"Ne bakıyorsunuz? Sizde insan mısınız? Sırf dış görünüşüm değişti diye taşlarla sopalarla evime saldırdınız. Oda yetmedi çocuklarınızı üstüme salıyorsunuz. Acaba bu iki genç beni vursaydı çıkıp ayırmak için araya girermiydiniz? Hiç sanmıyorum çünkü sizin için ben olmamalıyım değil mi?" Sokağı inleten bağırmamla bir çok kisi düşünceli gözlerle bana bakmaya başladı.
"Sizin yüzünüzden tek gezemeyecek miyim? Bende insanım. Senin ve sizler gibi benimde vurulduğunda canım acıyor. Herşeyi bir kenara bırakıyorum. Benim size ne zararım oldu? Birinizin tavuğuna kışt mı dedim? Ne bu kininiz? Ailemide benide yıllardır tanıyorsunuz. Sizler böyle yaparsanız bu mahalleyi terk edince diğer insanlar bize ne yapar?" Birde ağlama yeteneğim olsaydı gözlerimi doldurup ağlardım. Bana hak verenler olmalıki fısıldaşmalar başladı. Hadi Nefes tam olarak bu ortamdan uzaklaşma zamanı. Yüzüme onlar yüzünden acı çekiyormuş ifadesi kondurdum.
Kavgadan önce yere koyduğum poşete elimi uzattım. Dışa yansıtmasamda deli gibi korkuyordum. Bana saldırsalar buradan sağ kurtulamam bile. Tekrar doğrulurken kapısının önüne inen insanlarda tek tek gözlerimi gezdirdim.
"Sizin yüzünüzden eve tıkılmak istemiyorum. Hatta sizin yüzünüzden ailem sıkıntı çeksinde istemiyorum. " koşarak gelenlere baktım. Benim sesimi duymuş olmalılarki Pusat ve Aykut hemen arkalarındada Hasanla Sadık abi geliyordu.
"Ne oluyor lan burda? Ben size ne dedim?" Pusatın kükremesini umursamadan öylece yanından geçip eve doğru adımladım. Sonradan gelen dört erkekte şaşkındı. Pusatın ve Hasanın daha demin ne yaşadığını öğrenmeye çalıştığını kulak ucuyla duymuştum. Ben mahalleliye diyeceğimi dedim. Eski yaşantımda olduğu gibi yine çakıyla gezmeye karar verdim. Bana zarar vermek isteyen olursa acımam saplarım bir yerlerine. Binaya girip bizimkilerin gelmesini bekledim. Pusattan daha önce bana verdiği çakıyı yeniden isteyeceğim. Oldukça keskin ve katlanabiliyor. Apartmana giren dört erkeğe baktım. Hepsinin yüzünde aynı öfke vardı. Aykut bile duyduklarına sinirlenmiş görünüyor.
"Aşkın. Sana bir şey olmadı değil mi?" Hasanın hasar kontrol yapmasına izin verdim. Bedenimde bir şey olmadığını fark edince kolumu hafiften sıktı. "Helal olsun. Hakkının kolunu kırmışsın. " gülen çocuğa dayanamayıp bende gülümsedim. Sadık abiyse bizi beklemek yerine hızla eve çıktı. Adam kendine yediremiyor tabi. Kızına iki erkek saldırmıştı.
"Dua etsin acıyıp malum bölgesine tekme indirmedim. " karşımdaki üç erkeğinde yüzünde hem şaşkınlık hemde sanki onların malum bölgesine vurmuşum gibi acı çeken bir ifade oturdu. Belliki o acıyı daha önce tatmışlar.
"Bundan sonra kavgalara seninle gideceğim. " Aykutun grurlu haline sadece gülümsedim. Daha deminki korkumda sinirimde sönmüştü. Ailen varsa korkacak birşeyin kalmıyor. Eski yaşantımda korkularım geçmiyordu çünkü hep tektim.
"Sert kızmışsın. " Aykutun beğeni dolu bakışlarına yüzümü buruşturarak karşılık verdim. Bu çocuğu bir türlü sevemiyorum. Hasanda benim gibi gerilmiş Aykuta ters bakışlar atıyordu. Gözlerim Aykutun arkasındaki abisine kaydı. Diğerlerinin aksine gözlerindeki öfke dinmemişti.
"Sendeki çakı benim olabilir mi?" Sanki onunla konuştuğumu hissetmiş gibi hızla kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Beni anlamadığını düşünüp yeniden konuştum. "Şu açılıp kapanabilen vardı ya. " kirli sakalını sıvazlayıp Hasanla kendi kardeşine baktı. Sanki onların yanında benimle konuşmak istemiyor gibi.
"Ne çakısı Aşkın? Tamam dövdün ancak bu kadar. Bundan sonra tek gezmezsin olur biter. " dudakları aralanan Hasandan önce Aykut araya girmişti. Dalga geçermiş gibi gülüp onu ciddiye bile almadım. Ne bekliyordu sırf o dediği için benden evden çıkmayacak mıyım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~
General FictionGelecekten geçmişe giden kızın hikayesi. Sıcacık aile ve mahalle hasreti çeken kız bir sabah istediği yerde gözlerini açıyor. Tek fark artık kendi bedeninde değil. Gelecekten gelen kızımızın kötü özelliklerinden biri hırsız olması. Bakalım gittiği g...