuyordu.
"Farklısın. " kahvaltıyı inceleyen gözlerim Hakana kaydı. Yüzümü inceleyen gözlerinde hala şaşkınlık vardı. Ensesine yediği şaplakla irkilip Pusata döndü. Mecbur bende ona baktım.

"Sanane lan. " öfkeli yüzü üçümüzüde susturmuştu. Bunu fırsat bilip çaydan bir yudum aldım. Sabah evden apar topar çıkınca bir şey yiyememiştim. Onları umursamadan kahvaltıyı hızla yaptım.

"Menemen efsane olmuş. " son lokmayıda alıp ağzıma attım. Hakanla Necati ise son lokmanın ardından üzgünce bana baktı. "Hiç öyle bakmayın. Siz hergün bu menemeni yapıp yersiniz. " elimi peçeteye silerken Necati konuştu.

"Pusat abi yapsa yerizde yapmıyor. Hatta bugün yapınca şaşırdım. " peçeteye sildiğim elim öylece kaldı. Pusat mı yapmıştı menemeni? Özellikle ona bakmadan Necatiye döndüm.

"Tarifini öğrenir ben yaparım. " daha önce yemek yapmamış biri olarak büyük ihtimalle yapamam. Babam benim yemeklerimi yemek yerine dışarıdan istemeyi daha doğru bulduğu için bende yemeklerden faydalanıyordum. Eve o kadar para getiriyorum onuda yedirsin bir zahmet. 

"Yaparsan süper olur. " zorla gülümsedim. Tamirhaneye ıslık çalarak giren Aykutla masadaki herkesin bakışları ona döndü.

"Ooo kaynanam beni seviyormuş tamda kahvaltıya denk gelmişim. " görünce bile yüzümü buruşturma isteği yaratan adam sandalyeyi çekip hemen yanıma oturdu. Masadaki gözleri masada dolanırken en son bende durdu. Tükürüğü boğazına kaçmış olmalıki durmadan öksürmeye başladı. Öyleki beyazdan kırmızı rengine döndü.

"Bu ne lan? Karşımdaki kız hem Aşkın hemde başka biri. " şaşkınlıkla konuşan adama tepki olarak gözlerimi devirdim. Tükürüğünde boğulsa iyi olurdu. Gözleri yüzümün her yanını dikkatle incelerken şaşkınlığı yerini sırıtmaya bıraktı.

"Yüzüne bakım mı yapmaya başladın kız?" Uzun saçımdan bir tutam parmaklarının arasına aldı. Pusat gibi zeki birinin nasıl Aykut kadar aptal kardeşi olur? Biraz akıl olsa saçımdaki değişikliği fark edip işin bakımdan ibaret olmadığını hemen anlar. Saçımı tutan parmaklarına elimin tersiyle vurdum. Gözleri asi gözlerime kaydı.
"Sakin ol güzelim. Sadece güzel olmuşsun diyecektim. " sırıtan yüzüne karşılık yüzümü buruşturdum. Daha çok hoşuna gitmiş olmalıki gülüşü büyüdü.

"Kahvaltın bittiyse seni dükkana götüreyim. " ayaklanan adamın yüzünden hiç-bir duygu belli olmuyordu. Bende onun gibi ayaklandım ancak benden önce Aykut ayaklandı.

"Sen dur abi ben götürürüm. " eliyle bana yol veren adama boş gözlerle bakıp yerimden kıpırdamadım. Tek gitsem daha iyi olur.

"Kahvaltını yap bırakıp gelirim. " ortamı buz kestiren ses üzerine Aykutun dudaklarındaki gevşek gülüşte yok oldu. Gözleri abisine kaydı. İstemsiz bende baktım. Herkese herşeye kafa tutan ben karşımdaki adamın bu haline asla kafa tutmak istemezdim. Aykutta benim gibi düşünmüş olmalıki sertçe yutkunup bir şey demeden kalktığı sandalyeye oturdu.

Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin